Nasuh Mahruki: İstanbul’da yerli halkı dış kenarlara itip yerlerine başkalarını getiriyorlar

Nasuh Mahruki: İstanbul’da yerli halkı dış kenarlara itip yerlerine başkalarını getiriyorlar
Ekonomik ve sosyo kültürel dengeyi bozan Mega projelerle yerli halkın İstanbul’un dış kenarlarına savrulmasının amaç edinildiğine dikkat çeken Mahruki, “40-50 milyonluk dairelerle bunları satın alabilecek yerli ve yabancı insanlar buralara çekiliyor. İstanbul’un dışına savuruyor. Ve buraya yeni bir nüfus getiriyor. Korkunç bir şey bu” dedi.

tolga-sahin.jpg

YENİÇAĞ/ TOLGA ŞAHİN-ÖZEL HABER

Bağımsız Beşiktaş Belediye Başkanı Nasuh Mahruki, mega projelerle yerli halkın İstanbul’un dış kenarlarına savrulduğunu ve 40-50 milyonluk dairelerle bunları satın alabilecek yerli ve yabancı insanların buraya çekildiğine dikkat çekti.

REZERV ALAN YASASIYLA MÜCADELE EDECEĞİZ
Rezerv alan yasasındaki tehlikeye dikkat çeken Mahruki, “Rezerv alan yasası çok tehlikeli bir yasa. Yine hiç kimseye verilmemesi gereken bir yetki. Kimsenin iki dudağına böyle bir yetki verilemez. Dolayısıyla mücadele edeceğiz. Bundan zarar görecek herkesi bir araya getirip daha güçlü bir şekilde mücadele edeceğiz. Kafalarına göre karar veriyorlar. Mesela Göktürk’te 220 bin metrekare rezerv alan vardı. AFAD, İstanbul’da yaptığı araştırmalar neticesinde, orayı deprem toplanma alanı olarak belirlemişti beklenen büyük deprem için.

İstanbul Valiliği, resmen bütün İstanbul halkına, o Göktürk’teki alanın deprem toplanma alanı olduğunu duyurdu. Şak diye imara açtılar. Bu her ne kadar hukuka uygun gözüküyorsa da, süper hukuk dışı bir şey. Kitabına uydurmak bu. Adam yasayı kendi çıkartıyor, kendi uyguluyor. İki dudağında yasa çıkartıyor, iki dudağıyla da uyguluyor. Akşam yasa çıkarıyor sabah yasayı uyguluyor. Kendisi için yasa çıkartıyor.

İşte parlamenter demokrasi bunun için lazım. 600 kişi milletvekili, bir tane de tek adam var aynı yetkiye sahipler. 600’ün bir karar çıkartması için uzlaşması lazım, tek adamın böyle bir şeyi yok. Adam canı ne istiyorsa yapıyor. Bu süper tehlikeli bir şey. Bu başkanlık değil, diktatörlük. Böyle şey mi olur? Tek adam hem kanuni düzenlemeyi de yapacak, düzenlediği kanunu da uygulayacak ondan sonra. Bu tam bir saçmalık” ifadelerini kullandı.

whatsapp-image-2024-02-27-at-15-10-14.jpeg

“BEŞİKTAŞ’IN RANTINI BEŞİKTAŞ HALKI İÇİN KULLANACAĞIZ”
Depremle mücadele bağlamında neler yapacaklarını da değinen Mahruki, öncelikle Beşiktaş’ın rantının Beşiktaş halkı kullanacaklarını belirtti. Mahruki ayrıca şu ifadeleri kullandı:

Depremle ilgili en önemli konu, ihtiyaçları ve aciliyetleri doğru belirlemek. Bu da zaman içinde çok kolay çözülebilecek bir konu. Bu iş için doğru kaynak yönetimine ve doğru bir planlamaya ihtiyacımız var. Bunu yapacak para var ama Beşiktaş’ın rantını Beşiktaş halkı için kullandırtmadıklarından dolayı.

Mesela adamın 4 katlı binası var, eski yönetmeliğe göre yapılmış ve yeniden yapılması lazım. Yenilemesi için binayı yıkacak yeniden yapacak. Müteahhitle anlaşmaya çalışıyor, müteahhit diyor ki ‘4 kat yıkıp 4 kat yapacağız bunun bir maliyeti var. İşte bana bu kadar para vereceksin. Üstüne üstlük küçülteceğim biraz senin alanını’ diyor. Çünkü müteahhit nasıl para kazanacak buradan. Halbuki orada bir rant var. O rantı halk için kullanın.

Bazı yerlerde bir kat ver ilave. Bazı yerlerde binaların aralarındaki boşlukları da dahil edecek şekilde, bina bazlı değil ada bazlı kentsel dönüşüme gir ve oradaki rantın içinden çıkart o parayı. Vatandaştan para isteme, bunu yapabilirsin aslında. Ama buna izin vermiyor, 4 katına 1 kata izin vermiyor. Yandaki araziye, mesela Etiler Polis Okulu, 56 kata izin veriyor.

Bu çok vahşi bir şey. Sen 4 katlı binaların olduğu yer 56 katlı bloğu diktiğinden andan itibaren bütün ekosistemi, kültürel yapıyı da tahrip ediyorsun. Çünkü hayat normal ve olağan akışı içerisinde ilerliyor.

“DEVASA DÖNÜŞÜME HALK ADAPTE OLAMIYOR”
Beşiktaş 100 yıllık bir ilçe, İstanbul’un en eski ilçelerinden biri. Burada büyükbaba, baba, oğul, çocuk, bu şekilde bir akış var burada. Ekonomik ve sosyo kültürel bir denge var. Şimdi bir anda buna bu kadar aykırı, mega projelerle girersen işin içine, bu sefer o mahalleli orada tutunamaz, zaten hedefte bu.

Bu tür devasa projelerle, 40-50 milyonluk yeni dairelerle, onu satın alabilecek yerli ve yabancı insanların buraya çekilmesi amaçlanıyor. O zaman her şey pahalı hale geliyor. Marketin de otoparkın da, eczanen de, berberin de hepsinin fiyatları oynuyor. Yerli halk bir anda adapte olamaz ki böyle bir anda olan devasa bir dönüşüme. O zaman ne istiyor, yerli halkı İstanbul’un dış kenarlarına, daha ekonomik, geliriyle, emekli maaşıyla tutunabileceği yerlere savuruyor. İstanbul’un dışına savuruyor.

Ve buraya yeni bir nüfus getiriyor. Korkunç bir şey bu. Beşiktaş neden Beşiktaş? Beşiktaş, cumhuriyetten önce Osmanlının da sarayının olduğu yer. Payitahtın en gözde ilçesi olduğu için Beşiktaş. Ondan önce de, muhtemelen Bizans zamanında da çok kıymetliydi. Cumhuriyet zamanında da çok kıymetli.

Atatürk burada gözlerini yumdu hayata. Burası özel bir yer. Bu nedenle buraya özel bir yer gibi davranmak, yerli halkın yüzlerce yıl yarattığı ortaklaşa kültürü geliştirerek korumak lazım. Ama yerli halkı buradan gönderdiğin zaman, iş başka bir şeye dönüşür. Ve büyük bir haksızlık.