''İddia ediliyor'' gazeteciliği!

''İddia ediliyor'' gazeteciliği!

Gazeteciliğe sahip çıkmak, gazeteciliğin ilkelerine ve ahlakına sahip çıkmakla mümkün..

Büyüklerimizden böyle öğrendik.. Elbette hatalarımız olmuştur, ama yaşam standardımıza baktığınızda, bu değerlere uymuş olmanın çıtasını görürsünüz..

Hem ahlaki açıdan, hem değerler açısından, hem de ekonomik açıdan..

**

Türkiye''de son 20 yılda yaratılan medya düzeni, gazeteciyi, gazeteciliğin değerlerine yabancılaştırdı..

Üstelik sadece, bu medya düzeninden beslenenleri değil, lafa gelince, bu medya düzenini eleştirenleri, hatta onunla mücadele ettiğini iddia edenleri de yabancılaştırdı..

Bu yeni ve kirli medya düzeni, bazı iyi markaları, "Hak, hukuk" diyebilen markaları da zehirledi..

Nasıl zehirledi?

"Hak, hukuk" diyebilen markaların içinde yer alan, haksız-hukuksuz isimlerle zehirledi..

Mesleğin en temel değerlerine yabancılaşanlarla zehirledi..

Öylesine yabancılaştılar ki, yeni ve kirli medya düzeninin tüm kötü alışkanlıklarını kaptılar..

**

Kıymet verdiğim için, hâlâ umudum olduğu için, marka adı vermeden yazıyorum..

Bakın, İYİ Parti hiçbir toplantısında, etkinliğinde "Akreditasyon" uygulamaz..

Seveni de davet eder, sevmeyeni de..

İktidarı alkışlıyor diye ayrım yapmadığı gibi, muhalif diye de baş tacı etmez..

Gazeteci, gazetecidir..

Gelsin, doğrusunu görsün diye, yalan yazanı da davet eder,

Belki göz göze gelince mahcup olur da, vicdanı devreye girip, aklı açılır diye, hakaret edeni de..

Ama bu, İYİ Parti''nin, uğradığı bütün haksızlıkları sineye çektiği ve çekeceği anlamına gelmez..

Bu medya düzeninin, görevli ve kirli kalemlerinden damlayan yalanlara alışığız..

Ama, bu kirli medya düzenine itiraz ediyor-muş gibi yapıp, o düzenin sahiplerinin değirmenine su taşıyanları gördükçe de şaşkınız..

**

Bir haberin haber olabilmesi için somut bilgilere, belgelere ihtiyacı vardır..

Gazetecilik, birinin üflediği her hangi bir şeyi, o dakika manşete çekmek değildir..

Eğrisini doğrusunu kontrol etmek gerekir..

"İddia edildi", "belirtildi" gibi perdelerle;

Hiç konuşulmamışları, hiç söylenmemişleri haber ya da yazı konusu yapmak değildir gazetecilik..

"İddia edildi" ya da "belirtildi" gibi perdeler kullanılmaz mı, elbette kullanılır..

Ama, iddia ispatlanabilecekse kullanılır..

Sonra;

"İyi de arkadaş, bu yazdıkların hiç konuşulmadı ki, bu yazdıkların hiç olmadı ki" dediğinde,

İspatlanamayacak yalanların ardına sığınıp, gazetecinin özgürlüğünden bahsetmek, olsa olsa, bu kirli medya düzeninin bir alışkanlığıdır..

O yüzden diyorum, bu kirli medya düzeniyle mücadele ediyor-muş gibi yapıp, onun bütün kirlerini üzerinde taşımak, birbiriyle çelişir..

Ya kirlisindir ya da temiz..

**

Siyaseti dizayn etmek gibi bir sevdası olanı anlarım..

Bu alışkanlık mesleğimin patron katlarında hiç vazgeçilmeyen bir alışkanlık..

Ama, bir gazeteci, kirli ve kötü insanların suflajıyla, temiz ve iyi insanlara dair yalanlar yazıyorsa, bunu anlamam..

**

Son günlerde iyice arttı bu kirlilik..

Medyanın kirli kanadında olsa yine anlarım..

Ama bu kez, medyanın temiz olduğunu iddia eden kanadında arttı..

Kötü olan da bu..

Siyasi açıdan geçtim, mesleğim açısından kötü..

Biri bir şey yumurtluyor, hooop yaz..

"Arkadaş, yok öyle bir şey, ne yapmaya çalışıyorsunuz?" diye sorunca da, medya özgürlüğünden falan dem vur..

Bu basit ve kurnaz kirlilik, temiz kaldığını iddia edenlere de musallat olduysa, vay halimize..

İçeriden ya da dışarıdan, Beştepe''den ya da Balgat''tan, üflenen her şey haber değildir..

Haber olabilmesi için, elinde somut şeylerin olması gerekir..

Ülke bu kadar kritik bir dönemden geçerken ve sen ülkeyi dert ettiğini iddia ederken, tek bir harfin bile nelere mal olabileceğini hesap etmeden yürüyemezsin..

"Ben gazeteciyim" deyip geçmek, gazeteciliği, gerçeklerin ve insan olmanın dışında bir şey sanmak, gerçek bir gazetecinin yapacağı iş değildir..

Unutulmamalı ki;

Bu mesleğin unutulmayanları, fısıldanan her şeyi yazıp çizenler arasından değil,

Hem mesleğini hakkıyla yapıp, hem de memleketi dert edenler arasından çıkmıştır..

**

Gazeteci, mahallenin kısır partilerindeki fısıltılarla değil, gerçekle ilgilenir..

Bu hem meslek ahlakının,

Bazı dönemlerde de, memleket meselesinin bir gereğidir..

Çünkü gazeteci, laf olsun diye gerçeğin ve doğrunun izinde olmaz..

Gazeteci, mesele memleket meselesi olduğu için gerçeğin ve doğrunun izinde olur..

**

Gerçeği öğrenebilmek için bir telefon kadar yakın yığınla insan varken,

"Bagajı entrika ve haram dolu fiştekçilerin" suflajlarıyla yetinmenin tembelliği değildir, gazetecilik..

Temizlenmek için kirlenmek şart diyorsanız, o da sizin tercihiniz...

Yazarın Diğer Yazıları