O masa var ya o masa...

O masa var ya o masa...

Bizim memleketin en büyük sorunu, rahmetli Uğur Mumcu''nun ifadesiyle, "Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak".

Herkesin her şeyi bildiği bir ülkede, fikrî kakafoni aslında gayet normal..

Özellikle bu aralar, herkesin, alev almaktan kaçınması, ne olup bittiğine serin serin bakması gerekir diyor içimdeki ses..

**

"Herkesin her şeyi analiz edebildiği bir ülkede yaşıyorsak, başımız niye dertten kurtulmuyor?" diye sormak yerine, bu sözümü de analiz etmeye kalkacak çok insan tanıyorum..

Olsun.. Bu da bizim kaderimiz..

**

Biliyorsunuz, geçtiğimiz Cumartesi akşamı Türkiye''de bir şey oldu..

Siyasette uzun zamandır görmediğimiz bir fotoğraf verildi..

Aslında Türkiye''nin uzun zamandır ihtiyacı olan bir fotoğraf..

Siyasetin çok geniş bir kesimini temsil eden Genel Başkanlar vardı masada..

Bizler fotoğrafları medya üzerinden kamuoyu ile paylaşınca, fikir fırtınası esmeye başladı..

"O masada şu niye yok?" diye saatlerce konuşan, sayfalarca yazan da oldu,

"Masa niye yuvarlak?" diye dert eden de..

Hatta işi bir adım ileri götürüp, "Masa kare olsaydı, 4 ayaklı olurdu.. Yuvarlak olunca tek ayaklı" diyerek, mobilyacılık sektöründe çığır açanlar bile oldu..

"Masayı faşizmi temsil etmekle" itham eden de oldu, "Solun peşine takıldılar" diyen de..

Statükoyu temsil ettiğini iddia eden de oldu, Siyasal İslam''ın kuyruğuna takılmakla itham edenler de..

Ama bu muhteşem analizlere(!) genel olarak baktığınızda ortaya çıkan tablo şu;

O masa öyle bir masaymış ki, "Siyasal İslamcı sol faşistler",

Metin Akpınar''ın Devekuşu Kabare''deki tarifiyle, "Sarışın esmer Kızılderili Zencisi"

(Zenci kelimesi oyundan alıntıdır),

Gel de elin adamına anlat bu analizleri..

**

Dedim ya, serin serin bakmanın zamanı..

Nasıl yaparız bunu?

Aklım yettiğince özetleyeyim..

Hani 2002''den beri siyasi tabloda zerre değişiklik olmuyordu ya..

Hani, "Yok abi, bu iktidar değişmez" fikri herkesin kabulü olarak oturmuştu ya..

Hani sonra, 2017''de bir parti kuruldu ya.. Adını da İYİ Parti koydular ya..

"Asla erken seçime gitmem" diyen iktidar, o yeni kurulan partinin 1 Nisan 2018''deki 1''inci kongresinde 163 bin kişiyi bir arada görünce panikleyip, Haziran''da seçime gitti ya..

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti o seçimde ittifak yaptı ya..

Haziran''daki seçimde de, iktidar Meclis''teki çoğunluğunu kaybetti ya..

Asla bir araya gelemeyeceği bir başka partiyle el ele tutuşmak zorunda kaldı ya..

2002''den beri bu bir ilkti ya..

**

Sonra, o yeni parti, 2019 yerel seçimlerine de "İttifakla girelim" dedi ya..

Meral Hanım''ın önerisiyle, CHP ve İYİ Parti omuz omuza verdi ya..

Kemal Bey ve Meral Hanım, tarihî bir sorumluluğu sırtladı ya..

Ve ardından da, 25 yıldır değişmeyen Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri dahil, yerel yönetimlerde taşlar yerinden oynadı ya..

Hani hâlâ bu sonucu hazmedemiyorlar ya..

Hah işte, bu gelişmeler ve bu sonuçlar, bu ittifak projesinin sonucuydu..

Demem o ki; az sabır..

Bu kadar değişim tesadüf olamaz..

Önümüzdeki ilk sandıkta daha büyük değişimi isteyenler de, saf olamaz, hin olamaz..

**

Herkesin her şeyi bildiği bir ülkede, hep, en çok bildiğini zannedenler yanılır..

Son 5 yılda yaşadıklarımızı anlamakta zorlananlar,

Anladıkları halde, anlamamakta ısrar edenler,

Özel sohbetlerde gayet iyi anladıklarını söyledikleri halde, çıktıkları ekranlarda ettikleri lafları şaşkınlıkla izlememize sebep olan değişikler,

O muhteşem analizleriyle,

Sanki ihtiyaç varmış gibi verdikleri akılla, aslında kime ve neye hizmet ettiklerini fark edemiyorsa, suç kimin?

O yuvarlak masanın mı?

**

Adını da yuvarlak masa koydular iyi mi?

Aslında o masanın adı belli..

O masa, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener''in, bir Anneler Günü''nde yaptığı çağrıdaki "Memleket Masası".

**

Demem o ki, o masa kıymetli bir masa..

O masaya oturuluncaya kadar atılan tüm adımlar, Türkiye''yi uçurumun kenarına doğru sürükleyen bir iktidarın erimesini sağlayan masa..

Vatandaşa gerçekleri anlatan, bunun için kapı kapı gezen, emek veren, memlekete çıkış yolları bulan, yeri geldiğinde kan kusup, kızılcık şerbeti içtim diyenlerin masası..

**

Dedim ya, 2017 yılının Kasım ayının 25''inde bir şey oldu, sonra, değişmez denilen birçok şey değişmeye başladı..

Meseleye bu açıdan baktığınızda hakkı teslim etmek isteyeceğinizden eminim..

O masadaki herkesi sevmek zorunda değilsiniz..

O masadaki herkesle aynı düşünmek zorunda değilsiniz..

Ama o masanın, ortak aklın peşinde emek verdiğini görmek zorundasınız..

Bu da her şeyden önce saygıyı hak ediyor..

**

Aksi halde, "Masa kare olsaydı 4 ayaklı olurdu.. Yuvarlak olduğu için tek ayaklı" diyebilen analiz(!) yeteneğinden bir farkınız kalmaz..

"Analiz bey"e laf söylerken, "Analiz bey"lik yapan arkadaşlar, bilmem anlatabildim mi?

....

GÜNÜN SÖZÜ:

Hesap görmek, hesap etmekten zordur yeğenim. Ramiz Dayı

Yazarın Diğer Yazıları