Kanadını kendi kırdı!

Kanadını kendi kırdı!

Soruyorlar;

-Sezen Aksu mevzuuna girmeyi düşünüyor musun?

Bir ben eksiğim çünkü..

Ortalığı saran kakafonide, bir benim sesim eksik çünkü..

Soran arkadaşlardan birine söyledim;

-Herkes eteğindeki taşları döksün, kakafoni bitsin, sakin sakin konuşayım, ya da yazayım..

Çünkü o gürültüde kimin ne dediği anlaşılmıyor..

**

Gürültü devam ediyor..

O yüzden, en azından ayrışmak adına, sakince yazayım bari..

**

Öncelikle, herkes gibi ben de Sezen şarkılarını severim..

Ama Sezen şarkılarını sevmek için, Sezen Aksu''yu sevmek şart değil..

Türk müziğinde önemli bir isimdir, kıymetli bir isimdir.

Bunları hayata teslim edip devam edeyim..

**

Kendisini ilk gördüğüm yer, İzmir Fuarı''ndaki Kübana Gazinosu''ydu..

11 yaşındaydım..

Çeyrek asır önce, Rahmetli Ufuk Güldemir''le Star Haber''de çalışırken, "Şeko" adlı bir fenomen icat edip, evinin önüne kadar gidip, evlenme teklifleri üzerinden, şaka yollu raiting haberciliği yapmışlığım bile var..

Hayatımıza dokunmuştur evet, ama, 15 gün süren "Şeko-Sezen aşkı" serisiyle, benim de kendisinin hayatına dokunmuşluğum var..

**

Gelelim sadede..

Benim hayatıma son dokunuşu, "İki cihanda lekeli ilan" ettiği gündür..

Türkiye''yi, bugün karşı karşıya kaldığı, sosyal, siyasal, ekonomik, tüm bu sıkıntılara götüren süreçte, doğruyu söyleyen, iyi insanları, "İki cihanda lekeli" ilan ettiği gündür..

Bu yanıyla da, aslında, minik serçe, önce duygularıma, sonra da aklıma ihanet etmiştir..

Bendeki izi budur..

**

Bugüne kadar gönül teline dokunan şarkı sözleriyle, o gönüllerde taht kuran bir sanatçı, belki de dikkatsizliğin ürünü bir nakaratla arenanın ortasında kaldı..

Neresinden bakarsanız bakın, Adem ile Havva, yaşadığımız toplumun kutsallarından..

Bir şarkıda onlardan söz ederken daha dikkatli olmanız gerekir..

Bunu umursamayabilirsiniz.. Ama onun da bedeli vardır.. O bedeli göze almanız gerekir..

Hiçbir şey yokmuş gibi davranmak mümkün değil..

**

Sırf muhalif olduğum bir siyasi çizgi saldırıyor diye, böylesine ciddi bir hatayı görmezden gelemem..

Ak Partililer, çok istedikleri bir kamplaşma için bulunmaz nimet saydılar diye, o hatayı yok sayamam..

Gerçi mesele, yıllardır birbirlerine alkış tutanlar arasındaki bir mesele..

Ak Partililer, bu ülkenin haklı çıkan iyi insanlarına hakaret yarışında minik serçeyle yol arkadaşlığı yaptı..

O sebeple, aslında bunu da mı ben dert edeyim?

**

Ramiz Dayı karakterinin çok sevdiğim bir sözü var..

Der ki;

-Gün gelir, ihanet eden, sadakat bekler!

Bugün, iktidarın kendisinin bile çark ettiği, yanlış gördüğü açılım sürecinde, "Bu iş yanlış" diyenleri "İki cihanda lekeli" ilan edecek kadar minik bir akla, bugün ben mi sahip çıkayım?

Türkiye''yi uçurumun kenarına götüren en kritik uygulamalarda alkış tutan elleri, şimdi ben mi tutayım?

Hayır..

Kendisi de bunu tavsiye ediyordu bir şarkısında;

"Gözümün yaşına bile bakma, memnunum ben hâlimden

Bu acıyı çektirmeden bırakmaz yakamı içimdeki göz

İnanırsam yıkanıp yundum ah samimiyetle bir gün

O zaman dönebilirim başa yeniden tertemiz, söz"

**

Başa dönmeyi, tertemiz dönmeyi başarabilirse bir gün, aklımda da gönlümde de "Sezen şarkıları" olmaktan çıkıp, Sezen Aksu olur mu bilmem..

Ama şu bir gerçek ki;

Anlamaya çalışınca aklım,

Empati için zorlayınca gönlüm,

Yol arkadaşlarıyla kavgasında taraf olmaya kalkınca da, hayat, "Hayır" diyor..

Bunu ben yapmadım, biz yapmadık, bizzat kendisi yaptı..

**

Sanatçı "Aykırı" olabilir, buna saygı bekleyebilir..

Ama sanatçı, hitap ettiği toplumun bir kesimine "Ayrık" muamelesi yapamaz, buna da saygı bekleyemez..

Dün, her yanlışlarını alkışladığı siyaset, bugün kendisini linç ediyor..

Ciddi bir destek görse de, yol arkadaşlarınca terk edildiği için kendini yalnız hissediyor..

E bunu da mı ben dert edeyim?

**

Sonuçta Sezen Aksu, Türk müziğinde önemli bir figür..

Gönül telimize dokundu, belki dokunmaya da devam edecek..

Ama, yıllarca şefkatle teline dokunduğu gönlümüzü, öylesine ağır kırdı ki,

Yalnızlıklarımıza ortak olan minik serçe, kendini yalnızlığa mahkûm etti..

Biz etmedik, kendi etti..

Yazarın Diğer Yazıları