Mustafa Şentop Lozan Anlaşması için ‘devre arası’ dedi!

Mustafa Şentop Lozan Anlaşması için ‘devre arası’ dedi!
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "20. yüzyıl aslında bir ara dönem gibi, bir devre arası gibi. Lozan üzerinden bunu söyleyecek olursak Erbakan hocamız da Lozan'a 'devre arası' derdi” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Lozan Anlaşması ile ilgili tartışma yaratacak sözler söyledi. Dünyadaki siyasi ve askeri çatışmaların kökenlerinin 100 yıl öncesine dayandığını savunan Şentop, Lozan Anlaşması için ‘devre arası’ dedi.

Şentop, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından "Meclis'in 100. Yılında Türkiye'de Anayasalar ve Siyaset" başlıklı konferansta yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"20. yüzyıl aslında bir ara dönem gibi, bir devre arası gibi. Lozan üzerinden bunu söyleyecek olursak Erbakan Hocamız da Lozan'a 'devre arası' derdi. İsmet İnönü de Lozan'dan döndükten sonra vermiş olduğu bir röportajda diyor ki 'Türkiye'ye 100 yıl kazandırdık.' Yani, 'Her şeyi müzakere ettik, bitirdik, sonuca bağladık.' demiyor. '100 yıl kazandırdık.' diyor. Niye? Çünkü Lozan tabiri caizse bir siyasi mütareke. Aralarında anlaşamadığı için devletler, böyle olduğu gibi kalsın demişler. Şimdi bütün karşı karşıya olduğumuz siyasi tartışmalar, askeri çatışmalar ne varsa hepsi 100 yıl öncesinin meseleleri. Ama biz bugün, Türkiye olarak birçok bakımdan 100 yıl öncesine göre bu meseleleri daha iyi göğüsleyebilecek bir durumdayız."

HÜKÜMET SİSTEMİ TARTIŞMALARI 1961 ANAYASASI SONRASINDA BAŞLADI

TBMM Başkanı Şentop Türkiye’de hükümet sistemi tartışmalarının 1961 Anayasası sonrası başladığını savunarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"82'de yapılan anayasada cumhurbaşkanını parlamento seçiyor ama yetkileri çok artırılmış bir cumhurbaşkanı var. Daha sonra 2007 yılında yapılan anayasa referandumuyla cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi gerçekleşti ama yetkileri artırılmış 82'deki cumhurbaşkanı. Yani sürece bakarsak 61'de sembolik yetkileri olan parlamentonun seçtiği cumhurbaşkanı, 82'de güçlendirilmiş, artırılmış yetkileri olan parlamentonun seçtiği cumhurbaşkanı, 2007'de güçlendirilmiş, yetkileri artırılmış ama halkın seçtiği cumhurbaşkanı. Bu çizgiyi uzattığınızda zaten kendiliğinden başkanlık sistemine geliyor yani Türkiye'de hem pozitif hukuk bakımından süreç bizi buraya getiriyor hem ise anlatmış olduğum arka plan, siyasi tartışmalar, hükümet sistemi tartışmaları ve anayasa paradigması bakımından Türkiye'yi başkanlık sistemine getiriyor tarihi süreç, akış. 'Yok bu olmasın da biz 61 anayasasındaki döneme dönelim' oradaki tabi güçlendirilmiş parlamenter sistem ne demek bunu somut olarak ben bilmiyorum, böyle bir model yok çünkü. Parlamenter sistem var, başkanlık sistemi var, bir de arada olan sistemler var onlara yarı başkanlık veya yarı parlamenterizm deniliyor. Bunların bir kısmı başkanlığa yaklaşıyor, bir kısmı parlamenter sisteme yaklaşıyor ama güçlendirilmiş parlamenter sistem nedir? Yani sembolik cumhurbaşkanı."