İktidar olmak ateşten gömlek giymek demektir

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “yenilgide günah keçisi yalnızca ekonomi değil, yanında sosyolojik ve siyasi nedenler var” dedi.

Türkiye bugüne kadar; 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, 1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2009 Dünya finansal krizi 2021 TL. krizi ile başlayan ekonomik kriz olmak üzere 13 kriz yaşadı.

2009 krizini o zamanki Başbakan Sayın Erdoğan kabul etmedi. Öncekilerin tamamında ekonomik önlemler alındı ve krizden çıktık.

1930 Dünya buhranından sonra, dünya toparlanamadı. Almanya hiperenflasyon ve dünya Hitler şoku yaşadı. Ama Türkiye, 1933-1938 devletçilik politikası uyguladı, beş yıllık birinci sanayi planı yaptı, çok sayıda fabrika ve millîleştirme yapıldı. Dış açıksız yüksek büyüme sağlandı.

Önceki krizlerden yalnızca ekonomik istikrar programı yapılarak çıkıldı. Bugün hem kriz çok boyutlu, hem de hükûmet bir istikrar programı yapmıyor. Gelecek iktidarları zorlayacak sorunlar birikti.

1.Siyasi ve demokratik sorunlar;

Yerel seçimlerde hükûmetin ve partizanların yanlışları oldu. Ama Türkiye bu sorunları aşacaktır. Cumhurbaşkanının yenilgiyi analiz şekli de, siyasi sorunların çözülebilir olduğunun bir göstergesidir.

2.Hukuki sorunlar ve yargı bağımsızlığı;

Yargı sistemi, siyasi iktidar paralelinde yeniden oluşturuldu. Bu sistemi değiştirmek kolay ve fakat kadroları değiştirmek zaman alır.

Gelecek iktidarların, AYM ve AİHM kararlarının uygulanmasını, hâkimlerin tarafsız olmasını sağlamak için zamana ihtiyaçları olacaktır.

3.Devlette kurumsal yapı;

AKP iktidarı önce Fetullah Gülen cemaatinin vesayeti kaldırmak bahanesi ile orduyu kontrol altına almak amacına bilerek veya bilmeyerek destek oldu. Ergenekon gibi sahte davalar açılmasına, askerî ve sivil okullarda soruların çalınmasına, devlette paralel devlet kurulmasına izin verdi. Devletin kurumsal şifrelerinin bozulmasına seyirci kaldı veya ses çıkarmadı.

Cumhur İttifakı’ndan sonra AKP ve MHP devlet imkânlarını siyasi alanda kullandı. Sonra da yetmedi devleti parti devleti yaptılar. Devlette liyakat kalktı. Kısaca kurumsal devlet ortadan kalktı.

Gelecek iktidarlar, Anayasada ve yasalarla, laik devleti teminat altına almalıdır. Devletin ve devlet imkânlarının dinî alanda kullanılmasını önlemek için, Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalı ve camilerin bakımı, din adamlarının maaşları belediyeler tarafından yerine getirilmelidir.

4.Eğitim siteminde ideolojik baskı;

İdeolojik eğitim, geleceğimizi ipotek altına aldı. Siyasi iktidar, herkesi İmam Hatip Liseleri’ne yönlendirmek istiyor. Bu nedenle beyin göçü kaybımız oldu. Teknolojide geri gittik.

Gelecek iktidarların; eğitimi ideolojik tuzaktan kurtarmaları, İmam Hatip Liseleri’ni yeniden ve talebe göre düzenlemeleri, ihtiyaçtan fazla olan imam hatip okullarını mesleki ve teknik okullara çevirmeleri gerekir.

Beyin göçünü durdurmak için, işsizlik oranı düşürülüp, AR-GE harcamalarını artırmak, yurt dışına gidenler için yüksek teşvik vererek bunları geri getirmek gerekir.

Üniversitelere bilimsel ve idari özerklik getirmeleri gerekir.

5.Ekonomide ipotek altına alınan sorunlar;

2003-2012 arasında kontrolsüz spekülatif sermaye ve sıcak para girişi nedeni ile üretim ithal girdiye bağımlı hâle geldi. Gelecek iktidarların ithal ikameci politikalarla ithal girdi payını düşürmeleri gerekir.

Kamu Özel İşbirliği anlaşmaları ile bütçe 20 yıl ipotek altına alındı. Bu düzeni kaldırıp, paralı yolları, köprüleri ve tünelleri kamulaştırmak gerekir.

Türkiye’nin kısa vadeli dış borçları son beş yılda ikiye katlandı. ABD 10 yıllık tahvillerinde faiz oranı yüzde 4,3 iken, bizde Varlık Fonu dolar tahvillerinde faiz oranı yüzde 10’dur.

IMF ile anlaşıp Türkiye’yi borç temerrüdünden kurtarmak gerekir. IMF’yi çıpa olarak kullanıp ve teşvik vererek, yabancı yatırım sermayesi çekmek gerekir.

Gelir dağılımı aşırı bozuldu. Ekonomik kriz derinleşiyor. Gelecek iktidarların planlama yapması, üç yıllık istikrar programı hazırlaması ve ekonomi yönetimi oluşturmaları gerekir.

Türkiye ve halkımız her ne sebeple olursa olsun ağır sorunlar altında kaldığında mutlaka bir çıkış yolu bulmuştur. Bu defa da bulacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları