İstanbul ve Ankara'yı yerel seçim değil referandum bekliyor

İstanbul ve Ankara'yı yerel seçim değil referandum bekliyor

İttifaklar dağılsın veya dağılmasın, önümüzdeki yerel seçimlerde ittifaklar yeniden kurulsun veya kurulmasın, iktidarın seçimleri 'referandum'a çevireceği çok belli…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim akşamı Kısıklı'da yaptığı konuşmada, her ne kadar İstanbul'u dillendirse de bütün büyükşehir belediyelerini kastederek ilk hedefi belediyeler olarak belirlemesi önemliydi…

Belediye seçimlerine taşınacak siyasî ruh hâli belli… Son cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandıran 'güvenlik kaygıları, terörle mücadele ve beka meselesi' belediye seçimlerinin de öznesi olacak… Arada hizmetler, yollar, kanalizasyonlar, topal ördekler vs. konuşulacak olsa da kampanyaların esas temelinin bu olmayacağını tahmin etmek zor değil…

***

İktidarın elbette ilk hedefi İstanbul'u, sonra da Ankara'yı kazanmak… Son cumhurbaşkanlığı seçimlerini baz aldığımızda Antalya, Mersin ve Adana'da muhalefet büyük bir avantajla seçimlere girecek… 28 Mayıs sonuçlarına göre muhalefet lehine Antalya'da 15, Mersin'de 20, Adana'da ise 8 puan fark görünüyor…

Muhalefet için risk İstanbul ve Ankara'da… Çünkü İstanbul'da fark yüzde 3.5, Ankara'da ise yüzde 2.5 civarında… İktidar, elindeki büyük imkânlarla, devasa propaganda gücü ve son seçimin verdiği özgüvenle bu iki büyükşehire yüklenecektir…

***

Son seçimler, ülkede milliyetçi seçmenin önemini ve sonuçlar üzerindeki belirleyici kimliğini artık herkesin anlayacağı derecede vurgulamış oldu… Dolayısıyla önümüzdeki yerel seçimlerde bu gerçeğin daha fazla dikkate alınacağını öngörmek kehanet sayılmaz…

Cumhur İttifakı açısından son İstanbul seçimleri ibretlikti… Seçimlerin tekrar edilmesinin doğurduğu tepki kadar, Apo'nun mektubu ve Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılması ters etki yaptı ve fark 800 bine yükseldi… İktidar cenahından gelen haberler, hem İstanbul, hem de Ankara için 'milliyetçi' kimliği baskın olan veya 'milliyetçilerden oy alma potansiyeli' yüksek adaylar üzerinde durulduğunu işaret ediyor…

İstanbul'da HDP'ye oy veren seçmenden oy almak yerine, HDP'yi yine 'düşman' bloğunda tutup, zaten var olan kemik kitlenin üzerine 'güvenlik kaygısı taşıyan, ortada, makul ve milliyetçi hissiyatı yüksek' seçmenleri oy vermeye ikna etmek, muhtemelen önümüzdeki seçimlerin stratejisi olacak…

***

Ankara'da, muhalefete seçim kazandıran dört unsur vardı… Birincisi, Mansur Yavaş'ın bir önceki seçimde, yani 2014'te haksızlığa uğradığı duygusu… İkincisi, Mansur Yavaş'ın Beypazarı'ndan gelen bir başarı hikâyesi ve Ankaralı olması… Üçüncüsü, Ankara'da var olan CHP seçmen potansiyelinin üzerine yeni seçmenleri ikna edip katabilecek milliyetçi geçmişi… Dördüncüsü ise Cumhur İttifakı adayının daha çok Kayseri'yle bütünleşmiş, Ankara için pek bir şey ifade etmeyen adaylığıydı… Her boş adaylığa gönderilen Binali Yıldırım, İstanbul için nasıl heyecan oluşturmadıysa, Özhaseki de Ankara için heyecan oluşturmamıştı…

İktidar tarafı, bütün bunları artık bilerek yeni seçime hazırlanıyor… Bir önceki seçimde muhalefete avantaj sağlayan faktörlerin pek çoğu olmayacak… Haksızlığa uğramışlık duygusu bir önceki kadar değer ifade etmeyecek… Ankaralılık ve milliyetçi geçmiş konusunda iktidar tarafı muhtemelen aynı zaafı göstermeyecek… Duyduklarımıza göre, aday tespitinde 'milliyetçi' veya 'milliyetçilerden oy alma' potansiyeli esas alınacak… Ankara'da bir önceki yerel seçimlerde 'ilçede başka, büyükşehirde başka' şeklinde kendini gösteren oy verme davranışını ortadan kaldıracak…

Hem İstanbul'da hem Ankara'da muhalefeti zor bir seçim bekliyor… Önceki şartların önemli ölçüde geçerliliğini yitirdiği, yeniden kazanmak için çok ince bir mühendislik gerektiren zor bir seçim… İmkânsız değil ama önceki kadar da kolay değil…

Tarihi, siyaseti ve günü okuma problemi çekenler için 1994 yerel seçimlerinde SHP/CHP'nin İstanbul, Ankara ve İzmir hezimetini onun için hatırlatmıştım…

Yazarın Diğer Yazıları