Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

Kolektif unutma!

Geçenlerde "ünlü" bir sanatçımız ödül aldı.

Kamuoyuna öyle bir "reklamsal giriş" yapıldı ki, kitleler -düşünmeden- ve düşünmeye fırsat bulmadan "mutluluk havuzuna" attılar kendilerini.

Kimi kanaat önderleri de.

Oysa havuz boştu.

*

Konuyu incelemeye karar verdim.

Ama inceleme öncesinde bile, bu kişinin Atatürk ve Atatürkçüler hakkındaki söylemlerini bildiğim için, değer vermedim.

Kısa bir süre içinde de gerçek ortaya çıktı:

Alınan ödül, -inandırılmak istenen- o dünya çapındaki büyük ödül değildi!

*

Üstelik, kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, o ödülün "sponsoru" aynı zamanda o ünlü oyuncunun filminin yapımcısı idi.

Yani, "hileli bir ödül" tartışması çıktı ortaya.

Tartışma: "Ver parayı al ödülü" biçimine döndü.

*

Adı geçen kişi (sanatçı), daha önce defalarca Atatürkçüler üzerinden Atatürk'e saldırmış, O'nu "put" gibi göstermek istemişti.

"Diktatörleşme" ve "güce tapma" söylemleri de ortadaydı.

Ancak bu sözlerin hiçbirini, siyasal iktidarlara karşı söylemiyor, söyleyemiyordu.

DÜŞÜNEMEME SENDROMU

İşin ilginci, Atatürk'e açık ya da örtülü saldırılarda bulunan (ki dinsel kutsallara da ağır eleştirileri olduğunu biliyor ama o konuya şimdilik girmiyorum) sanatçı kişiye sahip çıkanlar oldu.

Zaten eskiden beri, Atatürkçü kimliği olan bazı kurum ve kuruluşlar bu kişiyi reklamlarında oynatıyor, sesini kullanıyordu.

Vatandaşlar arasındaki bazı Atatürkçülerin (!) sahiplenmelerini de görünce bu yazıyı yazmaya karar vermiştim, bugüne kaldı.

*

Şöyle diyenler oldu:

- "Bence Atatürk'e hakaret etmiyor, ağır gerçekleri söylüyor!"

- "Sizi çok severim ancak onun dediklerine katılıyorum." (O günkü tivitlerimi gördüğü için bana söylüyor-HC).

- "Açıklamalarında hiçbir art niyet görmüyorum."

- "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar."

- "Kral çıplak dediği için kutluyorum."

- "O adamın 19 Kasım'da bile Atatürk hakkında tiviti var." (Kendi sayfası ile fanlarının sayfasının bile farkında olmayan bir kişi bunu yazan.-HC)

*

Önceki bir makalemde, "Çok açık ve net söylüyorum: Atatürk öldürülmüştür!" demiştim.

Evet, Atatürk düşmanları kadar olmasa da, Atatürkçüler tarafından da öldürülüyor!

Her ne kadar Atatürk, kültüre, eğitime, çağdaşlığa, okumaya, bilime önem vermiş ve çok vurgulamış ve özendirmiş olsa da, takipçilerinin buna uyduğunu söylem zor.

*

"Bilinçli bir duyarsızlık" durumu devam etmektedir.

"1919'da Türkiye'yi ABD işgal etti, işte belgeleri" diyorsun, kimse umursamıyor!

"Atatürk'ü doktorları öldürdü, işte belgesi" diyorsun, kimse tınmıyor!

*

Söylenecek çok söz var ama değeri yok.

Kitleler, bir "sakallı bebek" ya da "Saray'a gizlice giden CHP'li kim?" dedikodularına dört elle sarılıyor.

Sarılmaya da devam edecek. Çünkü "yapısı bu."

En iyisi filozofların yaptığı gibi "bugüne değil, geleceğe yazmak."

Öyle de yapıyorum.

*

Kitleler ise "bir grup davranışı" olan "kolektif unutma" ile boş havuzlara atlayarak mutlu olmaya devem ediyor.

Edecek de.

 

Yazarın Diğer Yazıları