İleri teknokrasi

İleri teknokrasi

CHP Genel Başkanı "devletin yönetilememe sorunu"ndan, İYİ Parti Genel Başkanı "devlet krizi"nden, Saadet Partisi Genel Başkanı "ortada devlet bırakılmadığından" söz ediyor.

Neden?

Bu soruyu bir kere olsun sordular mı acaba kendilerine; iktidardakiler!

***

''Nasıl sakil bir fotoğraf veriyoruz ki, bir değil, iki değil, üç değil; her fırsatta, ısrarla aynı şeyi tekrar ediyor bu insanlar?''

***

TBMM kürsüsünde, "usulen", "Hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma" diye yemin ettikten sonra "aslen" yegane bağlılıklarının "Liderleri, Genel Başkanları ve Cumhurbaşkanlarına" olacağını ilan eden bakanların, "devlet" açısından tevile muhtaç bu "sadakat" ve "liyakat" anlayışlarının etkisi olabilir mi böyle bulanık fotoğrafların oluşmasında?

Veya…

S-400 pazarlığında gelinen noktayı Çevre, yeni ekonomi modelini Kültür alanında görevli "teknokrat"lardan duyuyor olmamızın mesela?

***

Sahi, bir de böyle bir şey vardı değil mi?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye''yi atlatmak, zıplatmak, sıçratmak, uçurmakla birlikte, bir de memlekete "teknokrasiyi" getirecekti.

Tıpkı demokrasi gibi en ilerisinden illaki!

Bundan böyle, sanayi, ekonomi ve dahi devletin bütün yönetim stratejileri, politikacılar değil konusunun uzmanı "teknokrat"lar eliyle belirlenecekti.

"Kabine", siyasi hüviyeti bulunmayan, tamamen profesyonel olan işte bu "teknokrat bakan"lardan teşekkül edecek; bırakın meydanlarda kora kor siyasi polemiklere dalmayı, "siyasi karar" bile almayacaktı hiçbiri!

***

Bütün samimiyetimle belirtiyorum, Millî Savunma Bakanı çıksa ve üre gübre fiyatındaki akılalmaz artıştan duyduğu endişeyi dile getirse mesela, tarım alanlarındaki daralmanın doğuracağı tehditlere karşı teyakkuz çağrısı yapsa anlayacağım. Bir ülkenin sistematik biçimde üretemez hale getirilmesi, en nihayetinde millî güvenliği de ilgilendiren neticeler doğurabilir. Kendi kendine yetemez hale getirilen bir ülke için "fiili işgal" ihtimali "yok oluş" anlamına gelebilir. Dolayısıyla, Bakan Bey''in de "vatan toprağının akıbeti"ne her manada ilgi duyması normaldir.

Veyahut, İçişleri Bakanı kaçak/çarpık yapılaşmadan, gettolaşmadan vesair yakınabilir; nihayetinde o "getto"ların yataklık ettiği suçlarla mücadele eden teşkilatın başındaki kişidir. Keza, "mülki amir"lerin başı olarak şehirlerdeki her nevi "düzen" yahut "düzensizliğe" dair konuşabilir.

Ve fakat…

Çevre ve Şehircilik Bakanı''nın, Tarım ve Orman Bakanı''nın S-400''lerle, İHA''larla, SİHA''larla, TÜRKSAT''la, muhalefetin göçmen politikasıyla, terörle mücadeleyle ne işi olur arkadaş!

***

Birkaç gün önce Çevre ve Şehircilik Bakanı''nın yaptığı bir konuşmaya denk geldim. Bunları konuşuyor:

- Şimdi birileri kalkmış, ''Haydi seçime'', ''Haydi er meydanına'' falan diyor. Yahu bunlar anlamıyor. Bu millet, 20 yıldır tüm seçimleri kazanmış pehlivanlar ile güreşe doymayan pehlivanların kim olduğunu çok iyi biliyor. Seçim Haziran 2023''tedir. O gün mindere çıkarsınız, milletimiz size yine boyunuzun ölçüsünü verir. Acele etmeyin.

Karşısındaki "partili" gençlere şöyle sesleniyor:

- Sizler daha 20''li yaşlarınızda Sultan Fatih gibi ürettiğiniz yerli ve millî teknolojilerle, savunma ekipmanlarıyla, İHA''larla, SİHA''larla dosta güven, düşmana korku saldınız. Sınırlarımızda kartallar gibi Türkiye düşmanlarının tepesine bindiniz!

Konuştuğu yer de zaten AK Parti Gençlik Kolları''nın etkinliği.

Üç gün sonra, kendisini pekala seçim meydanlarında, seçim çalışması yaparken de görebiliriz demek ki;

E hani teknokrasi?

Keza Tarım ve Orman Bakanı…

Sanırsın, "FETÖ", zirai amaçla örgütlendi.

Bilemiyorum tabii, kardeşinin "FETÖ tutuklusu" olması dolayısıyla bitmeyen bir rüşt ispatı ihtiyacı da duyuyor olabilir ama dönüp dolaşıp lafı "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) illetinin yaşattığı zillet"e bağlaması normal mi?

Daha iki gün önce, yine tarımla ilgili bir sunumda, "terör ile ilgili gündemimiz"i anlatıyordu kendisi.

***

Sözde aileden çevreye, enerjiden gençliğe, tarımdan ticarete her alandan teknokratlarla tesis edildi ama öze bakınca sanırsın fahri içişleri bakanları yahut milli savunma bakanları kabinesi…

Mevzu bahis vatan olunca millet gönüllülüğü bir yere kadar tolere eder belki de, bir sonraki aşamada, Ulaştırma Bakanı aşı onayı, Aile Bakanı doğal gaz müjdesi vermeye kalkmasa bari…

 

NOT:

Yazarınız, yıllık izin kullanmadığını, yıl biterken fark etmiş olduğundan, yarından itibaren yazılarına ara vereceğini arz eder…

2022''de görüşmek üzere:)

Yazarın Diğer Yazıları