Abdüllatif Şener, sadece Demirel, Erbakan, Cindoruk, Tantan gibi isimlerle değil, aynı zamanda merkez sağda ağırlığı olan bazı isimlerle de  görüşüyor.
Şener bir süre önce Tansu Çiller’le yalısında görüştü.
Dün Abdüllatif Bey’e Çiller görüşmesinin izlenimlerini sorduğumda aldığı cevap aynen şöyleydi:
-  “Tansu Çiller’i Demokrat Parti’nin başına geçecekmiş gibi görmedim.”
Peki Abdüllatif Şener niye mi gezip duruyor?
Sağda bir seçim ittifakını inşa etmek için!

DP kongresi bekleniyor
Aslına bakarsanız bu iş ya da görev, bana açıktan ifade edilmedi ama Şener’e muhtemelen Demirel ve Erbakan tarafından verilmişe benziyor.
Abdüllatif Bey’e göre çatı Demokrat Parti olacak ve bu çatıya kendileri ile beraber başta Prof. Erbakan’ın Saadet Partisi olmak üzere  pek çok yapı ve isim de katılacaktır.
İlginçtir, Şener’in yaptığı seçim ittifakı yoklamaları veya görüşmelerinde Numan Kurtulmuş’un partisi yok.
Abdüllatif Bey bu konudaki soruma suskun kaldı. Lakin aldığım intiba, seçim ittifakını düşünen parti ve önder kadroları Numan Bey’in ekibini AKP’nin Truva atı olarak değerlendiriyor ve ona ittifak teklif edilmesini bile yanlış görüyor.
Şener’le yaptığımız sohbette ittifak görüşmelerinin hâlâ sürdüğünü ve görüşülenlerle anlaşıldığını öğrendik. Ayrıntılar ve kamuoyuna deklarasyon ise DP kongresinin sonrasında olacak. Abdüllatif Bey’e göre DP’nin başına kim gelirse gelsin başlatılan bu sürecin inkıtaya uğraması söz konusu değilmiş.

Son 3 yılda sıfır büyüme
Türkiye Partisi Genel Merkezi’nde görüştüğümüz Abdüllatif Şener, ekonomist kimliği ile bize uzun uzadıya iktisadi bilançoları sunduktan sonra şu önemli hususların altını çizdi:
- Devletin rakamları ile sabittir ki Türkiye’nin son üç yılda büyüme ortalaması yüzde sıfırdır.. Böyle bir oran ülkeyi sosyal kaosa götürür ki gidişat orayadır.
- İşsizlik manipüle ediliyor. Gerçek rakam açıklananın iki katıdır.
- Türkiye’nin ekonomik tablosu, 1994 ve 2001 krizlerinden çok daha kötüdür.
- AKP,  yaptığı borçlanmayı kamuoyundan saklıyor. Tayyip Bey, 80 küsur yılda yapılan borçlanmadan daha fazlasını yaptı. Dramatik olan, bu borçların karşılığının olmamasıdır. Duble yolun dışında yapılan büyük tek bir yatırım yoktur ki duble yolun maliyeti yapılan borçlanmanın yüzde 5’i bile değildir. O halde sormak lazım, nereye gitmiştir o yüz milyarlarca dolar!

Tanıdığı Erdoğan ve Gül
Abdüllatif Şener’e göre Tayyip Erdoğan’ın devlete meydan okuyan ve iki dil ile iki bayrağı dayatan BDP’ye ısrarla suskun kalması, Kürt oylarını kaybetmemek içinmiş. Öcalan’la müzakere emrini MİT’e veren de kendisidir zira aksini akla dahi getirmek, Tayyip Erdoğan’ı hiç tanımamaktır.
Şener, Tayyip Erdoğan’ın bugün ülke yönetiminde Osmanlı padişahlarından bile daha etkili bir konumda olduğunu dillendirdikten sonra AKP’nin izlediği baskı politikalarının ülkeyi korku devletine dönüştürdüğünü ifade ediyor.
Abdüllatif Bey, Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan ilişkisi konusunda da şu sözü ediyor:
-  “Tayyip Bey, Sayın Gül’ü süresi dolmadan makamından indirecek ve kendisi Köşk’e çıkacaktır. Yaptığı planlamalar ve siyaset mühendislikleri onun içindir. Abdullah Bey, Köşk’ten indiği saat artık evine çekilecektir ve sadece emekli olarak kalacaktır. Sayın Gül’ün AKP’de bir gramlık bile ağırlığı yoktur. Erdoğan böyle bir şeye izin vermez!”

