Taçsız Kral Metin Oktay hiç Saray Soytarısı olmadı

Taçsız Kral Metin Oktay hiç Saray Soytarısı olmadı

80''li yılların ortaları.
İzmir''de Güneş Gazetesinde Spor Müdürüyüm.
Bir hafta sonu O''nunla birlikte Denizli''de maça gidiyoruz.
Uçağın olmadığı yıllar.
Mecburen karayolu.
Otoban da yok.
4 x 4 de.
4 saat gidiş, 4 saat dönüş..
O arkada, ben önde şoförün yanında..
Yol boyu futbol, gırgır, şamata.
Bir ara bağırdı.
"Sağa çek abi"
Çektik.
Bir çiçekçi dükkanı.
Dışarıda yüzlerce saksıda çeşit çeşit çiçek.
İndi.
Çiçeklerin hepsine tek tek baktı.
Ama  birini uzun uzun inceledi.
Kokladı.
Toprağını yokladı.
Sonra dükkan sahibini çağırdı.
"Bu çiçek sulanmamış abi" dedi.
"Bu çiçeği sula. Dönüşte bakacağım"
Dükkan sahibinin şaşkın bakışları arasında tekrar yola koyulduk.
Denizli''de maçı izledik.
Gazeteye yorumlarımızı yazdırdık.
Dönüşte yine uğradık çiçekçiye.
Yine baktı o çiçeğe.
Yine dükkan sahibini çağırdı.
"Sulamışsın abi" dedi.
Sonra sordu.
-Evli misin?
-Evet.
-Al bu parayı, bu akşam karına çiçek götür.
-Estağfurullah!.. Olur mu öyle şey abi..
-Olur abi. Ben ne diyorsam sen onu yap.
Zorla bir miktar parayı çiçekçinin cebine koydu.
Tekrar  yola koyulduk.
Arkaya oturdu.
"Sevdim bu çiçekçiyi abi" dedi. 
***
Bir saat falan yol aldık, karnımız acıktı.
"Aç ayı oynamaz abi" dedi.
Yol üstü bir salaş meyhanede durduk.
Köfte, piyaz ve rakı.
Demlenirken içeriye bir milli piyangocu girdi.
Baktı piyangocuya.
"Bana onluk bir seri ver abi" dedi, 
"Ama param yok, sonra veririm."
Piyangocu "Canın sağolsun kaptan. Senden para isteyen mi oldu?" diye cevap verdi.
Yüzünde bir tebessüm belirdi.
"Seni denedim ben abi" dedi.
Biletleri aldı, parasını ödedi.
Sonra piyangocuyu masaya oturttu.
Hal hatır sordu.
Bir duble rakı ve köfte ikram etti.
Adamı uzun uzun dinledi.
Sonra birden.
"Meyhanede herkese benden birer piyango bileti ver abi" dedi.
Piyangocu biletleri, O da paraları verdi.
Yedik, içtik, güldük.
Karnımız doydu,  tekrar  yola koyulduk.
Arkaya oturdu..
"Piyangocuyu sevdim abi" dedi. 
***
Sonra uyumaya başladı.
Arabayı aynı zamanda foto muhabirliğimizi yapan Mustafa Yurt sürüyordu.
Ben bir yandan Mustafa ile sohbet ederken , bir yandan arkada uyuyan O''nun çicekçi ve piyangocuya yaptıklarını düşündüm yolboyu.
İzmir''e vardığımızda hala uyuyordu.
Evine bıraktık. 
***
O güzel adamdı.
Adam gibi adamdan öte.
O özel adamdı.
O halkıyla yaşayan, halkıyla gülen, halkıyla üzülen adamdı.
Kimse korkudan etliye sütlüye karışmazken, O Deniz Gezmişler için imza toplayan adamdı.
O bir kraldı.
Hiç saray soytarısı olmadı.
Günümüzün yaldızlı yıldızlı şeytanlarına örnek ola.
Bugün 2 Şubat, Metin Oktay''ın doğum günü.
Yaşasaydı 86 yaşında olacaktı.
Hiç unutulmadı, unutulmayacak.
 

Yazarın Diğer Yazıları