AKP''ye kızıyorum.

Şu yüzden kızıyorum; Bu ülkenin neyi var neyi yok Cumhuriyet birikimi demeden sattı.

Bir iktidar tabii ki kamu yararı olacaksa özelleştirme yapabilir. Fakat AKP böyle yapmadı. Kör bir sermaye inanışıyla elimizde ne var ne yok sattı.

Üstüne üstlük bu toprakların geleceğini yap-işlet-devret saçmalığıyla borçlandırdı.

Şeker fabrikalarından bahsediyorum...

Biliyorsunuz onlarcası özelleştirildi. Elimizde kalanların sayısı ise 15. Yazıyla; on beş.

"Fabrikalar zarar ediyor" deniyordu ya hani. hah işte tam da neden zarar ediyor onun yolsuzluk hikayesini anlatacağım.

Devlete ait olan fabrikalardan 4 tanesi kömür ile çalışıyor. Dolayısı ile kömür, bu fabrikaların en önemli ana sarf maddelerinden birini oluşturuyor. Fabrikalar da kömür alımlarını ihale düzenleyerek gerçekleştiriyor. Alınan kömürlerin kaliteli olması ise şart.

Öyle ki günlük sarf edilen kömür tutarı yüzlerce ton...

İhalelerde aranan şartlardan biri alınacak kömürün kalorisi. Yani kalitesi. Bu oranın da 5 bin-6 bin kalori olması şart koşuluyor.

Kömürün kalorisi eksik olur ise ne olur?

Pancar işlemesi için harcanan kömür 6100 ton iken bu rakam devamlı artar ve 12-13 bin tona kadar çıkar.

Peki, ben bu bilgileri neden veriyorum?

Elime bir mahkeme dosyası geçti. Tüm ayrıntılarını inceledim.

Yer: Ilgın Şeker Fabrikası...

Fabrikada, 2020/2021 kampanya döneminde kullanılmak üzere baz kalori 4800/5000 kcal kömür ihalesi düzenleniyor. İhale sonucunda 27 bin ton kömür için ihaleyi alan Aksaray Tır Nak. adlı firma ile sözleşme düzenleniyor.

Teslimat için 1000 tonluk partiler halinde ve analiz raporları ile uygun görüşle 30 gün sonra ödeme yapılması konusunda anlaşma yapılıyor.

Ilgın fabrikasındaki yetkililer bacalardaki dumandan ve kazanların durumundan şüphelenip yakılan kömürün kalitesinin yetmediğini düşünerek inceletmeye karar veriyorlar.

Numuneler alınıyor ancak fabrikanın laboratuvarında yapılan analizlerde kömürlerin kalitesinin 4800-5000 kcal olduğu raporu veriliyor.

Tatmin olmayan fabrika yetkilileri numuneleri Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü''ne gönderiyorlar ve sonuç 1400-2200 kcal çıkıyor.

Bunun üzerine fabrikadaki kamera görüntüleri inceleniyor ve laboratuvarda bulunan kimyagerlerin alınan numuneleri değil kendi getirdikleri kömürleri teste soktukları tespit ediliyor.

Neticede memurların biri sürülüyor diğeri kovuluyor.

Fabrika düşük kalorili kömürü yakmayı durduruyor. Firmaya ödeme durduruluyor ve mahkeme süreci başlıyor. Hatta ihaleyi alan firma fabrikayı hacze dahi vermeyi deniyor. Fabrika yeniden ihale düzenliyor ve gerçek kaloride kömürü alıyor.

Firma bu duruma itiraz ediyor.

Fakat, mahkeme, savcılık ve Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü araştırmasında, sonuçların tamamında alınan numune ve testlerden kömürün kalitesiz olduğu, en fazla 2400 kalori olduğu ortaya çıkıyor.

Mahkeme süreci hâlâ devam ediyor.

Benim ilgilendiğim alan ise mevcut durumda kamunun uğradığı zarar.

2019 yılında fabrikada 10 günlük pancar işlemesi karşılığında sarf edilen kömür günlük 1240 ton olarak hesaplandı.

Olay fark edildikten sonraki ölçümlerde ise 10 günde yapılan pancar işlemesi karşılığında yakılan kömür, birden günlük 1240 tondan 610 tona düştü.

Bu durumda 630 ton devlet, yani kamu para kazanmış olmuş. Yani kömürün tonu 550-600 TL ise bu durumda kamu, günlük 350 bin TL kazanmış.

30 günde 9 milyon TL.

Fabrikanın bir kampanya dönemi altı ay. 6 ayda fabrikanın, devletin/kamunun kazancı 54 milyon TL. Ya Ilgın Şeker Fabrikası''nın yetkilileri bu durumu fark etmemiş olsalardı?

Ya da 2019 yılından önce yapılan ihaleler?

O yıllarda kamunun uğramış olduğu zarar ne olacak?

Ya kömür ile üretim yapan diğer şeker fabrikalarında durum nedir?

Ilgın Şeker Fabrikası''na kömür veren bu firma başka şeker fabrikalarına kömür vermiş?

Bu firma 2012 yılından itibaren sadece Ilgın Şeker Fabrikası''na kömür vermemiş. Yine kömür ile çalışan Susurluk Şeker Fabrikası''na da kömür vermiş. Toplamda ise 2010-2020 yılları arasında bir ihale hariç 28 ihale almış.

Bu ihaleler toplamı tam 169 milyon TL!

Şeker fabrikaları zarar ediyor değil mi?

Külahıma anlatın siz bunları...