Türkiyelilik tabirini kullandı ve PKK’ya af dedi eleştirdik!  Ama bugün hakkını teslim etme zamanı...
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bahsediyorum!
CHP lideri AKP’ye karşı laiklik ekseninde muhalefet yapmayacağını
söyledi!
İyi ki de öyle yapıyor..
Bu sütunda defalarca yazıldı!
Din yani inançla hiç bir şeyi yarıştıramazsınız!
Dolayısı ile laiklik dediğiniz an AKP maça otomatik olarak 3-0 önde başlıyor!
Daha önce yazdım, bir kere daha aktarayım:
2007 seçimlerinin hemen sonrasıydı...
Bir dostum iş arayan yeğenini yanıma göndermişti.
Genç adam yarım saatlik sohbetin 25 dakikasını AKP’yi eleştiriye ayırmış ve onun iktidar olmasıyla tekstil sektöründeki başarılı işletmesini nasıl kaybettiğini anlatmıştı.
Bu sözleri üzerine ona dönüp,  “Seçimde AKP’ye oy vermeyerek az da olsa hıncını almışsındır” dediğimde,  “Oyumu AKP’ye verdim” karşılığını alınca şaşırarak sormuştum:
-Hem AKP’ye feveran ediyorsun hem de ona oy veriyorsun, bu nasıl  oluyor?
Genç adam aynen şu karşılığı vermişti:
- “Ben AKP’ye oy vermedim, eşi türbanlı ve kendisi iyi Müslüman diye Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasına engel konmasına isyan ettim...”
Evet Türkiye’nin gerçeği budur!..
İnancın mı ekmeğin mi önce gelir, sorusuna bu ülkede önce inancım diyecek büyük bir kitle var.
Buradan hareketle böyle bir coğrafyada laiklik ve türban gibi konuları siyasete malzeme yaptığınız an, bunları istismar edenleri peşinen öne geçirmiş olursunuz!
CHP’nin geç kavradığı olay budur ve 1946’dan bugüne bunun için iktidar olamamıştır.
Merhum Ecevit bunu keşfetti ve inançlara saygılı laiklik diyerek, kadrosuz partisini defalarca Meclis’e soktu ve hatta birinci parti yaptı!
Keza Deniz Baykal son günlerinde bu bağlamda Kutlu Doğum Haftası töreninde konuşma yapacak kadar müthiş adımlar atıyordu.
İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugünkü duruşu da bu keşfin veya bakışın devamı sayılmalıdır!
Türkiye artık laiklik ve türban gibi tartışmaları geride bırakmalıdır zira defalarca teyit gördü malum partiler bu konuları çok akıllı taktiklerle oya tahvil ediyor.
Buradan hareketle Sayın Kılıçdaroğlu’nun laiklik ve türban cazgırlığına talip olmamasını onun vizyonu yani Türk halkını iyi okuması olarak değerlendiriyoruz.
Evet türban ve laiklik gibi konular gündemden düşmeden bu ülkede AKP’yi teşhir etmek zor çünkü bu iki kavram AKP’ye örtü ya da kalkan yapılıyor!
Kemal Bey türban serbestisi söylemini ön alarak fiiliyata dönüştürebilirse, emin olun AKP’nin fiyakasını yerlere serecek ve CHP olarak bundan sonra yapacağı bütün vaatlerin toplum tarafından peşinen benimsenmesine zemin hazırlayacak!
Genel af ve Türkiyelilik gaflarına rağmen emperyalizmin acentesi AKP’ye karşı Kılıçdaroğlu’na desteğe devam diyoruz!

DOLGU...
Türk Ocağı’na Cezmi Bayram sorusu...
1) Saygıdeğer Türk Ocağı yönetimi ve Sayın Nuri  Gürgür... Cezmi Bayram Bey’in Türk Ocağı İstanbul Şube Başkanı olduğu doğru mudur?
2) Doğru ise Cezmi Bayram Bey’in Ulusal Çekirdek Kadro olarak bilinen ekibin içinde yer alması ve onlarla sık sık toplanıp çalışma grubu oluşturması hangi anlama geliyor?
3) Ulusal Çekirdek Ekip, PKK ve Neo-liberallerin Kürt açılımı adına örgütlediği bir yapıdır ve bu yapının içinde Şerafettin Elçi, Gültan Kışanak, Hatip Dicle, Murat Belge, Haşim Haşimi, Altan Tan, Cengiz Çandar, İbrahim Kalın ve Sırrı Süreyya Önder gibi malum görüşlü insanlar vardır. Cezmi Bayram Bey’in bu insanlarla ne işi var ve  bunlarla hangi maksatla bir araya geliyor?
4) Türk Ocağı gibi bir kurumun İstanbul başkanının böyle bir örgütlenmeye dahil olması ve bu toplantılara katılması, o malum zevatın arayışına dolgu malzemesi olmak değil midir? Öyle değilse yapılan  nedir, gönderin cevabınızı yayınlayayım!

HATIRLATMA...
Bu sözler size ait değil mi Tayyip Bey!
Başbakan Erdoğan geçtiğimiz hafta sonu bir araya geldiği medya yöneticilerinin soruları üzerine hiçbir gazeteciyi işe aldırmadığı gibi hiç birini de kovdurmadığını söyledi... Bu ifadeyi okuyunca gülümsedim zira tablo örneklerle ortada. İsimlendirmeye girmeden Başbakan’ın yakın geçmişte partisinin kongre toplantısında söylediği şu sözleri hatırlatalım ve onu sözleriyle baş başa bırakalım:  “Yazarlarıma hakim olamıyorum diyemezsin. Sen bunun sorumlususun. Köşesinde yazanın maaşını sen veriyorsun. Yarın feryat etmeye geldiğin zaman da hakkın yok. O insanlara o kalemleri teslim edenler der ki, kusura bakma bizim dükkanda yer yok. Herkes vitrinine layık olanı koyar.”

AJANDA.. 
Hemen anayasa işine gelmez, çünkü...
1) Yeni Anayasa söylemi Tayyip Erdoğan’ın seçimde temel argümanı olacak.
2) Erdoğan yeni Anayasa diyerek toplumu ve özellikle de Kürtleri beklentiye sokacak ve yeni bir ümit dalgası yaratarak oy toplayacak.
3) Bugün Anayasa yapmaz çünkü amacı üzüm yemek değil, oy kapmak yani herkesi beklentiye sokup oy almaktır.
4) Anayasa öncesinde Kürtlere perde gerisinde söz verecek, taleplerinin karşılanacağını söyleyecek.
5) Oysa yeni Anayasayı bugün şekillendirirse, bunu yapamaz. Zira böyle bir şey AKP’deki PKK karşıtı kitleyi çileden çıkarır.
6) Bütün bunlara ilaveten Erdoğan’ın ajandasında Başkanlık sistemi olduğu için bunu şimdi açık edemez, seçimi alıp tek başına iktidar olduğu an o doğrultuda harekete geçecek!