Milliyetçi aday nasıl tanınır?

Tam tahmin ettiğimiz gibi… Seçimler yaklaştı ya, pek çok aday milliyetçiliğe sarılır şimdi… Üç mevsim milliyetçilikle ilgisi olmayan, hatta o üç mevsime kültürsüzlük, yolsuzluk, neme lâzımcılık, tembellik sığdıran pek çok aday dördüncü mevsimde yeniden milliyetçiği keşfeder!.. Kampanyalar ‘riyakârlar geçidi’ne dönüşür…

Kafa karışıklığını gidermek için ‘Milliyetçi aday kimdir, neresinden tanınır?’ başlıklı kılavuzumuzu yeniden hatırlatalım da milliyetçiliğin Sülün Osmanlarını fark etmek daha kolay olsun:

O aday HDP’nin (bugünkü DEM’in) örtülü veya açık desteğine muhtaç mıdır, bunun için arayış içinde midir, bu konuyla ilgili konuşmaktan kaçınmakta mıdır, görüşü kamuoyu tarafından bilinmekte midir meselâ?

Eğer daha önce belediye başkanlığı yapmamışsa, sığınmacılar konusundaki görüşü nedir? Eğer belediye başkanlığı yapmışsa sığınmacılar konusunda ne gibi tedbirler geliştirmiş ve hayata geçirmiştir?

Milliyetçi adayın, küresel değişiklikler, dünyayı, ülkeleri ve şehirleri değiştirirken, iklim ve göç krizleri, millî varlıkları tehdit edecek boyutlara doğru ilerlerken, şehrin, insanın ve millî kimliğin geleceğine dair düşünceleri var mıdır? Yoksa belediyecilik dünyası, asfalttan, borudan, kaldırımdan, geçitten mi ibarettir?

***

Milliyetçi aday, “Paslanmış demiri herkes boyar, kaldırımı herkes inşa eder, altgeçidi herkes yapar, su ve kanalizasyon borusunu herkes döşer, çöpü herkes toplar, benim farkım millî varlığımızın devamı anlamında ideolojik katkı yapmak olacaktır, şehrin hafızasına Türk’e, onun tarihine ve kültürüne ait milliyetçi sembol ve içerikler yerleştirmek olacaktır” diyebiliyor mu?

Veya milliyetçi aday, daha önce görev yapmışsa, yönettiği şehirde, işte o millî varlığın devamı ve güçlenmesi için, Türk’e ait kültür ve tarihin tahkim edilmesi için, millî şahsiyetlerimizin isimlerini de yaşatacak kültür merkezleri açmış mı, onların isimlerini cadde ve sokaklara verebilmiş mi, milliyetçilerin kültürel iktidarına yol açmak için, yetişmiş akademisyenlerinden yararlanmış mı, konferanslar düzenlemiş mi, kitaplar satın almış mı, sanatçılarına destek için konserler verdirmiş mi, Türk dünyasıyla ilgili kültürel organizasyon düzenlemiş mi? Şehrinde onlarca yıldır negatif ayrımcılığa tabi tutulan milliyetçi sivil toplum kuruluşlarına, kâr amacı gütmeyen derneklere, vakıflara ve kültürel kurumlara hakkaniyet ölçüsünde bir tek yer tahsis etmiş mi? Özetle, fark olarak, bu alanda ne ortaya koymuş?

Göreve talip olan veya yeniden seçilmek isteyen herkes, bu muhasebeyi yapmak mecburiyetinde… Millî varlığımızın devamı ve yeni nesillerde millî şuurun gelişmesi, şehirdeki millî kimliğin güçlenerek kalıcı hâle gelmesi için ne yapacaksınız veya ne yaptınız?

Belediyeleri halka hizmetle birlikte, millî varlığımızın bekası için hangi hizmete aracı kılacaksınız veya kıldınız? Gelecek seçimleri mi düşüneceksiniz, gelecek nesilleri mi veya gelecek seçimleri mi düşündünüz?

***

Tek mesele yürüyen merdiven değil… Yürüyen merdivenle birlikte yürüyen tarih, yürüyen kültür, yürüyen adalet, yürüyen Türk’lük… Çöpü tabii ki toplayacaksınız, peki fikrinizin tarihin çöplüğüne düşmemesi için projeniz nedir veya neler yaptınız?

Asfalt delinir sonra telafi edersiniz… Kaldırımlar bozulur çamurda da olsa yürürsünüz… Yeni yol açamadığınız için trafikte sıkışabilirsiniz… Yarın paranız olduğunda bunların hepsini telafi edebilirsiniz… Ya geciktiğinde parayla telafi edemeyeceğiniz şeyler varsa… Millî kimlik gibi, bekânın tahkimi gibi… Gelecek nesilleri sağlama almak gibi… İşte esas fark burada ortaya konmak durumunda…

Belediye imkânlarını eşe, dosta, yandaşın, paydaşın, akrabanın geleceğine değil, topyekûn milletin geleceğine dönük harcama yolunda projeleriniz nedir veya yönetme imkânı bulduysanız bu anlamda neleri başardınız?

Milliyetçi adayların geride ‘aldatılmış yığınlar’ bırakmaması için, görevi bıraktıklarında hayırla anılmaları için, kendilerinden sonra bu işe yeltenecek olanlara cesaret verebilmeleri için bu sınavı doğru vermeleri gerekiyor… Yoksa tüketecekleri veya tükettikleri sermaye, kendi sermayeleri değil, ağır bedeller ödemiş o fikrin sermayesidir… Hor kullanma hakkı hiç kimse de yoktur, olamaz da…

Yazarın Diğer Yazıları