Kara mizah gibi...

Enteresan bir gün yaşadık. Berat Albayrak'ın "zincir marketler" dediklerine girerek olaya başladım. Arada bir manava da uğradım. Dünkü yazımda belirttiğim gibi, yeni zamları sizlerle paylaştım. Öğleden sonra, vananın musluklarını ellerinde tutan iş adamlarını gördüm. Hazine ve Maliye Bakanı'nın karşısına dizilmişlerdi. Burada Albayrak'ın ilginç konuşmasını da dinledim.

Bence üstünde durulması gereken cümlesi "Yıl sonuna kadar elektrik, doğal gaz ve akaryakıta zam yok"tu. Düşündüm "kara mizah mı yapıyor?" Bu teminatın süresi fazla kısa değil miydi? Ayrıca peş peşe yapılan üç zam ne olacaktı?

Aynı toplantıdan çıkan bir başka neticeye göre, marketlerde satılan ana tüketim mallarında yüzde 10'luk indirim uygulanacaktı. Bunların ambalajlarında mutlaka indirim işareti kullanılacaktı. Aynı sabah devreye sokulan artırımlardan sanki kimsenin haberi yoktu.

Asıl suçlular

Bir kilo sütü 4,45 liraya satan patronlar bu gelişmeleri mütebessim bir çehreyle takip ettiler. İlk uygulama Et ve Süt Kurumu ile Atatürk Orman Çiftliği'nden -adı gibi birkaç ürünü kaldı- başlatıldı. Yaşadığım bölgede AOÇ şubesi yok. Sadece pet sularını görüyorum. ESK'yı takip etmem kolay. Migros, CarrefourSA, BİM, A 101 hemen yanıbaşımdalar. Bunlardaki olası indirimleri memnuniyetle aktaracağımdan emin olabilirsiniz. Eğer fiyatlar düşerse, anında haberdar olacaksınız. Hele pirinç ve bakliyatta ise...

Böceklenenler

Tam bu noktada bir uyarıda bulunmak istiyorum. Fiyat kıracağız diye "tahıl kelebeği" üretir hâle gelmişler sokuşturulmasın. Geçtiğimiz Ramazan ayında satılan kolilerden çıkan kırmızı mercimek ile ithal pirinçlerin nasıl kanatlandığını gözlerimle gördüm. Bu koliler en ünlü mağazaya aitti. Böceklenenler ise yine onun kadar ünlü bir markanın ürünüydü. Önce bunları engellemek şart.

Tavuktan zehirlenenleri görmezden gelip, toplu yemek yenilen yerlerde kullanmakta ısrar edenler iyi kontrol edilmeli.

Önemli olan

Zam furyasına gelen tepkilere bakıyorum; tamamına yakını asgari ücretli ve emeklilere ait. Hele kiracı iseler, sesleri daha gür çıkıyor. Hatta aralarında hıçkıranlara tanık olmak üzücü.

Kimileri de "yandaş medya"nın balonlarından şikâyetçi. Hani şu "emekliye ocakta yüzde 50 zam" balonları uçuranlar. Fakirin duygularını istismar ederek gazete satmaya çalışanlar bir başka problem. Ekranları da yazılılarından farksız. Bunların ar damarlarının patladığı mutlak...

Şimdi bana şu soruyu soracağınızdan eminim; "Peki sandıktan çıkan sonuçlar ne oluyor?" Onun da cevabı çok basit; "garibim bir dilim ekmek bir hırka" politikasına alıştı. Yanına, yiyecek kolisi ve alışveriş çeklerini eklerseniz bu kısır döngüyü yıkamıyorsunuz. Bunlara "kapı kulları"nın desteğini ekleyebilirsiniz!

***

Ayakta uyuyanlar

Televizyonlardaki tartışmalar için kolayını buldum. Böylece, sinirlerimi bozmuyorum. Örneğin CNNTÜRK başta. Ekranların vaz geçilmez yorumcusu Mustafa Şen'i ele alalım. Dinleme adabı olmayanların başında geliyor. Artık o konuşmaya başladığında başka yere kaçıyorum.

Aynı gece ilginç bir konuğu da NTV'de gördüm. Bu SETA'cı Burhanettin Duran'dı. Gözleri kapanıp durdu. Bir ara kafası düşecek sandım. Belli ki ya rahatsız ya da yoğun bir gün geçirmişti. Ahmed Arpat fark etti. Tam "horuldama safhası"na gelindiğinde Duran'a soru yöneltip vaziyeti kurtardı.

El insaf

Bu ekrandan bir notu da Ali Saydam için düşeyim. Yağcılığını doruk noktasına çıkardı. "Bu hâle geleceğimizi rüyamda görsem inanmazdım" dedi. Ardından Ak Parti'nin başlangıcını 1968 kuşağına kadar götürdü. Tabii kendisini de.

Çözemediğim Barış Doster'in bu ekipte yer alması. Yanlış anlamayın, kafa yapısında değişiklik yok. Fakat, bunca yanlı arasında fren yapmak zorunda kalıyor.

***

Dersimiz Türkçe/Medyanın dili

* Müge Anlı: Tam 11 senedir Adli Tıbb'a demiyor, Adli Tıpa diyo, -şişe tıpası-.

Aynı süreçte muhatap da diyemiyor, muhattapı kullanıyor.

* TRT Haber Merkezi: "İla" edatı kullanıldıktan sonra arasında denilmeyeceğinden haberleri yok.

Yanlış: Hava sıcaklığı 5 ila 10 derece arasında artacak.

Doğru: Hava sıcaklığı 5 ila 10 derece artacak.

* TRT Radyo 1: Sevda Türkeri, 26 ila 35. kilometreleri arasında...

...

GÜNÜN SÖZÜ

Tarih, geçmişi yargılamaktan başka bir şey değildir. E.Alain

Yazarın Diğer Yazıları