İnsanlığın kabusu bitecek mi?..

Dünya tarihi geçmiş yüzyıllarda da çok büyük felaketler yaşadı...

Büyük savaşlar, büyük depremler, toplumsal kargaşalar ve tabii ki milyonlarca insanın sağlığını vuran veba-kolera gibi salgın felaketleri insanlığı asırlar boyu kasıp kavurdu...

Bırakın telefonu- telgrafı, ya da fotoğraf makinesini, elektriğin bile icat edilmediği çağlarda, bilim ve teknolojinin esamesi bile okunmuyorken, insanlar doğal felaketlere, salgınlara karşı ne kadar savunmasızlardı değil mi?..

Düşünsenize; en sıradan savaşların, en basit olayların en küçük doğal sarsıntıların bile yüz binlerce insanın ölümüne yol açtığı eski çağlarda, en basit hastalıklar bile insanları genç yaşta toprağa götürürken, insanlık ve dünya ne kadar da aciz durumdaydı...

İşte tüm bu acziyeti ortadan kaldıran mekanizma bilim ve teknolojinin 20. yüzyıldan itibaren zirve yapan sınırsız gücünden beslendi...

Teknoloji büyüdü, tıp gelişti, ilaç teknolojisi devrim yaptı, aşıların bulunmasıyla salgın hastalıklar ortadan kalktı, sınırsız teknoloji hastalıklarla boğuşan insanları ayağa kaldırdı ve tüm dünyada, bir yandan insanlığın konforu artarken, bir yandan da yaşam süreleri uzadı...

Velhasıl, eski çağların sosyolojik esareti yeniçağın teknolojisine ve bilimdeki devrime yenilirken, insanlık kendini daha da güvende hissetmeye başladı...

2020'nin yıkımı...

Evet; aynı zamanda yıkıcı olaylar yüzünden insanlığı da kendi cenderesinde acımasızca tüketen, geçmişe sıklıkla ihanet eden, gelecekle ilgili de çoğu kez umutsuz -belirsiz manzaralar çizen bir gizemli süreçtir tarih...

İşte tarihin içinde bir kara lekeye dönüşen 2020'de dünyanın her tarafında terör olayları durmadı, depremler yıkıp geçti, suikastler toplumları sarstı, yangınlar kıtaları tehdit etti ve en önemlisi de Dünya Sağlık Örgütü'nün 10 yıl önce, "geliyor, önlem alın" diye tüm ülkeleri uyardığı bir salgın milyonlarca insanı kırıp geçti...

Sonunda, dünyadaki milyarlarca insan bilim ve teknolojinin telaffuz bile edilmediği eski çağlardaki insanlar kadar bir salgın karşısında çaresiz kaldı...

Son teknoloji bilim merkezleri, ünlü bilim adamları ve dev ilaç firmaları da salgın karşısında kahredici bir acziyet yaşadı...

Ne yazık ki 50 milyondan fazla insana bulaşan corona mikrobu en az 2 milyon insanı da canından etti...

Velhasıl, 2020'nin başından itibaren ne ilkbaharın çiçeklerinden bir keyif alabildi insanlık, ne de "deniz-güneş ve kum"dan... Koca bir yıl biterken, sonbahar yaprakları gibi çaresizce döküldü insanlık... Kış ise tüm kıtalardaki insanlar için tam bir felaket oldu...

2020 işte bu yüzden dünya tarihine felaketin kara yılı olarak yazıldı... İşte dünyada milyarlarca insan bir an önce çekip gitsin diye dua etti ama 2020 giderayak da yapacağını yaptı...

Baksanıza, 2020'nin bitmesine iki gün kalmışken, Yemen'de bir havaalanındaki bombalı saldırı 30'dan fazla insanı öldürdü...

Yani, felaketin yüzkarası olarak kabul gören 2020, son anda da bir katliama sahne oldu ve insanlığı bir kez daha yüreğinden yaralayarak, kanlı ellerini sallaya sallaya çekip gitti... Peki, ya Türkiye?..

Mutlu yıllar Türkiye...

Evet; 2020 Corona özelinde tüm dünya için bir felaket dönemi olsa da, Türkiye yalnızca bu salgın yüzünden değil,  terör olayları, depremler ve dehşet verici biçimde artan kadın cinayetleri açısından da tarihe kara harflerle yazıldı...

Corona sadece sağlığı vuran bir faleket olarak değil; ekonomi ile birlikte sosyal yaşamın da altüst olduğu bir süreci dayattı ve Türkiye'de, geçim sıkıntısındaki en az 30 milyon insanı daha da sefalete sürükledi...

Çünkü salgın her alandaki tahribatı büyüttü ve ülkemizdeki milyonlarca insan yalnızca coronayla değil, onun yolaçtığı ekonomik yıkımlarla da, canını dişine takarak mücadele etmek zorunda kaldı...

Evet, bugün 2021'in ilk günü...

Ne yazık ki tüm dünyanın, 2020'de üzerinden adeta kamyon geçmişsine yaşadığı tahribatın yeni yılda tamamen ortadan kalkacağını söylemek çok zor... Herkes "kabus bitecek mi" diye birbirine soruyor, kimse umut verici bir yanıt alamıyor...

Çünkü gidişata bakılırsa, salgının etkileri yeni yılda da insanlığı çok zorlayacak...

Ne yazık ki 2021 de aşının etkilerinin tartışılacağı, insanlığın salgına karşı direneceği zor bir yıl olacak...

Yine de, Corona salgınının yaz gelmeden biteceğini umut ederek, tüm okurlara sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yaşam diliyorum... Yeni yılınız kutlu olsun...

 

Yazarın Diğer Yazıları