"Herkesi kucaklayacak bir devlet yapısı yok"

"Herkesi kucaklayacak bir devlet yapısı yok"
İYİ Partili Sunat, " Bu ucube sistem uygulaması üzerinden 1 yıl geçti. Türkiye tıkandı. Adalete güven sıfırlandı, ekonomi yerlerde ve kurumlar işlemiyor" dedi.

Bünyamin ÖZTÜRK / Ankara

İYİ Parti parlamenter sisteme yönelik anayasa çalışmalarını sürdürüyor. Çalışmanın detaylarını Yeniçağ ile paylaşan İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı Şenol Sunat, Türkiye'de uygulanan yeni sitemin hukuk devletini yerle bir ettiğini belirterek "Artık Türkiye'de herkesi kucaklayacak bir devlet yapısı yok. Sadece yandaşlar için parti devleti var" dedi.

* Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üzerinden daha bir yıl geçti. Ancak bugün revizyon konuşuluyor. Bu sistem yürümüyor mu?

"Sorunuza cevap vermeden önce, bazı konuları hatırlatmak gerekiyor. Hatırlayınız, AKP iktidarında, özellikle FETÖ'nün baş aktör olduğu, 2010 yılı anayasa tartışmaları çerçevesinde ve ileriki süreçlerde milli devlet anlayışını ve kurumsal yapıyı yıpratmak için, Türk kelimesini anayasadan çıkarmak ve Anayasa'nın ilk üç maddesini değiştirmek için neler söylediklerini unutmamalıyız. Türk toplumunu milletleşme sürecinden geriye döndürme ve sosyolojik anlamda onu bir kalabalık ve yığınmış gibi değerlendirme anlayışının nasıl dayatıldığını gördük. Şimdi milliyetçi söylemleri kullanan muhteremler, o süreçte farklılıkları kutsallaştırdılar, vatandaşlığı ve devletin varlığını reddeden etnik ırkçılığa varan sapmaları teşvik ettiler, silah bırakmamış terör örgütü ile müzakereye girişerek, insanları birbirine ötekileştirerek, güya demokratik bir Anayasa yapacaklarını söylediler. O günlerde ve sonraki süreçte çok mücadele veren biriyim. Türkiye'de her şey adım adım gerçekleştiriliyor. Kabul edilen 2010 referandumu ile yapılan değişiklikler ile yargı ele geçirildi. Özetlemek gerekirse 2010 Anayasa'sı ile alt yapının hazırlandığı ve 15 Temmuz hain darbe girişimi de bahane edilerek ve maalesef Milliyetçi Hareket Partisi yönetiminin altın tepsi ile sunduğu 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' veya 'Türk Tipi Başkanlık' adı verilen bu ucube, çarpık ve kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler birliğinin olduğu başkancı rejim, 2017 olağanüstü hâl şartlarında kirli bir referandumla oylandı ve kabul edildi. Tarih, Türk milliyetçiliği ruhuna asla uymayan, milliyetçilik davasını hazmetmiş hiçbir kimsenin kabul etmesinin mümkün olmadığı, bu ucube sistemi ortaya atan, desteğini veren MHP Başkanı ve yönetimini kara harflerle yazacaktır. Biz daha partileşmeden Genel Başkanımız Sayın Akşener'in önderliğinde Anadolu'yu adım adım gezip bu sistemin yanlış olduğunu, ülkeyi uçuruma götüreceğini anlattık. Bu ucube sistem uygulaması üzerinden 1 yıl geçti. Türkiye tıkandı. Adalete güven sıfırlandı. Ekonomi yerlerde. Kurumlar işlemiyor. Bürokraside liyakate göre atama yapılmıyor. Kimse problemiyle ilgili muhatap bulamıyor. Dış politika içler acısı. Üretim yok. İnsanlar mutsuz ve umutsuz. Her konuda tek adam karar veriyor. Artık Türkiye'de herkesi kucaklayacak bir devlet yapısı yok. Sadece yandaşlar için parti devleti var. AKP içinde bile, mırıldanmalar haykırmalara dönüşmeye başladı. Bu sistemin yürümediği apaçık ortada. Revizyonla olacak iş değil. Yeniden, gecikmeden parlamenter sisteme dönmeliyiz, ama görünen odur ki, Cumhurbaşkanı bu gücü elinden bırakmak istemiyor."

* İYİ Parti olarak Parlamenter sisteme dönülmesini savunuyorsunuz. Bu konuda çalışmalarınız ne durumda?

