Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Ekonomik savrulma iktidarı da savuruyor!

Toplum psikolojisini yönetebilmek siyasette sonuç almanın en önemli unsurudur. İktidarın elindeki gücü adil, eşit, ahlaki ve insani kullanıp kullanmadığına ilişkin algı toplum psikolojisini doğrudan etkiler. Kibirli, tepeden inmeci, küçümseyici ve aşağılayıcı söylemler de toplumda "bu kadar da olmaz be kardeşim" duygusunu besler.

Ekonominin rayında gittiği, işsizliğin sorun olmaktan çıktığı, dar ve sabit gelir sahiplerinin geçiminin sürdürülebilir olduğu durumlarda iktidarların rakip siyasi partilere yönelik tavırları fazla tepki toplamaz.

Doların adeta uçtuğu, enflasyonun zirveye vurduğu, fiyatların günübirlik arttığı, işsizliğin önlenemez olduğu durumlarda toplumsal algı iktidarın her eylemini sorgulamaya başlar.

Vatandaş bir siyasetçinin aldığı on bin doların, Merkez Bankası''ndan sırra kadem basan 128 milyar doların, Merkez Bankası''nın yedek akçelerini kullanmaya karar veren iradenin, Reza Zerrap''ın dağıttığı delilli ispatlı milyon dolarların ve kol saatinin hesabını vermeyen iktidara karşı daha sorgulayıcı olur.

Ekonominin sürdürülebilir olduğu dönemlerde yolsuzluk iddialarının seçimlerde "sinek ısırığı kadar etkisi olmazken" kaos/kriz ve belirsizlik dönemlerinde yaşanan haksızlıkların kobra ısırığı kadar etkisi olur.

Vatandaşların büyük bir çoğunluğu çektiği geçim sıkıntısının nedeni olarak iktidarın karar vericilerini görmektedir.

Rakiplerini küçümseyici (Bay Kemal), (HDP hariç) büyük kitleleri temsil eden partileri toptan terörle bağlantılı (Fetöcü) gösterici, saldırıya uğrayan rakip siyasi partilere size yönelik saldırılar az bile anlamına gelen (Rize birinci, daha neler olacak neler) söylemleri yüksek sesle seslendiricilik halk nezdinde mağduriyet oluşturan tavırlardır.

On sekiz yıldır tek başına iktidarda olan AK Parti''nin ülkede olumsuz olan her gelişmenin arkasında ya dış güçler ve üst akılı ya da muhalefeti göstermesi de toplumda hem gına getirmiş hem de inandırıcı olmaktan çoktan çıkmıştır.

"Yetkiyi verin. Enflasyonla da faizle de nasıl mücadele edileceğini" göstereceğini söyleyen iktidar her iki konuda da millete fiyasko yaşatmıştır. Doların, altının başını alıp gittiği günlük zamların hayatın rutini halini aldığı yerde AK Parti''nin lideri "ekonominin kitabını yazdık" diyebiliyor.

Dahası bu ülkenin MB''si her faiz indiriminde lira değer kaybetti, Cumhurbaşkanı faiz ve MB ile ilgili olarak her konuştuğunda da dolar rekor kırdı. Bütün bunlar yaşanırken "ekonomide kurtuluş savaşı veriyoruz" diyen Erdoğan''ın dolar rekordan rekora savrulurken sessiz kalması liranın daha da değer kaybetmesine neden olmuştur. Bu yüzden Erdoğan her faiz ile enflasyon denklemini kurduğunda milletin yüreği ağzına gelmektedir. Devletin tepesinde oturanlar piyasalar savrulurken adeta tribünlerden olanı biteni seyretmişlerdir.

Merkez Bankası, piyasalar alt üst olurken şu açıklamayı yapmıştır: "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası''nın uygulanmakta olan dalgalı kur rejimi altında kur seviyesine ilişkin bir taahhüdü yoktur. Döviz kurları, serbest piyasa dinamiklerince arz ve talep koşullarınca belirlenmektedir. Merkez Bankası belli koşullar altında kalıcı yön amacı taşımadan sadece aşırı oynaklığa müdahale edebilmektedir." Bu açıklama üzerine dolar yeni rekorlara imza atmıştır. Aynı açıklamada MB, "kurlardaki aşırı oynaklığa müdahalenin" görevi olduğunu da söylüyor. Demek ki MB''ye göre doların dokuz liradan on iki liraya savrulması aşırı oynaklık değilmiş.

Ekonomi savrulurken iktidar sahipleri milletle dalga geçer gibi olanı bitenin sineye çekilmesinin, metanet ve sabır ile karşılanmasının gereğinden söz ediyor. Bu ülkede iktidar partisinin bir milletvekili vatandaşa çözüm olarak "2 kilo et yerine yarım kilo al, 2 kilo domates yerine 2 tane al!" diyebiliyor.

Ekonomik savrulma iktidarları savuşturan en önemli unsurdur. AK Parti iktidarı ekonomik çöküntünün altında kalmıştır. Bunun hâlâ farkında olmamaları ilginçtir.

Yazarın Diğer Yazıları