Kararsız seçmen
Seçim anketi demek, bir seçim öncesinde veya sonrasında, seçmenlerin oy tercihlerini, siyasi görüşlerini, beklenti ve memnuniyetlerini ölçmek için yapılan araştırma demektir.
Anket çalışmaları 1980 yılından sonra bambaşka bir mahiyet kazanmıştır. 1980'den günümüze seçim anketleri, sosyal bilimlerin gelişmesi, bilgisayar teknolojisinin yaygınlaşması ve iletişim olanaklarının artması ile daha profesyonel ve sistematik bir şekilde yürütülmeye başlanmıştır. Bu süreçte seçim anketlerinin örneklemi, nüfusun çeşitli kesimlerini ve alt gruplarını yansıtacak şekilde daha kapsamlı bir şekilde belirlenir oldu. Artık seçim anketlerinin sonuçları, internet ve sosyal medya aracılığıyla hızlı ve geniş bir şekilde paylaşılıyor, toplumun her kesimine ulaşıyor. Yine bu dönemde, seçim anketi yönteminin etik kuralları ve kalite standartları geliştirilmiş, seçim anketlerinin değerlendirilmesi ve karşılaştırılması için çeşitli kriterler ve endeksler oluşturulmuş durumda. Yeni grafikleme teknikleriyle daha anlaşılır sunumlarla bize ulaşıyor.
Ancak anket yapmanın amacı siyasi partilerin yol haritalarının belirlenmesi iken, bugün geldiğimiz noktada iş tersine döndü. Anketlerin büyük bir bölümü siyasi partileri ve seçmeni yönlendirmek amaçlı yapılır hâle geldi. Kişiler veya kurumlar anketin örneklemi, soruları, uygulaması ve sonuçları eleştirel bir değerlendirme ile ele aldığında yönlendirme gayretleri filtrelenebilir. Ancak bu tür çalışmaların yine de devlet tarafından düzenlenmesi, ciddi denetleme ve cezaların olması gerekmektedir. Çünkü siyaset "ikinci seviye bir kaotik sistemdir" (Y.N. Harari) yani öngörülerle değişen kaos tipidir. Siyasetçiler bunu bilmekte ve kamuoyunu yönlendirmek için anketlerle yönlendirme yapmayı bile isteye tercih etmektedirler.
Evet, bir siyasetçi değişik ögeleri alıp beklenmedik ve orijinal kombinasyonlar oluşturabilmeli ve bunu iyi ifade edebilmelidir, bunu şahsi çıkarları için değil toplum yararına yapıyorsa saygıyı da hak ediyor demektir.
Partiler ve siyasetçiler işlerini en kolaylaştıranı yani kararlı seçmeni isterler onun içindir ki bilhassa seçim dönemlerinde saflarını sıkı tutmak için söylemlerini sertleştirirler. Parti taassubunu ve taraftarlığını yüceltirler. Çok hırslı olanları toplumu kamplaştırmaktan dahi çekinmezler. Onların koltukları her şeyden önemlidir.
Anketler hakkında yaptığım bu kadar bahisten sonra yaklaşan yerel seçimlerle ilgili söyleyebilirim ki tüm bu kamplaştırma ve germe faaliyetlerine rağmen şu ana kadar gördüğüm anket sonuçlarında tek anlamlı farklılık seçim sonuçlarını ciddi düzeyde etkileyecek oranlarda seyreden "kararsız" kategorisindeki yükseklik oldu.
Peki, nedir bu kararsızlık durumu? Seçim anketlerinin sonuç tablolarındaki kararsız, ilk bakışta ankete katılan seçmenlerin hangi partiye veya adaya oy vereceklerine henüz karar vermediklerini veya anket sorusuna cevap vermek istemediklerini gösteren bir kategoridir. Anket çalışmalarındaki birçok gelişmeye rağmen bu kararsız kategorisi yerinde duruyor. Kararsız seçmen edilgen bir pozisyonmuş gibi sunulmasına rağmen partilerden bağımsız hareket edebilen bir seçmen karakterini temsil ediyor. Bu kategoride olan birçok seçmenin oyunun rengi gelişmelere göre değişecektir ve elbette bunun şartları vardır. Yerel seçimlere otuz gün kala anket firmalarının yayınladığı anket sonuçlarına maruz kalıyoruz ve daha da kalacağız. Kişisel gözlemlerime göre bu kararsız! seçmenin önemli bir kısmı "tutarlılık" adında bir kritere takılmış, bunu çok önemsiyor.
Siyasetçilerin içine çok sık düştüğü çelişkili ya da zamanın ve şartların etkisiyle değişen, çelişki gibi görülen durumlar bu kesimi çok rahatsız ediyor. Aslında kararsız değiller. Kararsızlar şartları ve beklentileri giderilirse bir türlü; giderilmezse başka türlü oy kullanmak konusunda çok da kararlılar. İşte bu yüzden anket sonuçları yayınlanırken kararsız yerine ya da altına bağımsız/taahhütsüz seçmen kategorisi açılmalı diye düşünüyorum. Bakalım kararsızlar! yeteri kadar kararlılar mı? Teşkilatlı olmaları mümkün olmayan bu insanlar anket firmalarını da siyaseti de değiştirebilecek potansiyele sahipler. Kendisine sunulan siyasi yelpazede uygun seçeneği bulamayan seçmen kararsız seçmen değildir. Siyaset üretemeyenlerin kararsız diye küçümseyemeyeceği bu kesimin bir kısmının ise çok bilinçli olduğunu düşünüyorum.
Memlekette işler yolunda gitmediği hâlde, yapılan seçimin sonucu eğer bir önceki seçim sonucuna çok benziyorsa bu olabilecek en kötü seçim sonucudur. Bu duruma düşmemizi engelleyebilecek olan ise endişeli kararsızlardır.