Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Muhalefet, karanlık oyunda figüran mı?

Sultanımız, yiğidimiz, aslanımız 'birbirinden süslü', 'birbirinden yaldızlı' hamaset içerikli nutuklar patlatırken, bölücü örgüt de pusu kurup 'can' almaya devam ediyor.

Hani o karar verdi ya 'mermeri' delmeye, hani 'terörle mücadele kararlılığına' vurgu yaptı ya, hani bir kere daha milletin gözünün içine baka baka 'aslında fazla bir şey yapamayacağını' itiraf etti ya.

Olan biten, 'bu acziyetin' bölücü terör örgütü tarafından tescillenmesi, bir 'meydan okuma', bir 'kin kusma' hadisesidir.

Açık açık yazıyoruz işte, 'Türk milleti' sahipsiz, 'meydanlar' bomboş ve 'memleket' çok büyük bir tehdit altındadır.

Kahreden bir 'oyalama' taktiği, 'devlet' ile özdeşleşen 'iktidar' eliyle, 'yandaş medya' marifetiyle ve de 'ne işe yaradığı' bugüne kadar bir türlü anlaşılamayan 'muhalefet' gafletiyle sürüp gitmektedir.

Ortada bir 'iktidar' olmadığı gibi, ne yazık ki milletin hakkını hukukunu savunacak, koruyacak herhangi bir 'muhalefet' de yoktur.

Bugün artık iyice ortaya çıkmıştır ki, muhalefet diye kendilerinden medet umulan partiler de 'henüz piyasaya sürülmemiş' kasetler ve 'buzdolabına kaldırılmış' dosyalar ile bir şekilde 'paçalarından' yakalanmış ve 'oyunun bazı bölümlerine monte edilmiş' figüranlardır.

Arada bir 'aykırı' laf ediyormuş gibi yapıp, küresel efendinin kuyruğundan ayrılmayan bu 'iliştirilmiş yapılar' ile hiçbir yere varılamaz.

***

Devleti ayakta tuttuğuna inanılan 'güçler ayrılığı' ilkesinin her bir unsuruna tek tek bir bakın, ülkenin neden her geçen biraz daha kan kaybettiğini, niye hızla bir 'yok oluş sarmalına' doğru sürüklendiğini rahatlıkla göreceksiniz.

Ne yazık ki sıkıştırıldığı son vatan toprakları da kendisine fazla görülen bir milletin evlatları olarak 'örgütlü bir şekilde' uyutuluyor, avutuluyor ve küresel efendilerin 'ayak oyunlarına' karşı topyekûn 'direnemez' hale getiriliyoruz.

Artık sokaktaki sıradan insanların bile kanlarına dokunuyor içi boş, iflah olmaz abuk sabuk sloganlar:

- "Birliğimize kast etmek istiyorlar."

- "Bir iç savaş çıkarmanın peşindeler."

- "Kimse teröristleri tasvip etmiyor"

- "Bu kurşunlar kardeşliğe sıkılmıştır."

- "Şehitlerin kanı yerde kalmayacak."

- "Eşkıya döktüğü kanda boğulacak."

- "Aman provokasyona gelmeyelim."

Hepsi tırışkadan gazel, hepsi hikaye.

Hepsi Türk milletini yavaş yavaş, sindirte sindirte, hazmettire hazmettire güçten düşürme, 'son darbeyi' indirebilmek için mecalsiz hale getirme operasyonlarının sinsi birer parçası.

İş işten geçtikten sonra artık yapacak hiçbir şey kalmayacak ve sadece oturup "Biz bu oyunu nasıl yuttuk" diye ağıt yakacağız.

***

Madem ortada kaynağı dışarıda olan bir 'provokasyon' var, madem memleketin 'birliğine', 'bütünlüğüne' kast ediliyor.

Hadi o birliği bir görelim artık.

Şu binlerce yıl ötesine dayanan 'kardeşliğin' ne menem bir şey olduğunu, ne işe yaradığını merak eder olduk.

Madem ülkenin bir bölgesinde, 'çözüm' adına verilen tavizler yüzünden birliğin, beraberliğin bozulmasından endişe edip sokaklara çıkanları 'gazla', 'copla', 'tehditle' susturuyor, 'şehit cenazelerinde' bile yürütmemeye kalkışıyorsunuz.

O halde şu diğer bölgesindeki kardeşlerimiz şöyle bir 'ayağa' kalksınlar, 'ayyıldızlı al bayrakları' ellerine alıp fazla değil bir kaç meydanı doldursunlar değil mi?

Kendilerini kardeşlerinden ayırmak isteyen 'ihanet çeteleri' aleyhine bir iki slogan atsınlar, hep bir ağızdan lanet okusunlar bölücü teröre.

Bir de onlar haykırsınlar bakalım, "Birliğimize kast ediliyor, kardeşi kardeşe kırdırmak istiyorlar" diye.

Niye bir türlü çıkmıyor sesleri?

Bu ne menem kardeşliktir ki bağrı yanan, kanı akan, canı giden hep bir taraf oluyor.

Bu nasıl bir kardeşlik anlayışıdır ki 'dar günümüzde' ortalıkta kimseyi bulamıyoruz.

Zorda iken yardıma koşan, yara sarma telaşına düşen kimse olmuyor.

***

Her geçen gün biraz daha mevzi kazanan terör örgütü yeniden 'özerklik' istiyor.

Hazret içi boş nutuklara devam ediyor:

- "Terör örgütleri, bölgedeki kirli hesaplaşmaların Truva atına dönüşmüştür. Aman provokasyona gelmeyelim. Sıkın dişinizi, tekrar ede ede mermeri deleceğiz mermeri."

Delik 'milletin bağrında' açılmış efendi, kan sızıyor yaralardan.

Ya gerekeni yap; ya da bırak git.

 

Yazarın Diğer Yazıları