"Türklüğün defin çalışması alçakça sürerken, Türkiye'nin son mevzisi, milletin yegane muhafızı MHP'yi meşgul etmek, oyuna gelmektir…"

Twitter hesabından böyle buyurmuş Bilge Lider…

Kulağa ne kadar esaslı bir cümle gibi geliyor değil mi?

Metafor sağlam: 'Türklüğün defin çalışması…'

MHP'nin sıfatı esaslı: 'Türkiye'nin son mevzisi, (mevzii olmalıydı) milletin yegane muhafızı (yegâne olmalıydı)…'

İtiraz kabul etmeyecek bir metafor ve MHP sıfatı…

Peki problem nerede?

Problem Devlet Bahçeli'nin MHP Genel Başkanı olarak bu tür doğruları söyleme yetkinliği veya bu tür doğrularla 18 yıldır yürüttüğü genel başkanlık vazifesi arasındaki saymakla bitmeyecek tezatlarda…

İlk yıllarında "Ülkücüleri sokaktan çeken barışçıl Genel Başkan" sıfatını bir zoka olarak yuttuğu  televizyon proğramları hepimizin hafızasında… Ülkücülere zımnen eşkıya muamelesi yapılmasının ve ağzı olan herkesin başta Devlet Bahçeli'nin kendisine ve ülkücülere hakâret edebilme cesâretini gösterebilmesinin zemini o proğramlarda atıldı…

"Sen bu saatten sonra assan assan Sayın Öcalan'ın paltosunu vestiyere asarsın"

 'Metres'

"Salyalı bunlar, acaba aşıları var mı?"

"Ağzından köpükler saçarak konuşan siyasetin zavallısı Devlet Bahçeli için bütün o köpükleri itinayla yalayacağı süreç başlıyor"

"Sen ancak Erciyes'te ulumayı bilirsin, Meclis'te erkek değil, ürkeksin"

Bahse konu hakâretlerin bazıları bunlar…

Tamamı cevapsız kalan hakâretler…

Şüphesiz ülkücüler sokaklarda eli sopalı AKP esnafı gibi gibi dolaşmazlar, fakat siyâsetin şamar oğlanına da dönmezler…

Bir ülkücüye hakâret etmenin bedeli olduğunu ve misliyle karşılık bulacağını herkes bileceği bir vakara sahip olmalıdır siyâsî irâde…

Ve siyâset…

Ve Bilge Liderlik…

Bilgeliğinin siyâsete yansımadığı istatistiklerle ortada…

14 seçim aynı rakip karşısında yerle bir olan bir siyâsî bilgeliğin kıymeti kendinden menkuldür ve artık ancak mükellefiyetler bahsinde değerlendirilebilir…

Liderler kurmaylarıyla kıymetlidir aynı zamanda… Kurmay kadroları tel tel dökülen, ayıplı skandallarla divânının yarısı bırakınız aktif siyaseti, toplum dışı kalan, en yakın kurmayı ekranlarda yeraltı dünyasından racon yiyen, bir Yeşilçam dilberinin neredeyse düelloya davet ettiği bir başka kurmayı dut yemiş bülbüle dönen bir sözüm ona liderliğin sonu gelmiş ve çoktan geçmiştir…

'Bir projenin parçası, AKP'nin koltuk değneği' gibi haklı ya da haksız imajlarla anılan sözüm ona bir bilge siyasetin de sonu gelmiş ve çoktan geçmiştir…

Seçimlerden evvel kongre toplayarak tüzük değişikliği ile olağanüstü kongrelerde genel başkan değişikliğinin önüne geçen bir koltuk sevdâsının ve koltuğu kaptırma korkusunun ne o sevdâya bir ebedî vuslatı ve ne de o korkuya bir çâresi kalmıştır…

İşte tam da bu sebeplerle siz 'Alçakça süren Türklüğün defin çalışması'nın önünde duracak bir siyâsî irâdeye  ve Genel Başkanlık meşrûiyetine sâhip değilsiniz Sn. Bahçeli…

Lûtfen artık kendinizi kandırmayınız, tüzük kurultayını siz kendiniz toplayınız ve o ayıplı tüzük maddesinin değişmesi için bizzat sizin imzanızla teklif veriniz kongreye… Ardından da hemen olağanüstü kongreyi toplayınız ve kûşe i uzletinize çekiliniz…

Sizin için en saygın ve en doğru olan budur…

Ülkücülerin Devlet Hocası olarak kalınız.. eskiden olduğu gibi…

Lûtfen…