İki yıldır yollardayız..

Milletin ne yaşadığını, ne yaşamadığını sahada ve yakından görüyoruz..

Biz gazeteci milletiyle karşılaşanlar genellikle şu soruyu sorar;

-Siyasette tabloyu nasıl görüyorsunuz?

Bu soru son dönem attığımız her adımda karşılaştığımız bir soru..

Çünkü sağ olsun, mesleğe "bulaşmış" her şeyi bilenler yüzünden, gazetecilerin her şeyi bildiği kanaati yerleşmiş..

Aslında kısmen doğrudur, gazeteci birçok kimsenin bilmediği birçok şeyi bilir..

Ama bildiği şeyin vasfı haberdir..

Son dönem ekranları, gazete köşelerini saran "herbolog"lar yüzünden, gazeteciler, hem haberci, hem sosyolog, hem filozof, hem analist, hem stratejist, hem de her şey sanılıyor..

Değildir efendim..

Evet çok şey bilirler, ama her şeyi bilemezler..

**

Rahmetli Uğur Mumcu''nun, "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar" tarifi, son dönem medyanın yıldız isimlerine yapışmış bir hastalığa döndü..

**

Bu soru bana geldiğinde 1 yıl önce başka bir cevap veriyordum, bugün başka bir cevap veriyorum..

Bir yıl önce diyordum ki;

-Sahada 1999 seçimlerindeki gibi bir hava görüyorum..

Sugün soranlara ise başka bir cevabım var;

-2002 seçimlerinden önceki havayı görüyorum..

**

Bir yıl önce ne siyaset ne de ekonomi bu noktada değildi..

O yüzden farklı bir tablo vardı..

Ancak bugün, siyasetteki savrulma,

İktidarın ipin ucunu kaçırması,

Mutfaktaki yangın,

Faturalardaki patlama,

Kiralardaki artış,

Dövizdeki tırmanış,

Faizlerdeki (iktidarın iddiasının aksine) artış,

İşsizlik,

Gençlerin şartları gibi sayısız nedenle, Türkiye''nin siyasi ikliminde ciddi bir değişiklik var..

**

Düne kadar, Ak Parti''ye oy vermiş vatandaşlarımız sessizken, bugün onların da sesi çıkıyor.. Hem de yüksek çıkıyor..

Son olarak, trol ekiplerin patronlarından Ak Partili Mahir Ünal''ın başına geleni duymuşsunuzdur..

Salon toplantısında, ekonomiden canı yanmış vatandaşlara, ilgisiz alakasız konulardan dem vurunca,

Ak Partili olduğunu söyleyen bir vatandaş çıktı ne dedi;

-Yahu bizim meselemiz hayat pahalılığı, işsizlik.. Ben kendim Ak Partiliyim.. Ve ben ciddi ciddi açım arkadaş..

**

Bu aslında yazar kasa etkisidir..

İktidar için "İşi elinize yüzünüze bulaştırdınız" uyarısının, en insancıl, en vicdanlı tarifidir..

Dolayısıyla, bana sorulan sorunun cevabı bugün daha açık;

İktidar, o soruyu soran vatandaşın derdini hallederse kalır, halledemezse gider..

**

Peki halletme ihtimali var mı?

Cumhurbaşkanı''ndan Bakanlarına, partililerden kalemşörlerine, "Dardayız" diyen vatandaşı azarlayan üslup bize fısıldıyor ki;

Bırakın meseleyi halletmeyi, daha meselenin farkında bile değiller..

**

Bu durumda soruya daha uç bir yanıt verilebilir;

Gitmişler de, sandık gelmediği için henüz haberleri yok..