Kritik sınır nasıl aşıldı?

Döviz cephesinde kritik sınırda idik. Hükümetten hiçbir ses çıkmadı ve hiçbir adım atılmadı. MB de beklentileri yönetmek gibi, bu günkü konjonktürde siyaha beyaz demek gibi yanlışlar peşinde koşuyor.

Şimdi tüm veriler, dövizde kritik sınırın aşıldığını gösteriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ocak-Haziran 6 aylık dış ticaret verilerini açıkladı. 6 aylık dış ticaret açığı 40.7 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 31.6 oranında arttı.

Bu şartlarda 2018 yılı dış ticaret açığı 80 milyar doları geçer. Bunun bir kısmı net turizm geliri ve diğer gelirlerle kapatılır. Sonuçta bu seneki cari açık 66.5 milyar dolar olur. Bu açık GSYH'nın yüzde 7'si demektir. Cari açıkta da geçen seneye göre yüzde 80 oranında artış var.

Cari açık bir ülkenin kaynak kaybetmesi demektir. Türkiye 2003 yılından itibaren cari açık vermeye başladı. 2002 yılında bir yıllık cari açık 0.6 milyar dolar idi. 2003 yılında 7.5 milyar dolara yükseldi. Sonraki yıllar arttı.

AKP iktidarında 16 yılda Türkiye'nin verdiği cari açık toplamı 614.3 milyar dolardır. Doğrudan bir karşılaştırma yapılamaz... Ancak bir gösterge olarak 16 yılda verilen cari açık neredeyse bir yıllık millî gelirimiz kadardır.

Cari açık dış borçla finanse ediliyor. Dış borç stoku da 470 milyar dolara yükseldi. İster özel isterse kamu sektörü olsun, dış borçları çevirirken dövizle çeviriyor. Döviz talebi açısından fark etmiyor.

***

DÖVİZDE KRİTİK SINIR GÖSTERGELERİ

1.            2018 Cari Açık Tahmini (Milyar Dolar)                                    :   66.5

2.            Cari Açık/GSYH Oranı (Yüzde)                                                   :     7

3.            2003-2018 Toplam Cari Açık (Milyar Dolar)                            :  614.3

4.            Dış Borç Stoku (Milyar Dolar)                                                 :  470

5.            Bu Yıl İçinde Ödenecek Dış Borç (Milyar Dolar)               :  180

6.            Dış Borç Risk Sigorta Primi (CDS) (Baz Puan)                         : 327

7.            Yabancı Yatırım Sermaye Girişinde Gerileme (Yüzde)      :  33

8.            Bankalar Dönmeyen Kredilerde Risk (Fitch)                     :(Çoklu)

9.            MB (Döviz Varlıkları Milyar Dolar)                                         :   74.0

10.          MB Şarta Bağlı Döviz Yükümlülükleri (Milyar Dolar)      :    56.9

11.          MB Net Döviz Varlığı                                                                        :   17.1

12.          TÜFE Bazlı Reel Kur Endeksine Göre TL'nin Reel Değeri  :  - 25

13.          Doların Denge Kuruna Göre Olması Gereken Değer        :   3.70

***

Dış borç stokunun millî gelire oranı çok yüksek değil, ancak her yıl cari açık verdiğimiz için, dış borç ödeme kapasitemiz düşüktür. Bu da kırılganlığı artırıyor... Bu şartlarda dış borçları ancak uluslararası faiz oranının iki katını (yüzde 7 dolayında) faiz ödeyerek çeviriyoruz.

Dış borç riskinin en belirgin göstergesi CDS'in yüksek olmasıdır. Dış borçların temerrüde kalması riskine karşılık alacaklı olanlar bu borçları belirli bir prim ödeyerek sigortalıyorlar. Bu prim (CDS) dün 326.61'e kadar çıktı. Bu şartlarda Türkiye dış borç bulmakta, yüksek faiz de verse zorlanacaktır. Bir yerden sonra kimse bizim dış tahvillerimizi sigortalamak istemeyecektir.

Öte yandan güven sorunu da kur çıkmazı yaratıyor. Kur artınca bir kısım tasarrufların TL'ye çevrilmesi gerekir. Ancak TL'ye güven olmayınca kimse döviz bozdurmuyor. Etkili olmak için ya faizleri daha çok artırmak ya da güven ortamı oluşturmak gerekir.  

Dünyada bol para dönemi yaşandığında, Türkiye resmi rezervlerini artırmadı. Şimdi döviz olarak yalnızca 74 milyar dolar rezervi kaldı. Bunun 56.9 milyar doları, şarta bağlı yükümlülüktür.

Şarta bağlı yükümlülük Merkez Bankası'nda tutulmakta olan ticari bankaların yabancı para ve altın cinsinden zorunlu karşılıklarıdır. Bunu da çıkarırsak MB'nin kendi rezervi 17.1 milyar dolar kalıyor. Yıllık 60 milyar dolar cari açık ve 470 milyar dolar dış borç stoku varken, bu rezervin hiçbir etkisi olmaz.

Bu tabloya göre acil bir istikrar programı yapılması kaçınılmazdır. Bilinmeyen tarafı ise neden yapılmadığıdır.

Yazarın Diğer Yazıları