Kafa kesmek

Hafta sonu, kim, kime, ne yaptığı belli olmayan üzücü olaylar yaşadık. Bu kez, darbe haklı mı, yoksa haksız mı, sonuçsuz bu tartışmaya girmeyeceğim. Anlayamadığım şeyler var, darbe diye adlandırılan olayın yarattığı sonuçlara bakacağım.

53 yıl önce, Harp Okulu öğrencisiyken yaşadığım 21 Mayıs olayı bile, Cuma gecesi tezgâhlanandan detaylı ve planlıydı. Gücümüz, iki Harp Okulu öğrenci taburu ve bir iki küçük birlikti. Sonuç, 12 saat çatışma ve sabah teslim. Gece şehre inen Harbiye öğrencilerine, pasta limonata ikram eden Ankaralılar, sabah teslim olan bizlerin suratına tükürmüştü. Bizi de yataklarımızdan, nöbete götürdüklerini söyleyerek kaldırmışlardı. Komutanlara nereye gidiyoruz diye soramamıştık. Meğer darbeci bizmişiz, haberimiz yoktu. İçimizde darbe olduğunu bilen yok muydu, belki vardı. Ama çoğunluk bihaber.

İşte bu yüzden, 15 Temmuz olayı, bana, uyduruk, plansız, programsız, saçma sapan geldi. Darbeciler, akşam yemeği ardından, dondurmacıya gider gibi, "hadi kalkın bir darbe yapalım" diye operasyona karar vermiş. Oysa darbe, baskındır ve genelde, gece yarısı herkes uykudayken yapılır. Tüm haberleşme, TV kanalları yayındaydı. Sokağa çıkma yasağı uygulanmıyordu. Siyasiler tutuklanmamış, yollar ve ele geçirilecek yerler, adam gibi hesaplanmamış, birlik kaydırma yapılmamıştı. 12 Eylül 1980 darbesine katılan, emekli bir subay, hayretle, bu tiyatroyu kim oynatıyor, bu nasıl iş diye sordu. 12 Eylül'de İstanbul'dan Ankara'ya birlik kaydırıldığını, siyasilerin enterne edildiğini anlattı.

***

Üzücü olayı kim planladıysa, olay askeri değil, molla tasarımı. İşin matematiği bozuk. Eğer, paralel yapının ordudaki etkinliğini biliyorsan, neden Balyoz ve Ergenekon'da masum Atatürkçü subayları, yataklarından topladığın gibi bunları toplamadın? Kısaca bana göre, belirli çevrelerin ellerini kuvvetlendiren, gerideki sorunlarını temizleyen, gelecekteki planlarına yol açan, çocuklarımızın kanına giren bir olay.

Yabancı televizyonlarda izledim, bir cep telefonu ile çekilen, Mehmetçiğin Türk IŞİD'lileri tarafından kafasının kesilmesini. Sonra sosyal medyada gezdi görüntüler. Mehmetçiğin kafasını kesen, teslim olan esire işkence yapan, Türk olamazdı, mutlaka Suriyeliydi. Toplumdaki bu ayrışma ne ile yok edilecek? Soruyorum, yaşamak istediğiniz Türkiye bu mu?

Artık ne olduğu belli olan olayın, ne olacağına kafa patlatıyorum. Türk ordusu içeride ve dışarıda itibarını kaybetti. Astlar komutanlara, ne kadar güvenir? Verilen her emir, astlarda kuşku yaratmaz mı? Polis ve asker terörle nasıl birlikte mücadele eder? PKK istese son günlerde Ankara'ya kadar yürüyebilirdi. Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, komuta kademesi, bu olayın ardından emekli edilir mi? (Hazır elleri değmişken, TSK'nın muharip subaylarının yarısı tutuklu, kalanlar da zaten, ne kokan ne bulaşan takımı.)

***

AKP, içeride iç barış olmadığını, yedi düvele ilan etti. AB Komisyonu Üyesi Oettinger, olayın temel hakların kısıtlamada kullanılmamasını istedi. Fransa Dışişleri, Alman Adalet Bakanları da iktidarı uyardı. İngiliz televizyonu, içeride barışı sağlayamayan, dışarıda komşuları ve dış politikada barış yapamaz dedi. Hükümete halkla uzlaşma önerildi. ABD Dışişleri Bakanı, ABD'yi darbeyi hazırlamakla suçlayanları, bu tür ithamlar ilişkilerimize zarar verir diyerek yanıtladı. Sanki bu olay Türkiye'nin Batıyla son ince ve zayıf bağını da kopardı.

Bu arada demokrat olmayan siyasi parti liderleri, demokrasi nutukları attı. Bunları alt alta yazıp oturdum düşündüm, Washington'da ayrıntısı verilmeden uyarılan bu darbe miydi, yoksa birilerinin planı mı diye? Veya Amerikan istihbaratı, tezgâhı biliyoruz mu demek istemişti? Sonuç, anlaşılan onlar, planlarınızı önceden biliyor ve kimse de bu ayak oyunlarını yemiyor.

Yazarın Diğer Yazıları