"Utanmadan, yüzleri kızarmadan iktidar partisi ve küçük ortağının temsilcileri, İYİ Parti'nin CHP ve HDP ile birlikte anayasa çalışması yaptığını söylüyorlar. İYİ partinin temsilcisinin olmadığı haber programlarında iftaralar, yalanlar havada uçuşuyor. Kuldan utanmıyorlar da Allah'tan da korkmuyorlar. Ben onlar adına utanıyorum. İYİ Parti net ve şeffaftır. Biz çalışmamızı İYİ Parti olarak yapıyoruz. Milletimize bir sözümüz var. Parti programımızda ve seçim beyannamemizde belirtmişiz. Geçmiş yıllardan beri anayasa konusu ile ilgili birikimimiz var zaten. Konuyla ilgili uzmanlardan görüşler alıyor ve tartışıyoruz. Başkanlığını yaptığım hukukçuların yer aldığı komisyonla 24 Haziran'dan beri çalışmalarımızı hızla sürdürdük. İlkelerimizi belirledik. Parlamenter rejimin sağlıklı işlemesi için yapılması gerekenleri, devlet organlarının sağlıklı işleyiş ve denetleme mekanizmasının ilkelerini ortaya koyduk. Cumhuriyetimizin temel felsefesine uygun, üniter ve milli yapımızın muhafaza edileceği, evrensel insan haklarının en iyi şekilde ifade bulduğu, demokratik parlamenter rejimin olmazsa olmazı ve insan haklarının korunmasının temel şartı olan kuvvetler ayrılığı prensibinin en sağlıklı formülasyona kavuşturulacağı bir Anayasa çalışmasını milletimizle buluşturacağız inşallah. Parlamenter rejim, ülkemizde 1909 yılında Kanun-u Esasi'de yapılan değişikliklerden bu yana uygulanmakta idi. Yani siyasal kültür olarak en aşina olduğumuz siyasal sistem, daha doğrusu tek demokratik siyasal sistem, parlamenter sistemdir. Bilindiği üzere, Anayasa terimi aslında iki temel hukuksal alan ile ilgilenir. Bunlardan birincisi, elbette temel hak ve özgürlüklerin düzenlenerek anayasal güvenceye alınmasıdır. İkincisi ise, devlet organlarının oluşumu, görev ve yetkileri ile birbirleriyle olan ilişkileridir. Eğer devlet organları güçler ayrımı temelinde birbirinin alanına karışmayacak ve birbirini dengeleyecek şekilde oluşturulmaz, devlet aygıtının işletilmesindeki denetim ve dengeler sistemi kurulamaz ise, Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklere ilişkin bütün düzenlemeler anlamsız kalır. Anayasa değişikliklerinde devlet, birey, toplum ile güvenlik ve hürriyetler arasındaki anlamlı denge korunmalıdır diyoruz. Demokrasinin asıl amacı, ülke yönetiminin halka ait kılınması yoluyla halkın hukuk güvenliğinin sağlanması, yani hukuk devleti olarak adlandırılan bir siyasal sistemin kurulmasıdır. Şu an da Türkiye'de uygulanan başkancı rejim hukuk devletini yerle bir etmiştir."

YARGI YENİDEN YAPILANDIRILMALI

* Önereceğimiz Parlamenter sistemde neler var?

"Siyasi partilerin demokratikleşmesi, kısaca seçim ve siyasi partiler kanununun değişmesinin elzemliği, aday belirleme süreçlerinin demokratik olması, kontenjana sınır getirilerek anayasal güvenceye alınması, ülke barajı, Türkiye milletvekilliği ile temsili adaletin sağlanması, Hazine yardımının siyasi partilere hakkaniyetli dağıtımı, partilerin denetimi, Meclis'in güçlendirilerek denetim ve yasama yetkisinin arttırılması, Cumhurbaşkanı'nın yetkileri, seçimi ve süresi, Başbaka'nın konumu yetkileri, Merkezden Yönetim ve Yerinden Yönetim İlkeleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Tabi ki en önemlisi yargıya siyasetin ve yürütmenin nüfuz kanallarının önlenmesine yönelik tedbirlerin alınarak yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının şüpheden uzak bir şekilde teminine yönelik özellikle Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Yüksek Seçim Kurulu, Yargıtay ve Danıştay'ın yeniden yapılandırılması, seçimi ve işleyişi için ilkeleri belirledik. Tabi bu bir ön çalışmadır. Nihai bir sonuç değildir. 3 Ağustos'ta yaptığımız 4. Olağanüstü kurultayımızda Parti Divanı'nda yeni bir yapılanmaya gidildi. Görev alanlarımız ve tanımlarımız değişti. Bu yapmış olduğumuz çalışmanın raporu, İYİ Parti Hukuk İşleri Başkanlığı'na teslim edildi. Hukuk İşleri Başkanlığı detaylı çalışmalar bittikten sonra raporu, parti yönetimi ve Sayın Genel Başkanımızın görüşlerine sunacaktır."