Maskeli adaletçiler

Maskeli adaletçiler

Durduk yere, üretilmiş yani suni, yani sahte olduğu tescilli sözde deliller gerekçe gösterilerek, haksız ve hukuksuzca suçlandıkları için yargı önüne çıkarılan insanlar, neden sair şartlarda zaten hiç olmayacakları, olmamaları gereken bir yerde masumiyetlerini ispatlamak zorunda olsunlar Allah aşkına?

Kısa, net yazacağım;

Bir zamanlar "ne istedilerse verildikten" sonra şimdi "FETÖ" diye anılan yapının "Ergenekon", "Balyoz" gibi "yaftalı kumpasları"yla ilgili olarak "Sırf FETÖ''cüler uğraştığına göre bunların hepsi ak pak suçsuz insanlardır demeye karşıyız. Bunlar bağımsız ve tarafsız yargı süreçlerinden geçtikten sonra ancak biz şöyledir ya da böyledir diyebiliriz" filan demek, hukukun üstünlüğünü savunmak değildir.

Tam tersine, hukuksuzluğa örtülü destek vermektir.

O insanları bizatihi yargı önüne çıkarmak hukuksuzluğun daniskasıyken, yargıda daha kaç kere ve neden aklanmak için çalışacaklar?

Kimse maskeli adaletçilik yapmaya kalkmasın; millet bu mevzularda hem terli, hem şerbetli!

Bir de sonra, sırf "muhalif"lermiş diye aklayıp paklamıyorlar mı bu zihniyeti…

Yetti…

 

2 yıllık aradan sonra Buluşma zamanı…

Ve…

Ankara Kitap Fuarı başladı.

Serde, iki yıllık pandemi arasından sonra ilk imza gününü yapacak olmanın heyecanı.

Bu yıl 17''ncisi yapılan, aklınıza gelen gelmeyen yüzlerce gazeteci ve yazarın imza-söyleşi etkinliklerine ev sahipliği yapacak olan fuar, ATO Congresium''da 10 gün boyunca açık kalacak.

Naçizane, bendenizin de, biri 20 Mart 2022''de yani yarın, ve diğeri de 27 Mart 2022''de, yani fuarın kapanış gününde olmak üzere iki ayrı randevum olacak sizlerle…

Bizim "ekmek paramız" da bu olmasına rağmen, malum ekonomik ahval ve şerait içinde, ucuz ekmek kuyruğuna mahkûm edilmiş insanlardan bir de "kitap kuyruğuna" girmelerini bekleyecek kadar şuurdan yoksun olamadım hiçbir zaman…

Ama en azından gelin, sohbet edelim…

Özledik yahu!

TARİH: 20 Mart 2022 Pazar

YER: ATO CONGRESİUM

STAND NO: A-609

SAAT: 13.30-18.00

"Gölge ordu"ların gölgesinde kalan bir kitap

Elimde bir kitap var;

Gölge Ordu.

Ersin Eroğlu ve Caner Taşpınar''ın, bir dönem (2016''dan 2020''ye kadar) Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi olarak da görev yapan Adnan Tanrıverdi''nin SADAT''ının "sır perdesini aralama" iddiasıyla yayınladığı kitap, ilk çıktığında hayli sükse yaptı. Gelin görün ki, Ukrayna''da yaşananlar paralelinde, belki de en çok konuşulması gereken dönemde bir anda gündemden rafa kaldırıldı.

*

Manidar tercih.

Zira, SADAT''ın kitapta da ayrıntılarıyla yer alan, "Başkenti İstanbul, resmî dili Arapça olan ve kendine ait para birimi, anayasası bulunan ASRİKA; İslam Birliği Konfederasyonu" hedefi, Tanrıverdi''nin "laiklik"le ilgili düşünceleri yahut "Mehdi gelecek. Ortamı buna göre hazırlamalıyız" sözleri zaten daha önce medyada defalarca yer almış, üzerinde konuşulmuş, tartışılmış başlıklardı. Ancak, Ürdün, Sudan, Kamerun, Kenya gibi ülkelerdeki eğitim kamp/üs/faaliyetlerinin fotoğrafları ilk defa bu kitapta yayınlandı.

*

Bu kampların misyonuna, yatıp kalkıp Ukrayna''ya yapılan "yabancı savaşçı" davetinin muhtemel sonuçlarını, üstelik de derin bir kaygıyla konuştuğumuz günlerde mercek tutmayacaksak ne zaman tutacağız?

Türkiye''nin "paralı asker statüsünde şirketlere ihtiyacı olduğunu" savunan Tanrıverdi''nin, "TSK, belli dost ülkelere eğitim desteği veriyor. Bu şirketler sayesinde asli görevini aksatmayacak, bu ihtiyacı karşılayacak. Türkiye''nin köklü bir askerî geleneği var. Emeklilerden, yeni terhis olan askerlerden istihdam ederek dost ülkelere hizmet verebilir. Böyle olursa dış politikanın enstrümanı olarak kullanılacak avantaj oluyor" sözlerinin alt metnini, bugün anlamaya çalışmayacaksak ne zaman çalışacağız?

*

Tam da ABD''nin, Rusya''ya karşı savaşsınlar diye Ukrayna''ya IŞİD ve El Nusra''cıları yollayacağı iddiaları tartışırken, adının "El Nusra''ya silah yollama" iddialarına da karışmışlığı bulunan SADAT''ın yurt dışında verdiği "gayrinizami harp eğitimleri"ni konuşmak zihin açıcı olabilirdi; ironik şekilde, "Gölge Ordu" kitabı, Amerikan ve Rus "gölge orduları"nın gölgesinde kaldı.

Yazarın Diğer Yazıları