“Beni (de) Türk doktorlarına emanet ediniz”, bir de Tayyip E

Geberiyordum, geri geldim...
Tıkır tıkır işleyen ve çok cüzi bir hizmet bedeli karşılığı..
Hakkına şapka çıkarmak zorundayım, sağlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır..
Hastalandığım gün seçim günüydü, hayata döndüğüm an da “Tayyip”in seçim zaferinin açıklandığı andı..
Seçim sonuçlarını en iyi anlayanlardan biri bendim eminim..
Hani “sağlıkta yaptıklarını” anlatıyordu ya.. Doğruydu ve işin ötesi laftı zaten...

***


Acıdan “anaam anam” diye kıvranırken..
“Rabia” yanıma geldi...
“-Abi dur ben sana bir sıcak su torbası getireyim” dedi.. Acımı durdurdu ya helal olsun...
Öyle bir “acıdaydım ki” anlatılır gibi değil..
“Hocaların” kapısında acılar içinde kıvranırken ilk yetişen işte bu “Rabiş” olmuştu ve o sağlık mekanizmasının alt rütbe elemanıydı..  “Helâl olsun” dediğim “ilk kurtarıcı” o oldu..
Meseleyi arz edeceğim ama önce şunu söyleyeyim..
Gözünü sevdiğim Mustafa Kemal Paşa’nın, her sözünde bir keramet olduğu doğrudur ve de tabipler için ettiği kelamın cuk diye oturduğunu bendeniz bir kez daha yaşamış bulunuyorum..
Hizmet’in “babası” Osman Hocam, onca işi arasında bir de bendenizin Azrail elindeki hakkına kefil olmaya soyunmuş durumda.. Bu üç oluyor, üçüncü kez araya girip bana Azrail’den mehil aldı..
(Tıkır tıkır işleyen sistemine kurban Osman Hocam.)
Benim gibi zırzır bir herifi akıl hastanesine sevk edeceğine, sabırla üzerimde çalışan doktorum, canım ciğerim Sayın Bilal Görçin bir yana..
Bu sefer de “emanet edildiğim” Türk Tabip Heyetine şükranlarımı sunuyorum..

***


Seçim günü acıdan kıvranıyorum..
“Acil”e geldik.. Genç Doktor Gülberan Hanım’a yalvarıyorum.. “Bas bi ağrı kesici de gideyim!” diye..
Bana bakıyor, sinirlenmiyor “Ne ağrı kesicisi denyo” demiyor, sabırla anlatıyor..
“-Yaşın, vücudunun durumu, araştırma gerekir” diye izah ediyor..
Hayatımı ilk uzatan işte bu genç doktor Gülberan..
O yönlendiriyor, nöbetçi Kardiyolog Dr. Erhan geliyor..
Beni görüyor, ağır ritm bozukluğundayım.. Ben kendimi “gitti gider” hissederken işte o, Dr. Erhan’ın bir hayatı geri döndürme çabasına şahit olabildi.. İnanamadım, o ağır halden hayata dönüş sürecinde hissettiklerimi izah edemem..
Baypass kapısından dönüşümü, teşhisleri ile sağlayan D. Doktor Eralp Ulusoy’la, Doç Dr. Suat Altınmakas (Ben böyle titiz altın terazisi adam görmedim)’ın yetenekleri bu ülkeye gurur vesilesi..
Nasıl demem “Beni Türk doktorlarına emanet ediniz” ...
Neyse kalpten yırttık..
Peki o dayanılmaz acılardan nasıl yırttık..
Önce, kat doktorum Sayın Yester Hançeroğlu’nun sevecen sıcak güler yüzü ve sabrı ile..
Ve de on beş dakikalık ilk operasyonla, bir anda beş günlük ızdırabıma son veren..
Fizik Tedavi Uzmanı Sayın Demet Tekdöş..
Türk tebabetine şükranlarımı sunarım.

Yazarın Diğer Yazıları