"Kadını vuracağına kendini vur, delikanlısın ya"

"Kadını vuracağına kendini vur, delikanlısın ya"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kadına yönelik şiddet olaylarını sert sözlerle eleştirerek, “Hakikaten anlamıyorum. Kadına şiddet ne demektir? Dövmek, şiddet ortaya koymak, bunlar ne demektir? Bu yakışır mı? Bizim anlayışımızla örtüşür mü? Sinirlenecekmiş. Kadını vuracağına kendini vur, delikanlısın ya. Neyini tatmin ediyorsun ya, neyini?” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde düzenlenen Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Mülki İdare Amirleri Eğitim Semineri'ne katıldı. Kadına yönelik şiddet olaylarını sert sözlerle eleştiren Bakan Soylu, “2019’da 336, 2020’de 20 Kasım itibariyle, 234 kadın aile içinde, kadına yönelik şiddet kapsamında cinayetten hayatını kaybetmiştir. Geçen yıl ilk 10 aylık periyotta can kaybı 308 idi. Yüzde 24’lük bir düşme var ama bizim için yeterli değildir. Bizim için buradaki rakam çok net söylüyorum, bir kadın cinayeti bile toplumumuza, inancımıza, öğretimize, medeniyetimize, Yunus’umuza, Mevlana’mıza, Hacı Bektaş’ımıza yakışmaz. Bu kadar açık ve net. Elbette ki kanunlarla gerekli her şeyi yapabilmek, temel sorumluluğumuzdur, ayrı. Ama toplumumuzda her şey kanunla belirlenmiş değildir. Biz bir milletiz. Tekrar söylüyorum. Her şey suç ve ceza kavramında düşünülmemelidir. Bu yapılıyor zaten. Herkes kendi otokontrolünü, milletimiz kendi otokontrolünü, kendi değerlerimiz çerçevesinde yapabilme kabiliyetine sahiptir. Biz böyle bir milletiz. İyiliği, yardımı, ayıbı, iyiyi, kötüyü tarif edebilen bir milletiz. Aileyi, anneyi, babayı bizi bu kavramlar ayakta tutmaktadır" dedi.

"Hakikaten ben anlamıyorum. Kadına şiddet ne demektir? Dövmek, şiddet ortaya koymak, bunlar ne demektir? Bu yakışır mı? Bizim anlayışımızla örtüşür mü?" diyen Bakan Soylu, şunları söyledi:

"Sinirlenecekmiş. Kadını vuracağına kendini vur, delikanlısın ya. Neyini tatmin ediyorsun ya, neyini? Bizi baştan çıkarmasınlar. Bu işi yapanlara sesleniyorum. Bizi burada baştan çıkarmasınlar. Onun için, biz sorumluluklarımızı yerine getireceğiz ve bu meseleyi çözmek durumundayız. Avrupa’ya ve dünyaya, güya o gelişmiş medeniyetleriyle her tarafta övünç duyduklarını ifade eden Avrupa’ya ve dünyaya, bu meselenin nasıl çözüldüğünü; inancımızla, kimliğimizi, aile yapımızın nasıl bu meseleyi çözdüğünü göstermek durumundayız."