Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

İntifada hazırlığı ve acil kodlu toplantı!

Malum, askerlerle hükümet arasında resmi olarak iki ayrı kanal var. Bunlardan biri iki aylık aralarla yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı, diğeri de Genelkurmay Başkanı’nın Perşembe günleri Cumhurbaşkanı ve Başbakanla yaptığı mutat görüşme.
Bir üçüncüsü de Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu’dur ki bu yapı gerek duyulduğunda toplanıyor.
İki gün önce Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu toplandı ve  eşikteki MGK toplantısına gündem belirledi derken önceki gün sürpriz bir gelişme oldu ve acil kodlu bir toplantı yapıldı.
 Toplantıda Başbakan, Genelkurmay Başkanı, güvenlikle ilgili bakanlar ve MİT Müsteşarı da hazır bulundu.
Peki ama ne oldu da hemen MGK’nın arefesinde böyle bir zirveye ihtiyaç duyuldu?
Açıklama yapılmayan bu toplantıyla ilgili olarak başkentin arka yakasında şunlar fısıldanıyor:
1) Devletin istihbarat birimlerinin PKK ve güruhunun son seyri ve yakın hedefleri bağlamında somut duyumları olabilir.
2) Bu bilgiler aciliyet kesbettiği için önleyici faaliyetler masaya yatırılmış olabilir.
3) Toplantının sürpriz ve acil olmasının sebebi, BDP ve PKK’nın Güneydoğu’nun muhtelif merkezlerinde yapmayı düşündüğü mini kalkışma, isyan ya da intifada türü faaliyetlerin önüne geçilmek istenmesi olabilir.
4) Bölgenin belli yerlerinde sivil itaatsizlik başlatılması ya da Filistin’deki başkaldırı misali, intifadaya gidilmesi istihbaratına erişilmiş olabilir. Dolayısı ile devlet böyle bir süreç başlamadan harekete geçmenin aciliyetini sorgulama gereğini duymuş olabilir.
5) Keza buna paralel olarak, büyük kentlere dönük bir PKK terör ya da kalkışma projesinin de istihbaratı alınmış olabilir.
6) Bütün bunlara ilaveten bazı yabancı istihbarat örgütlerinin bu günlerde PKK’ya verdiği somut destek ve acil talimatlar öğrenilmiş olabilir.
7) İmralı’da MİT’le her gün volta atan Öcalan’ın ağzından bir şeyler sızdırılmış ve konu çok acil olabilir.
8) MOSSAD, İran ya da Suriye istihbaratından sürpriz ve ürperti veren bir PKK projesi istihbaratı alınmış olabilir.
Tabii bütün bunlar ihtimaller demetidir. Kesin olan şey, bu acil toplantının kesinlikle PKK ile alakalı olduğudur.
BDP ile PKK’nın zemberekten boşanırcasına iki dil, iki bayrağı dillendirmesi ve akabinde hemen özerkliği talep etmesi tesadüf değildir ve düğmeye basıldığının işaretidir.
Evet görüldüğü gibi Türkiye           yeni yıla Sevr’den sonra ilk kez fiili anlamda bölünme riski ve tehdidi ile giriyor!
PKK, çok yakın zamana kadar adi cinayetler işleyen eşkıya örgütüydü, oysa bugün devlet kurma peşinde olan halk hareketinin milisleri fotoğrafındadır!
PKK’ya açılım gibi türlü rezilliklerle bu imajları ve cesareti bahşedenlerden tarih önünde davacıyız!

 

İNSAF...
Mehmet Haberal’a bu kin niye?
Hepiniz izliyorsunuz, birileri Mehmet Haberal’a müthiş bir kin duyuyor!
Öyle ki onu, kapısında jandarma bekleyen, hastanedeki 4 metrekarelik hücresinde bile rahat bırakmıyorlar!
Haftalar ve aylarca sağlığı sorunlu olduğu doktor raporu ile sabit olan Prof. Haberal’ı cezaevine naklettirmek için akıl almaz şeyler yaptılar.
Önce gazete ve televizyonlarda hedef gösteren yayınlar ve akabinde polis operasyonu!
Evet şaşırmayın, dünya güvenlik tarihinde, tutuklu olan bir şüpheli için onlarca polisin hastaneye baskınlar düzenlediği tek ülke Türkiye, baskın yapılan isim ise Haberal Hoca’dır.
Bitmedi, bugünlerde de bir çalışanının ziyareti çerçevesinde hoş olmayan imalar yapılmaya çalışılıyor!
Yapmayın, etmeyin eylemeyin!
Karşıt ya da hasım olmanın da bir raconu vardır..
Bu kadar kuralsızlık ve belden aşağılık asgariden kul hakkıdır!
Ölüm var Allah’tan korkun!

 

HATIRLATIN...
Talabani’den al haberi!
Hatırlayın, referandum sürecinde ne demişti Tayyip Erdoğan?
- “Bizim için Öcalan’la görüşüyor deme şerefsizliğini yapanlar...”
Ve önceki gün.
Öcalan’ın Mam(Amca) Celal diye hitap ettiği Celal Talabani,  NTV’de şunları söyledi:
-  “Öcalan, Türk hükümetinin sunduğu şartları kabul etmeli.”
Evet dikkatle okuyun, Talabani, Öcalan’ın AKP hükümeti ile müzakere halinde olduğunu ve hükümetten, kabul etmesi için teklifler aldığını ifade ediyor ki böyle bir şeyi Kürt Cumhurbaşkanı herhalde tahmin üzere söylüyor değildir.
Ben muhalefetin yerinde olsam Başbakan’a sarf ettiği şerefsiz sözcüğünü hatırlatırdım!

 

TAKAS...
Faraç mı, Sezgin Tanrıkulu mu?

Cumhuriyet yazarı Sevgili Mehmet Faraç, bir yiğit  kuvayı milliyecidir. Dahası bu ülkenin gerçek Güneydoğu ve PKK uzmanıdır. Hal bu iken Faraç, CHP Parti Meclisi’nde Sezgin Tanrıkulu ile adeta takas edildi ki Tanrıkulu’nun görüş ve bakışları BDP’ye yakındır. Tamam, CHP bütün bunları geniş kitlelerden oy almak için yaptı ve biz de buradan hareketle bazıları gibi CHP’ye hücum etmeyip desteği sürdürüyoruz. Lakin CHP’nin Mehmet Faraç gibi bir isimden vazgeçmesi adeta Cumhuriyet ve değerlerinden vazgeçmesi misalidir zira Faraç fikirleri ile bu ülkede birlikte yaşamanın adeta sembolüdür.. Altını çizerek yazıyorum, Mehmet Faraç’ın olmadığı CHP’nin Kürt raporu güvenilir olamaz... Kemal Kılıçdaroğlu, Faraç’dan danışman olarak yararlanmalıdır. Bu arada Cumhuriyet gazetesinin Faraç’ı sansürlemesi, bu gazete hakkındaki hoş olmayan spekülasyonları kuvvetlendirmiştir...

Yazarın Diğer Yazıları