İkinci turun kilidi kim olacak?

İkinci turun kilidi kim olacak?

Ben, yirmi yıldan uzun süredir ülkeyi, hiç öyle iddia ettiği gibi tek başına da değil, ileri demokrasi günlerinde sol-liberal tayfa, kumpas süreçlerinde sonradan FETÖ olan yapılanma, çözüm sürecinde HDP, paçayı kurtarma döneminde MHP gibi konjonktürel ortaklarıyla birlikte yöneten, yine bir dönem işi "egemenliği devre"dene kadar vardırdığı AB, bir dönem taşeronluğuna soyunduğu ABD, bir dönem Rusya ve her dönem el altından "bazı Arap dostları"nın hilafına karar alamayacak şekilde yöneten bu iktidarın değişmesini, "herkesten çok isteyen vatandaşlar" kümesi içindeyim.

Mesleğim itibarıyla sadık kalmak durumunda olduğum ilkeleri elbette çiğneyemem; yalan yazamam, bile isteye çarpıtamam, iftira atamam, bilgi kirliliğine yol açamam, gerçeği karartamam ve fakat yazarken bu ilkelere gölge düşürmemek şartıyla, meslek dışı bütün alanlarımda, bir vatandaş olarak yasal ve meşru sınırlar dahilinde üzerime düşen her şeyi yapabilirim bu uğurda.

Zira…

İlk oyumu kullandığım günden bu yana başka bir iktidar görmemiş; demokrasinin vaat ettiği çeşitliliği, çok sesliliği hiç tecrübe edememiş bir vatandaşım.

Mesleğe yazık ki bu iktidar döneminde başlamış, en verimli yılları bu iktidar döneminde harcanmış, yukarılarda yer tutabilmiş nice emsalinden daha iyi eğitimli, tartışmasız daha donanımlı olmakla birlikte, niteliklerine tezat sınırlı bir alana sıkıştırılmış, önündeki merdivenlerin daha ilk basamağında "çıkış kapısı" zincire vurulmuş, hak ettiğiyle, hak görülen arasında dağlar olan bir yazarım.

Demir parmaklıklar arkasına hapsedilmedim ama hapsedilen arkadaşlarımın yolunu gözledim; adliye koridorlarını hepimiz kadar belledim.

Ek olarak, artık bir anneyim; ne tarihî gerçeklerle, ne inandığım hiçbir değerle örtüşmeyen müfredat değişiklikleri, ideolojik körlüğe saplı kadrolarla tahrip edilen "millî eğitim" sistemine emanet etmek zorunda olduğum çocuğum için ayrıca endişeliyim.

"Türk Milliyetçisi" kimliğimle hissettiklerimi yazmıyorum bile!

Dolayısıyla…

Bu saatten sonra, sırf istibdat kahrolabilsin ve hürriyet yaşayabilsin duygusuyla, yol yakınken tamir edilebilmeleri için dikkat çektiğim arızalardan dolayı, tutup da "muhalif görünen yandaş" muamelesi yapmaya kalkışan olursa çok ağır konuşurum.

*

Bu ön bilgilendirmeden sonra gelelim esas mevzumuza:

*

Yirmi küsur yıldan sonra ilk defa, yirmi küsur yıl boyunca AK Parti''nin açık ara önde götürdüğü seçmeni/toplumu bloklaştırma işini nihayet becerebilmişken…

Nihayet AK Parti''nin bazen inanç, bazen beka, bazen Erdoğan''ın şahsı üzerinden oluşturduğu bariyerleri aşmış, "karşı mahalle"nin de aklına yatabilecek bir yere konumlanabilmişken…

"Makul" bir dille, her bir vatandaşın kendini "tehdit altında hissetmeyeceği" bir Türkiye umudunu yeşertebilmişken…

Ne oluyor Allah aşkına?

Birkaç saplantılı, kuyruk acılı, ideolojik bağnaz kendi kendini tatmin edecek, kişisel hırsını alacak diye değer mi, "Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik"ten, "Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur"a savrulmaya?

*

Birinci konu:

Henüz kazanılmamış bir seçimden sonrasına dair engizisyonlar oluşturmak ne demek?

