Kandil’e silah taşıyan ABD’li subayların fotoğrafları...

Arslan Binbaşımızı da Sarpkaya  Uzman Çavuşumuzu da   kahpece şehit ettiler.

Bu kahpeliklerin sonu gelecek mi?.. Elbette gelecek.Kökleri kuruyacak.

Malazgirt’te şehit düşen Arslan Kulaksız Binbaşımızın yakın silah arkadaşları ile konuştum. İnsan canlısı, insan sevgisi ile dolu biri olduğundan başlayıp nice başarılarını, kahramanlıklarını anlattılar. Arslanımızın, silah arkadaşlarının  Malazgirt’in  Türk tarihindeki yerine dikkat  çekip  ortak cümlesi şuydu;

“Bin yıldır hüküm sürdüğümüz bu toprakları şehit vere vere koruduk. Yine veririz”.

Şemdinli’de  Ziya Sarpkaya Uzman Çavuşumuz, ATM’den para çekerken babası ile telefonda konuşuyordu, kahpeler arkadan  kafasına sıktılar. Evlat şehit olurken baba telefonda yıkıldı.

Peş peşe gelen saldırılar verilen şehitlerle askerin acısı çok büyük. Fakat pisliği kurutma azminde bir milim şaşma yok. İrade daha da çelikleniyor...

Köprüleri uçuruyorlar,ambulansları tarıyorlar. Doktorlara,hemşirelere,ebelere,kamu görevlilerine saldırıyorlar. Can verirken son çare devlet ile halkın bağını kopartmak maksadıyla çırpınıyorlar.

Defalarca  yazdım ama yine belirtmek  istiyorum; Bu olup bitenlerin baş sorumlusu 13 yıllık AKP iktidarıdır.  “Çözüm süreci”  ile birlikte PKK’lı hainleri dağdan şehirlere, ilçe merkezlerine kadar indirdiler. Dağda sıkışan it sürüsü, şehir eşkıyası oldu. Şehir ve ilçelerde tüm hakimiyeti sağladı. KCK operasyonlarını sona erdirdiler. Arkasından, cemaatle girdikleri kavga yüzünden makas değiştirip  “orduya da KCK’ya da kumpas kuruldu” deyip gaflet ve delalet içinde  ateşle oynamaktan geri durmadılar. KCK’lıları birer birer hapisten salıverirken  toplumun gözünü boyamak için sanki o şerefli Türk askerlerini içeri atan kumpasın ortağı değillermiş gibi yaptılar. Tüm uyarılara aldırmadılar. Devletin tüm kırmızı raporlarını sumen altı ettiler. KCK daha da şımardı,şehir merkezlerinde daha güçlü hale geldi. Her türlü eleman ve silah yığınağını yaptı. Şimdi ordu şer inlerini vururken hainler de şehir merkezlerinde eylem yapıyor, arkadan vuruyor. Bu, Ankara’nın risk hesaplamasında olan bir durum. Fakat,mücadeleden taviz verme gibi bir düşünce kırıntısı bile yok.

Sıkça aldığım bir soru;  “Bu operasyonlar AKP’nin tekrar seçim planı mı. Bu operasyonlar AKP’ye oy devşirmek için mi yapılıyor”..

Daha önce de yazdım  “sabrın sonuna gelinmişti”, “devlet güvenlik kalkanlarını kaldırdı”  diye. Abdullah Gül’ün   “iyi şeyler olacak”  diye attığı işaret fişeğinin ardından olup bitenler, Recep Erdoğan’ın  “gerekirse baldıran zehir içerim” sözleri ile girilen çözülme sürecine ait tüm belgeler, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin belleğinde kazınmış halde. Herkes her şeyin farkında. Bunun tabii sonucu olarak millet de iki yüzlülükleri çok net olarak görüyor. Şu anda küçük siyaset hesaplarının yapılacağı zaman değil. Bataklıklar kurutulduktan sonra millet büyük hesabı görüp defterleri dürer. Şu anda  değmeyin çapsız siyasetçilere, durumdan vaziyet çıkarsınlar.

Gelelim esas büyük ve önemli soruya;

“Gerçekten,son operasyonlarla birlikte, ABD gerçek samimimi müttefikimiz mi oldu?.. Kürt Koridorundan vaz mı geçti?”  vs..vs..

Bu mühim sorunun cevabını, ABD-Türkiye-mutabakatı ile  Cerablus-Azez hattında kurulacağı duyurulan IŞİD’ten temizlenecek güvenli bölge planı ile cevap verelim.

Evet!.. Bu konuda bir mutabakat var. Fakat Ankara bu plana  “kerhen evet” diyor.

Neden kerhen?..

Ankara’da devlet koridorlarında çekilen fotoğrafın ve yapılan analizi aktaralım;

*Mutabakat masasında Ankara, ABD’li muhataplarının önüne  Kandil’e füze, uçaksavar, havan ve türlü türlü silah, mühimmat taşıyan ABD’li subayların fotoğraflarını koydu. Sözde muhabbettin  sebeplerinden biri bu.

*ABD -kabul etti ama- güvenli bölgede uçuşa yasak bölge tabiri kullanmak istemiyor. Nedeni bunun için Birleşmiş Milletler kararı gerek. Rusya’nın vetosu yüzünden uçuşa yasak bölge olamaz. ABD, zaten bölgede uçaklarını uçuracağı, IŞİD’in uçakları olmadığı ve Suriye’de uçaklarını uçuramadığı için defakto bir uçuşa yasak bölge oluşacak. IŞİD’in temizlenmesi ile birlikte defakto güvenli bölge meydana gelecek.

*Türkiye şu anda bu oluşuma uyuyor. Neden?.. Öncelik terör örgütlerinin hedefinden Türkiye’yi kurtarmak. Türkiye’nin içini ve sınırlarını temizlemek. Güvenli bölgede Türkmenlerin varlığını garanti altına alıp yeni göç dalgalarına engel olmak.

*Kürt Koridorundan ve BOP projesinden ABD vazgeçti mi? Ankara bu soruyu şöyle cevaplıyor;

*ABD vazgeçmiş değil. Çıkarlarından ve İsrail’in güvenliği projesinden asla vazgeçmez. Oyun bitmedi sadece öteleme oldu. ABD,Rusya’ya da İran’a da memnun olacakları vaatlerde bulundu. ABD Esad ile de anlaştı. Ailesi ve kendisinin korunmasına karşılık Esad yönetimden çekilecek. Fakat, Esad’ın önereceği bir isim göreve getirilecek. Yani;Esad gidecek Kesad gelecek. PYD’li Salih Müslim’in  “Suriye ordusuna katılırız”  demesinin sebeplerinden biri de bu.

Peki!.. ABD’nin ötelediği plana  “kerhen evet”  diyen Ankara bundan sonra ne yapacak? Ötelemeye göz yumup daha sonra gerçekleşecek tehlikelere yatacak, ses çıkarmayacak mı?..

Verilen cevap;

“Hayır. Oyunu tümden bozmak için. Daha güçlü bir Türkiye ve daha güçlü bir hükümete ihtiyaç var”..

Bakın o zaman!..Kuzey Irak’a giren Türk askeri neler yapıyor...

Bu sefer anlatabildiğime inanıyorum!..

 

Yazarın Diğer Yazıları