İsrail-Filistin yahut İshak ile İsmail'in savaşı / Kerim YILMAZ

İsrail-Filistin yahut İshak ile İsmail'in savaşı / Kerim YILMAZ
Demokrasinin olmadığı Arap ve -biz hariç- İslam dünyası darmadağın tribüne oynayan demeç verme dışında hiçbir şey yapamıyorlar.

Ortadoğu'da Hz.İbrahim'in oğulları, İsmail'in soyundan gelenlerle (Araplar) İshak'ın soyundan gelenler (Yahudiler-İsrailoğulları) savaşıyor, dünya diken üstünde ne olacağını merak ediyor. Emperyalistler jeopolitiği teo-politikle kavurup temcit pilavı gibi sunuyor ve ne yazık ki her defasında yediriyor.

İlk günden itibaren Hamas saldırısının makul ve Filistin halkının hayrına olmayacağını yazdım. Sonrası malum. İsrail'in ve enerji güvenliği öteden beri Batı için çok önemli olduğu için neredeyse tümü İsrail'in ardında durdu, duruyor.

İlginç olan bu meselede 1948'den beri üç kez yenildikleri İsrail'e karşı Arap'lar da artık Filistin'in ardında durmuyorlar. Arap Birliği'nin Kahire toplantısında genel sekreter Hamas'ı lanetledi.İsrail yanlışlıkla Mısır'ın bir mevzisine bomba attı ses çıkaramadılar. Ateş altındaki Gazze'li çocukları bile almıyorlar. Bunda Hamas'ın Şii İran örgütü ve zayıflamasının lehlerine olacağı düşüncesi olabilir. O yüzden Suud'ların Şiî Yemen'i bombalamasına ve çocukların ölmesine de ses çıkarmıyorlar.

Demokrasinin olmadığı Arap ve -biz hariç- İslam dünyası darmadağın tribüne oynayan demeç verme dışında hiçbir şey yapamıyorlar.

Oysa sadece Batı için hayati derecede önemli olan petrol ve gaz sevkiyatını keserek bile İsrail ile ardında kümelenenleri vazgeçirmek mümkün. Bunu düşünmeyenlerin veya yapmayanların samimiyeti, güvenirliği ve inandırıcılığı olamaz. Bu yüzden zaten kimse de ciddiye almıyor.

Diğer yandan, ABD Başkanı, İngiltere ve Almanya Başbakanı Telaviv'e gidiyor, AB ülkeleri de bu hafta sırayla gidecekler. En güçlü savaş ve uçak gemilerini bölgeye yollayan ABD Dışişleri Bakanı, ABD'nin İsrail-Filistin çatışmasının, "İran'ın müdahalesiyle tırmanmasını beklediğini ve bölgedeki ABD personeli ya da silahlı kuvvetlerinin "herhangi bir düşmanca eylemin hedefi olması halinde karşılık vereceğiz'' diyor. Bölgede İsrail'e ''eküri'' kukla bir devlet (PYD) kurmak için yıllardır hazırlanan ABD patentli ''BOP'' planı tıkır tıkır işliyor. İnsan hakları ve demokrasi şampiyonu AB/D hakemlik yapması gerekirken İsrail’e kayıtsız destek vererek suç ortağı oluyorlar.

Diğer cephedeki; İran, arada bir sesini çıkarıyor, alışıldık tehdidini savuruyor, Lübnan Hizbullah'ını sıcak çatışmalarda kullanacak oluyor. Putin, Karadeniz'deki füzelerinin menzilinden söz edip, Akdeniz'deki ABD gemilerini vurabileceğini ima ediyor. İsrail'e destek açıklayan Hindistan rekabetçisi deki Çin de donanmasını bölgeye yolluyor. Sağlı-sollu uzak yakın herkes ateşi körüklüyor her saat, her dakika orada hep masum insanlar ölüyor.

Bize gelince, ne yazık ki siyasi iklimin ve zamanın ruhuna kapılıp gene ayrıştık. Filistin'ciler Hamas'çılığa evriliyor, diğerleri de her şeyiyle Arap karşıtlığıyla oradaki vahşeti hafife alıyor.

Ümmetçiliğin şehvetiyle halifecilik yapanlar, Mehmetçik Gazze'ye sloganı atıyor, savaşmak için gitmiyor vekaleten evliyaları gönderiyor. Hoca kılıklı sözde fenomenler de, Gazze'ye fakir çocuklarını yollayıp dua edeceklerini söylüyor. Sıkışınca biz gideceğiz de Allah izin vermiyor diyenler bile var.

İktidar süreci yabancı sermaye ihtiyacından dolayı mecburî sükunetle götürüyor. Fırsattan siyaseten istifade için ''milli görüş'' tabanlı küçük partiler meseleye iştahla sahip çıkıyor, AKP tabanda sıkışıyor. Sıkışan iktidar, gayri resmi ortağı D.Bahçeli aracılığıyla İsrail'e efelenip 24 saat süre verdiriyor. Sonuçta; İsrail Gazze'de okul, hastane, cami, kilise fark etmeksizin bombalıyor çoluk, çocuk yaşlı, genç, kadın erkek herkesi öldürüyor.

Sekiz milyarı aşan dünyada, nüfusun çokluğundan şikayetçi egemenler, ekonomik buhrandan kurtulmak ve mevcudu değiştirmek, yeni düzen kurmak için bir yandan mahvettikleri doğada iklim değişikliği-karbon sınırlaması öte yandan bölgesel çatışmalarla yol alıyor. Umalım ve temenni edelim ki büyük bir savaşa dönmesin. Her halükârda zarar göreceğimiz bu çatışmalar ve bütün ölümler son bulsun. Ancak temenni ile olmayacak bu durumun, ciddiyetini anlayıp herkesi akılcı ve reel politiğe uygun tavır almaya çağıralım, her mahalleden siyasi karar alıcıları bu konuda zorlayalım.

İlgili Haberler