PKK’nın eylemsizlik kararı yine uzatıldı!
Uzatıldığını açıklayan kim?
Abdullah Öcalan!
Görüyorsunuz adam sanki ağırlaştırılmış müebbet cezasını alan bir mahkum değil de Ulusal Kurtuluş Hareketi önderi!
İmralı da sanki bir hapishane değil de PKK’nın Komuta Merkezi!
Peki AKP istemese Öcalan böyle davranabilir mi?
Mümkün değil.
Hükümet izin vermesiydi o da benzer mahkumlar misali cezasını çeker olurdu!
Son gelişmeler ilginç!..
Öcalan’a sadece örgüt yönettirilmiyor aynı zamanda gelecek de inşa ettirilmeye çalışılıyor!
MİT Müsteşarı İmralı’ya gidiyor ve Öcalan’la saatlerce halvet oluyor!
Öcalan bu buluşmada ısrarla ABD yani CIA’yı işaret ediyor!
Müsteşar Fidan doğru Washington’a, CIA karargahına gidiyor!
Sadece bu ziyaret bile kafaları karıştırmaya yeter de artar bile!
Hayır itirazımız MİT’in bu tür görüşmeleri yapmasına değildir.
İstihbarat kurumları herkesle her şeyi konuşur!
İtirazımız olaydaki eksen kaymasınadır!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti PKK olayında şu gün tartışmasız biçimde Öcalan’ın ardına takılmıştır!
Efendim bütün bunlar kan akmasın diye yapılıyor diyemezsiniz!
Böyle bir söylem mağlubiyetin ve PKK muzafferiyetinin peşinen kabulü ya da ilanı olur!
Öcalan’ın arabuluculuğu ile geçici bir süre daha terör dursa bile bu, bölücübaşının imajına katkı yapar! Israrla Öcalan’ı barışı yaratan adam olarak öne çıkarmak isteniyor.
Bize göre MİT’nin en üst düzeyde Öcalan’la ilişki kurması ve onunla müzakere masasına oturup yeni yol haritaları belirlemek istemesi AKP’nin Öcalan’ı süreç içinde affedeceğinin somut işaretidir.
Benim anlayamadığım MİT Müsteşarı Fidan’ın CIA ile neyi konuşacağıdır!
İstihbarat örgütleri neticede teknik birimlerdir ve var olan siyaseti uygulamakla mükelleftirler.
Buradan hareketle ülke liderleri düzeyinde konuşulması gereken bir konunun istihbaratçılar düzeyine indirilmesi manidardır!
Yoksa siyasi iradeler emri verdi yani Öcalan’ın affı dahil pek çok şeye olur verildi de istihbarat örgütleri buna zemin mi inşa edecek?
Görülüyor ki AKP her zaman yaptığı gibi açıktan oynamıyor ve MİT’in ardına sığınıyor!
Hayır PKK ve Öcalan olayı sadece MİT’in inisiyatifine bırakılacak kadar tek boyutlu bir konu değildir!
AKP dürüst olsun ve MİT’in arkasına saklanmadan kime neleri söz verdiğini ve neyi yapmak üzere olduğunu açıkça ortaya koysun!

KALİTE...
Bertaraf ya da AKP istilası!
AKP, Moğol orduları misali kurumları bir bir istilaya devam ediyor. Referandumla yargı topyekun ele geçirilme sürecine girdi derken şimdi de medya istilası başladı.. Medyada zaten iki elin parmakları kadar kalabilen iktidar karşıtı yazarlar, bir bir bertaraf edilmeye başlandı .Bir yıl önce büyük havalarla Hürriyet’den Habertürk’e transfer edilen Bekir Coşkun muhalif yazılar yazdığı gerekçesi ile iktidarın baskısıyla kapıya kondu.. Daha önce de yazdım, göreceksiniz gün gelecek bugün sipere yatmış olan o yalaka tayfasına da sıra gelecek, zira AKP’nin projesi her yeri topyekun fetihtir... Medya bugünkü gibi gazeteciliğin dışında işlere devam ettiği sürece iktidara mahkûm olmaya devam edecek!.. Konu ile ilgili olarak Sabah yazarı Emre Aköz’ün, performansı düşük olduğu için kovuldu ifadesi ise yandaş güruhun kalitesini ve ruh halini gösteren son belgedir!

KIZARIR MI...
İskenderun baskınını PKK yapmadı diyenler utanacak mı?
Haberi veren Cihan Haber Ajansıdır ki bu ajans hükümet destekçisi olarak bilinir. Haberin özeti şudur: İstanbul Emniyet Müdürlüğünün açıklamasına göre İskenderun’da Deniz Üs Komutanlığını basan PKK’lılar yakalandı ve yargıya havale edildi... Tam bu noktada gelin hep beraber mini bir hafıza turuna çıkalım. Rahatlıkla hatırlayacaksınız bu askeri üs baskını olayından sonra bütün yandaş medyada koro halinde yapılan bu saldırının asla PKK’nın işi olamayacağını ve Ergenekon’un yaptığı iddia edilmişti. Dahası bu iddia günlerce manşetlerde ve sütunlarda devam ettirilmişti. Peki ne oldu şimdi? İşte bizatihi hükümetin kesin kontrolünde olan Emniyet bu saldırıyı yapan PKK’lıları yakaladı!.. Bu yakalamadan sonra o malum güruhun yüzü kızaracak mı?.. Hiç sanmıyorum!

AYIP...
İşte Özal’ı öldürenler!
Özal Ailesi gerçekten ayıp ediyor... Önce Korkut Özal gibi devlette umur görmüş yani İçişleri Bakanlığını yapmış biri somut hiçbir belge sunmaksızın  “Abimi Ergenekon öldürttü”  dedi ve akabinde Ahmet Özal babasının ölümünden dönemin MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu’nu sorumlu tutan sözleri etti. Neymiş efendim Sabri Paşa’nın olayı soruşturan savcıya  “Bu işin fazla üstüne gitme” demesi onun bu işin olmasının göstergesi imiş!.. Yapmayın, bunun adı istismardır ve mezarında Özal’ı bir kere daha öldürmektir. Hayır, varsa elinizde somut bir şey koyun ortaya hep beraber takip edelim ama müşahhas hiçbir belge olmadan ikide bir zihin bulandırmanın adı sadece ve sadece istismardır... Yahu K.Irak’a gidip Özal ismiyle Barzani’den iş almak yetmedi mi de şimdi afaki ifadelerle oraya buraya sataşıyorsun.. Çok ayıp!