AKP, iktidarı kaybedecek!
Bu sütunu izleyenler hatırlayacaktır ki isteyen arşivime girip bakabilir.
2009 Mart’ında yapılan mahalli genel seçimlerde pek çok siyasetçi ve anket kuruluşu AKP’yi yüzde 45-50 aralığında görüyordu.
İşte o günlerde Abdüllatif Bey bana aynen şunları söylemişti:
-  “AKP’nin oyu yüzde 40’ların altına inecek. Benim tahminim AKP’nin yüzde 38 oy alacağıdır.”
Evet 2009’daki seçimde tam isabet kaydeden Abdüllatif Bey bu seçim için de anket firmalarından farklı tahminler yapıyor:
-  “Türkiye’de anket firmalarının pek çoğu maalesef propaganda amaçlı hizmet yapıyor yani seçmeni yönlendirme fonksiyonunu görüyor. Öyle olduğu için de pek çok kamuoyu araştırma kuruluşu isabet kaydedemiyor. Bakın tekrar altını çizerek söylüyorum, TBMM’ye CHP ve MHP dışında üçüncü bir muhalefet partisi yani DP önderliğindeki ittifak da girecek ve AKP tek başına çoğunluğu yitirecektir. Bunu iddiayla söylüyorum.”

Yiğit Bulut ve amcası!
Medya ve yandaş gazeteciler konusunu konuşurken Abdüllatif Şener bir anekdotunu aktarıyor ve aramızda şöyle bir diyalog gelişiyor:
-  “Yiğit Bulut’un bizim partimizin kurucusu olduğunu biliyor musun?”
- Öyle mi?
-  “Tabii,Yiğit Bey’le defalarca bir araya geldik ve program üzerinde konuştuk. Onun AKP ve Erdoğan’la ilgili eleştirilerini ben size yansıtsam olamaz diye ayağa kalkarsınız!”
- Peki ne oldu kuruculuk hikayesi?
-  “Kuruculuk için anlaştık, her şey tamam derken son anda Doğan Grubundan Ciner’e geçtiği için Ankara’ya gelemedi ve kurucu olamadı.”
- Peki şimdi diyalogunuz sürüyor mu?
-  “Şimdi telefonlarıma bile çıkmıyor... Peki siz Yiğit Bey’in amcası Evren Bulut’u biliyor musunuz?” - Bilmez miyim, 28 Şubat sürecinde DYP’den ANAP’a geçen milletvekillerinden biriydi.
- “Bak bir anekdot: İşte tam o DYP’den ANAP’a geçiş günlerinde biz bir grup Refah Partili Milletvekili, TBMM lojmanlarında transferleri engellemek için gece ev ev dolaşırken sokakta Evren Bey’e rastladık ve aman Evren Bey, size kanca atmasınlar dedik.. Evren Bey bize, ‘Delirdiniz mi, ben ANAP’dan adam ayartmaya çalışıyorum yani sizinle aynı şeyi yapıyorum’ dedi. Bu ifadeye sevindik ama ertesi sabah saat 10.00’da Evren Bulut’un istifa haberini televizyondan öğrendik.”

DUYURULUR...
Ahmet Özal; Çiller olmazsa ben adayım

Arayan Ahmet Özal’dı..
- Sabahattin Bey, bugün herkes senin Tansu Hanım’la ilgili olarak yazdığın yazıyı konuşuyor.
- Siz ne dersiniz Ahmet Bey, Tansu Hanım aday olacak mı?
- Son anda olacak diyenler var, asla olmayacak diyenler var.
- Siz ne diyorsunuz!
- Bana göre olmayacak.
- Peki DP ne olacak o zaman?
- Yazabilirsin, Tansu Hanım aday olmazsa ben adayım.
- Bunun için örgütle, tabanla ve tavanla herhangi bir temasınız, görüşmeniz oldu mu?
- Olmaz mı?.. Göreceksin aday olacağım ve kazanacağım.
- Kararlı mısınız?
- Tekrar ediyorum, Sayın Çiller yoksa ben adaylığımı şimdiden ilan ediyorum. Geri adım yok!
Ahmet Özal’ın DP Genel Başkanlığına adaylık ilanını ilgilenenlere duyuruyoruz!
NOT: Kimileri Ahmet Bey’in Genel Başkanlığa aday olma ilanını AKP’ye geçmek ve oradan aday olmak için manevra yapması ve gerekçe üretmek istemesi şeklinde değerlendiriyor... Ne dersiniz bunu söyleyenler haklı mıdır?