"Yaşam hakkı tanınmayacaklar" listeleri yapmak, başımıza rövanş çığırtkanı kesilmek ne demek?

Kimin adına, hangi hak ve yetkiyle?

Muhalefet, kimi kesimler nazarında "ürkülür" olmaktan çıktıysa, bu "Devri sabık oluşturmamak" taahhüdü sayesinde; farkında mı değilsiniz? Yoksa farkındasınız da kasten mi yapıyorsunuz?

Yağ sürmek istediğiniz ekmek başkaysa!..

*

İkinci konu:

Muhalefetin konsolide haldeki, ortak gaye hatırına "bir" olmuş büyük bloğunu oluşturan yapıları, kendi içlerinde bölüp parçalama girişimleri.

Birileri sürpriz olmayan şekilde Saadet Partisi''ni kurcalıyor…

Birileri sürpriz olmayan şekilde İYİ Parti''yi kurcalıyor…

Hatta, "Kemal Bey''den sonrası" namına CHP kurcalanıyor…

Bu bahiste, muhalefetin açısından yegane teselli Cumhur İttifakı''nın da aynı diken üstünü iklimi soluması;

HÜDA PAR ortaklığından sonra MHP, kurumsal bir karara dönüştüremese de için için kaynıyor.

Vatan Partisi isyan bayrağını açtı.

Bazı AK Partililer rahatsız!

İttifaklara sığmayan, sığamayan, birkaç hafta öncesine kadar birbirine geçişkenliği söz konusu olsa bile, genişlemiş ittifak profillerinde artık buna yanaşmayacak olan seçmen grupları oluşmaya başladı.

*

Tam da bu aşamada…

Üçüncü konu:

HÜDA PAR''ın Cumhur İttifakı''na "resmen" katılmasından sonra Millet İttifakı çevresinde oluşan/oluşturulan halüsinatif rahatlık.

Cumhur İttifakı''nın Cumhurbaşkanı adayının HÜDA PAR''la el sıkışması;

İktidarın "yerli ve millîlik", "beka" söylemlerini hükümsüzleştirir.

"Terör örgütleri" ve terörle mücadeledeki samimiyetsizlik algısını güçlendirir.

HDP üzerinden geliştirilen söyleme bakınca, "Bu ne perhiz" dedirtir.

"Yaman çelişki" hükmündedir.

Güvenilmezliğini pekiştirir.

Ve fakat…

HÜDA PAR destekli adaydan HDP destekli adaya doğru bir seçmen göçü sağlamaz.

AK Parti ve MHP''den İYİ Parti''ye belki kaymaya yol açabilir, fakat Erdoğan''dan Kılıçdaroğlu''na oy devşirmez.

Aksine, HÜDA PAR ile HDP arasında tercihe zorlanıyor olmaktan memnun olmayan hatırı sayılır bir milliyetçi seçmen kitlesi için "üçüncü yol"u, kaçınılmaz hale getirir.

Bu yol kime çıkar derseniz…

Sinan Oğan''ın hafife alınmamasını tavsiye ederim.

*

Oğan''ın adaylığını üç hafta önce değerlendiriyor olsaydım; bu kadar iddialı cümleler kurmaya çekinebilirdim.

Ve fakat, adaylığını, her iki ittifakın da ciddiye alınması gereken oranda milliyetçi seçmeninin, "son gelişmelerden/genişlemelerden sonra" kendilerini "adaysız" hissettikleri bir anda ilan etmiş olması önemli.

*

Siyasi muhalefet açısından bu adaylığı "oyları bölüyor" öfkesiyle karşılayıp, yok saymak, beyhude şekilde yok saydırmaya çalışmak da bir seçenek…

Varlığı ve muhtemel etki alanıyla yüzleşip, ikinci turdan "millî bir sonuç"la çıkmayı sağlayacak fırsata dönüştürmek de…

Seçimin ikinci tura kalması halinde "kilit" oyların Türk Milliyetçileri''nin olması, Türkiye Cumhuriyeti''nin ikinci yüzyılına, birinci yüzyılın kodlarıyla başlamak açısından anlamlı olmaz mı?

Yazarın Diğer Yazıları