MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Karar senin eey necib milletim!

Kum saati hızla boşalıyor. 11 Ağustos sabahı manzara netleşecek. Türk halkı esas itibarıyla otoriterleşme ve karamsar bir gelecekle demokratikleşme ve daha ümitvar bir yarın arasında bir seçim yapacak.Otoriterleşme eğilimleri ağır basarsa yeni “başkan!” ilk iş olarak, halktan aldığı buz gibi vekâletle kendisi için daha güvenilir, icabında en sert toplara bile kafasını sokan, mûtemedler arasından bir kabine seçerek, içlerinden en yırtıcı gördüğünü başbakanlığa tayin edecek ve aynı gün itibarıyla Marmaray’ı yapan şirkete bu defa Köşk’le Meclis ve partiyi birbirine bağlayan yeni bir tünel sipariş edecek. Tünel masrafları mümkünse kamu hazinesinden, değilse havuz fonundan finanse edilecek. “Grup” zaten, liderin gözüne baktığı için eli mecbur; bastıracak güvenoyunu. Yeni kabine, seçim korkusu yüzünden pek ileri gidilemediği için gizli ajanda halinde kalmış antidemokratik kanunlarını peşpeşe Meclis’e sevk edecek ve muhtemelen bir torba kanun içinde KCK’lılara üç tuğlu vezirlik, PYD’ye diplomatik dokunulmazlık, Öcalan’a sadrazamlık, PKK’lılara gâzilik ve nihayet Kuzey Kürdistan’a “istiklâl-i tâmme” bahşeden tasarılar da torbaya tıkılıp adına ’çözüm’denilecek.
(...)
Karar senin eey necib milletim; şu yeni dönem, tamamen senin eserin olacak!
A.Turan Alkan/Zaman


Monşer sert çıktı
Erdoğan “saksı” diyor ama İhsanoğlu onun söylemediklerini söylüyor

Tayyip Erdoğan rakibi Ekmeleddin İhsanoğlu’nu saksıya, vazoya vs benzetiyor... Onu, monşer diyerek gözden düşürmeye çalışıyor... İyi de... İhsanoğlu yeri geldiğinde hiç de monşer veya vazo değil. Bakınız İstanbul Ömerli’de ’cihat’çağrısı yapan IŞİD için ne diyor:
“Tuhaf, tuhaf simalı insanlar, cihat namazı kıldılar. Kime karşı cihat? Cihadın manasını bilmiyor bunlar. Bunlar İslam adına hareket etmiyorlar. İslam’ın en büyük düşmanı bunlardır....” 
Peki aynı konuda Erdoğan ne diyor. Hiçbir şey...
Melih Aşık/Milliyet


Türkiye’nin “ahlak” seçimi
Bir hafta sonra Türkiye sandığa giderek yakın tarihinin en önemli kararını verecek...
Bu karar siyasi değildir...
Ahlakidir... Dün haberi vardı gazetelerde: Dinlemeleri kağıda dökmüşler, 32 bin sayfa... Yüz binlerce kişinin karısı, kızı, oğlu, kendisi, yatak odaları, resimler, görüntüler, kasetler, 32 bin sayfalık utanç belgesi aslında... Belki siz de varsınız içinde... Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, şerefli askerleri, namuslu aydınları, biat etmeyen medyayı, yamanmayan sermaye kesimini, imamlaşmayan bilim adamlarını, üniversiteleri, bürokrasiyi, sesini çıkaran,ağzını açan herkesi... Böyle susturdular... Yok ettiler... Şimdi  “paralel”  dedikleri cemaate suçu yıkmak isteseler de, suç ortaklıklarını bilmeyen kimse mi var?.. Koyun tüm bunların üzerine tarihimizin en büyük hırsızlığını... Hiçbir ülkede görülmemiş talanı, yağmayı, vurgunu, soygunu...
Yalanı... Dolanı.. İşte...
Türkiye bir hafta sonra sandığa giderek tüm bu ahlak sorunlarını oy’layacak...
Ya reddedecek... Ya da başına taç yapacak... Ahlak; saçın gözükmesinde, cami avlusunda, kadının gülmesinde, bira bardağında, diz kapağında, badem bıyıkta değildir...    Budur ahlak... Tüm bu ahlak erimesine evet mi?..
Hayır mı?..
Bekir Coşkun/Sözcü


Kimse bu manşeti sorgulamıyor
Hatırlayın, Yeni Şafak Gazetesi’nde bir haber yayımlandı. Şecaat arz ederken sirkatin söyler, misali...
21 Haziran 2014 Cumartesi günü gazete, “Tapelerle yükseldi” manşetiyle çıktı:
 “Başbakan Erdoğan’ın yakın çevresini dinleyen şebeke, tapeleri koruma ekibinden Mehmet Yüksel’e verdi. Tapelerle Erdoğan’ın güvenini kazanan Yüksel, Başbakanlık Koruma Daire Başkanı oldu.” 
Operasyona “casusluk” soruşturması diyorlar.
Bu konuda polislere tek kelime sorulmamış!
Kim, hangi veriyi, nereye servis yapmış ortaya konamıyor...
Ve kimse, Yeni Şafak’ın “Tapelerle yükseldi” manşetini sorgulamıyor! 
Tarık Toros/Bugün  


Mahalledeki çöp yığınları
Medya Mahallesi’nden söz ediyorum. 40 yıldır bu meslekte, bu mahalledeyim. Bu kadar çirkin bir kavga, bu kadar seviyesiz bir üslup görmedim. Metaforu geçti, okurken burnuma gerçekten çöp kokuları geliyor.
AKP ile Cemaat arasındaki savaş, hem gazete köşelerinde hem de Twitter üzerinden sürüyor. Hem de ne boyutlarda!
(...)
Rezillik anlatılır gibi değil.Son örnek, Cemaat cephesinde diye tanımlayabileceğimiz Taraf yazarı Mehmet Baransu ile eski gazeteci AKP Milletvekili Şamil Tayyar arasında yaşananlar. Nedeni, son operasyon.. Nasılı ise uzun hikâye. Sonunu söylesem yeter. Şamil Tayyar, bu savaşa ilişkin son tweetini şöyle bitiriyor: “Karına sahip çık.”
Ayşenur Arslan/Yurt