​​​​​​​İstiklal Savaşı verilirken hedef Cumhuriyetti...

Sert geçen mücadele yıllarından sonra en önemli gün gelmişti. Mustafa Kemal önderliğindeki kadro neticede ülkeyi kurtardı. Bu ekip 29 Ekim 1923 günü geldiğinde Cumhuriyeti ilan etti. Çünkü Kurtuluş Savaşı'nın her kademesinde, milletin bağrından seçilen kimselerle kongreler yapıldı. Yine bunlarla Cumhuriyet ve onun doğal bütünleyicisi olan demokrasi çoktan hedeflenmişti.

Bireylerin hür iradeleriyle seçim yapabildikleri bir cumhuriyet Türk milletinin hakkıydı.

Uyarılara dikkat

Mustafa Kemal'in şu sözleri bundan sonrasına ışık tutacaktı:

"Gelecek nesillerin Türkiye'de cumhuriyetin ilan günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında yine, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilakis, Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakiki zihniyetlerini tahlil ve tespitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir."

96 yıl

Prof. Dr. Hikmet Özdemir'in son çalışması "Savaşta va Barışta KEMAL ATATÜRK"ten bazı bölümler aktarmak istiyorum. Birtakım yürütmecilerin sırf kâr amacıyla yayınladıklarına hiç itibar etmedim.

Hikmet Özdemir ve Em. Korgeneral Suat İlhan'ın değerlendirmeleri her zaman özel ve güzeldir. Cumhuriyetin 96. yılında da bu vasıflarını muhafaza etmekteler. Gelecekte de böyle olacağından şüphem yok.

Yörük Anne

Özdemir'in son kitabında yer alan bir bölümden alıntıyla başlayacağım:

"1909'un bir kara kış gecesinde Mustafa Kemal Yüzbaşı, evine konuk olduğu Preslavitsi köyü -Yenice- kaymakamına şunları anlatmıştır: 'Babam Ali Rıza Bey asakir-i millîye taburlarında gönüllü üsteğmen olarak vazife yapmış ama esas görevi gümrük memurluğu. Sonra kereste ticareti yaptı; çevresinde tüccarlığıyla tanınırdı. Küçük yaşta kaybettim. Annem Yörük" demiş ve eklemiştir 'Yörükler, yürüyen Türklerdir. Bizimkiler, Sultan Murat Hüdavendigâr zamanında Anadolu'dan Manastır'ın Kocacık bucağına getirilip yerleştirilmişler. Babam, sarı saçlı mavi gözlü annemi beğenmiş ama, ancak aileler arasında uzun müzakerelerden sonra alabilmiş. Annem okur yazar olduğu için kendisine Molla Zübeyde derlerdi."

O kafalara

Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaptıklarını anlamak mümkün değil. Zafer Haftası içinde yer alan Cuma hutbesinde de yine aynı şeyi yaptılar; "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten tek kelime etmediler." Yazıklar olsun böyle kafalara. Bunları o makamlara getirenlere de.

Ne kadar engellemeye çalışsalar da Büyük Önder'i asla gönül ve kafalardan silemeyecekler. Bugün Anıtkabir'i ziyaret edenlere iyi bakın. Bunların arasında on binlerce tesettürlüyü göreceksiniz.

Kafasındaki koalisyon

Mustafa Kemal, Hatay'ı ilhakından önce Irak ve Suriye'deki bizden yana olanlara çeşitli mektuplar yolladı. Birlikte hareket edilmesi çağrısında bulundu. Hatta Teşkilatı Mahsusa kanalıyla birtakım önerilerde bulundu. İsteği ilk önce Irak ve Suriye'nin ayrı devletler oluşturması ve daha sonra bunlarla bir federasyon teşkil edilmesiydi. Bunun gerçekleşmesine sağlığındaki bozulma yüzünden imkan bulamadı.

Cumhurbaşkanının temposu öyle hızlıydı ki, tarihçiler dahi zorlanmaya başlamışlardı. 1931 yılı sonbaharında bir Yalova gezisinde sabahın dördüne doğru "Türk Tarihinin ana hatları" projesini yetiştirmek için Yusuf Akçura "Bu kadar kısa sürede bunu başarmak mümkün değildir. Geceleri geç vakitlere kadar burada münakaşalar yapıyor, gündüzleri de çetin incelemelerle çalışıyoruz. Bu kadar yorgunluğa dayanamıyoruz" diye yakınmıştı. Reisicumhurun yüzünü bu defa hüzün bürüdü "Sizlerle geçirdiğim bu saatler, benim için bir saadettir. Bu ilmi konuşmalar ruhumun yegane gıdasıdır. Bunu görmüyor musunuz? Bunu anlamıyor musunuz? Bunu bana çok mu görüyorsunuz?" diye konuşmuş ve gözleri dolmuştu.

Fransızca söylev

O yılın 26 Ekim günü Ankara, birer saat arayla İstanbul'dan iki trenle gelen Balkan ülkelerinden 250 kadar delegenin akınına uğramıştı. Mustafa Kemal Atatürk konukları Meclis salonunda teker teker tanıdı. Bu söylevinde uyguladığı değerler dünya ve bölge barışı yüksek vizyon ürünüydü. Büyük Önder konuşmasının tamamını Fransızca yapmıştı.

GÜNÜN SÖZÜ

Bütün olacak şeylerin olacağını gösteren bir belirtisi vardır: Küçüklükten itibaren büyüyünceye kadarki belirti hep kendini gösterir.

Kutadgu Bilig, No: 1650.

Hükümdar Gündoğdu'nun sözü.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları