Ne diyem senin gibi Nedim'e...

Hani, hayata zarardan başka katkısı olmayan tipler vardır ya,

Onlardan birinin öyküsüdür bu..

**

Salı-Çarşamba Bitlis ve Van''daydık..

Bitlis programının ardından Tatvan''daki otele geçtik..

Sıcaktan bir o yana, bir bu yana dönülen bir gecenin sabahında, odanın telefonu çaldı..

Saat 08.00''e kurulu telefonumla aynı anda, odadaki telefonun sesi..

Açtım..

- Murat bey günaydın. Ben Tatvan Emniyeti''nden komiser yardımcısı … ….

- Günaydın.. Buyrun..

- Murat bey, hakkınızda yakalama kararı var.. Odanıza gelelim, görüşelim..

- Yine mi? Müsaade ederseniz hazırlanayım..

Telefonu kapattım.. Uyku sersemi, hızla hazırlandım..

Süre biraz uzamış olacak ki, kapı çalındı..

Çantamı da sırtladım, kapıyı açtım;

- Ben hazırım.. Buyrun..

**

Beni bu kadar rahat ve hazır görünce polisler şaşırdı.. Yüzlerinde bir tebessüm belirdi..

"Haydi gidelim" deyince, bu kez bir yere gitmemiz gerekmediğini, yasanın değiştiğini söylediler..

Bir taahhütname uzattılar.. İmzalayıp, bir ay içinde ilgili davada ifade vermem yetiyormuş..

İmzalayıp, polislere teşekkür ettim, ayrıldılar..

Halbuki hazırlanmıştım.. Çantam sırtımda, haydi gidelim modundaydım..

**

Ne güzel.. Gereksiz tipin biri bir şikayette bulunuyor.. Şu ya da bu nedenle işler aksayınca, bir gece herhangi bir yerde gözaltına alınıyorsunuz.. Demek o devir kapandı, dedim kendi kendime..

Meğer öyle değilmiş..

**

Neden mi?

Gün içinde Van programı tamamlandı.. Uçağa binip Ankara''ya döndük..

Uçağın kapısı açılır açılmaz bir anons;

- Sayın Yunus Murat İde, lütfen kendinizi kabin ekibine tanıtınız..

Haydiiiii.. Kapıya yönelen Genel Başkan Sayın Meral Akşener, bana dönüp yine mührü vurdu;

-Ne çektin be Murat!

**

Kapıda iki polis memuru.. Onlar da nezaketle durumu izah ettiler..

Ben de taahhütnameyi uzattım.. Amirlerine bilgi vermek üzere çırpındılar..

Bu sırada, "Murat''ı almadan gitmem" diyen Grup Başkanvekilimiz, abimiz Lütfü Türkkan ve Avukat kardeşim İlker Sungur yanımda..

"Siz beklemeyin, ben halleder gelirim" ısrarındayım ama, ne mümkün..

Lütfü abi, almadan gitmem diyor, başka da bir şey demiyor..

Üstelik, Van''da yaşanan trafik kazasından dolayı ağrıları var..

Nitekim, Ankara''ya dönüşte kontrol için hastaneye gitti, ve bu satırlar yazılırken, hala tetkikler sürüyordu.

Demim o ki, abileri, kardeşleri olmalı insanın..

**

Sonuçta, amirlere bilgi verildi, taahhütname bizi kurtardı..

Bu kez de İlker Sungur ve Rıdvan Uz kardeşlerim tarafından, mevcutlu bir şekilde, yemek yedirilip, evin kapısına bırakıldım..

**

Demem o ki, yasadaki değişiklik iyi olmuş.. Ama, her durakta, Yılmaz Özdil''in dünkü yazısında işaret ettiği GBT incelemesinde, aynı macera tekrarlandığı için, gözaltına alınmaktan beter ediyorlar insanı..

Düşünün otel odasının kapısında polisler, uçaktaki yolcular, "Suçluymuşsunuz" gibi bakıyor..

Hayatında karakol görmemiş, (Binali Yıldırım''ın açtığı davadan dolayı otelden alınmak, ve kendini milliyetçi zanneden mankurtların saldırısıyla ilgili işlemler dışında) bir insan için, bu bile rahatsız edici..

**

Peki mevzunun gerekçesi ne?

Nedim Şener adlı canlının hakkımdaki şikayeti..

İddia o ki, hakaret etmişim..

Vallahi henüz iddia nedir bilmiyorum..

Ama, kendi hayatına, ve insanları, sahip olduğuna ikna ettiği değerlere ihanet etmiş birine, benim hakaret etmem mümkün değil..

Kendisi bunu zaten gayet hakkıyla yapıyor.. Kendi hayatına hakaret ediyor..

Benimki, olsa olsa durum tespitidir..

**

Mesela, ben Nedim''e, kripto fetöcü desem, hakaret olmaz ki..

Cezaevine girerken döktüğü gözyaşlarının, "Ben de sizdendim.. Güvenlik bürokrasinizle çok iş tuttuk.. Beni niye içeri atıyorsunuz" duygusundan kaynaklandığını düşünürsek, olsa olsa durum tespiti olur..

Üstelik bu satırların yazarı, Nedim Şener''in yıldızını parlatan Uğur Dündar''ın kefaletine inanıp, İstiklal Caddesi''ndeki protesto yürüyüşüne katılmış bir gazetecidir..

Nereden bilebilirdim ki, Uğur abinin yine yanlış kefalet koyduğunu..

**

Mesela, ben Nedim''e, "İktidar borazanı" desem, hakaret olmaz ki..

Dürüst, namuslu gazeteci pozuyla, ücreti mukabili ekranlarda borazanlık ederken, bunca hırsızlığa, bunca yolsuzluğa, bunca hak yemeye tek kelime etmeyip,

Hala o iktidarın değirmenine su taşıyan biri için, bu söz, hakaret değil, durum tespiti olur..

**

"Katiline aşık" demişim.. Hakaret değil, durum tespiti..

Bana, "İP''in soytarısı" dediğinde,

"Bir lafa baktım laf değil, bir de lafı edene baktım …. , cevap vermekten vazgeçtim" demişim..

Bu da bir durum tespiti..

**

İYİ Parti Genel Başkanı''na, "İP Ne Meral hanım?" diyecek kadar alçalan bir şahsiyetsize, adam muamelesi mi yapaydım yani?

"Fetöyle Savaşıyorum" yalanıyla, önüne geleni fetöcü ilan eden çamurcubaşına, "Fetöyle kolkola yürümüşlerin borazanlığını yapmaya utanmıyorsun?" diye sormasa mıydım yani?

**

Bir kız babası olarak, cezaevine girerken, kızına duyacağı özlemi düşünerek, en az onun kadar dertlenen bir gazeteci olarak, bu aldatılmışlığın hesabını sormasa mıydım yani?

Dün, cezaevine girerken, alkışlayıp, bayram edenlerle bir olup,

Bugün, o günlerde kendisine destek olmuşlara kara çalmaya çalışan fırıldaklığa sitem etmese miydim yani?

**

Hakaret yok, durum tespiti var..

Bu mesleğin fırıldağı dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak..

Ve Meral Akşener''e fetöcü diyecek kadar basitleşen,

Bakın başka biri demiyorum, Meral Akşener diyorum..

Bana fetö çamuru atmaya kalkacak kadar komikleşen,

Bakın bana diyorum..

Birine, ağzının payını vermese miydim yani?

**

Bu tantana nerede başladı biliyor musunuz?

İYİ Parti için, sürekli İP diyen bu canlıya, partililer de sosyal medyadan şöyle bir soru sordu;

- İPNeNedim?

Bu, o zaman küplere binip, alçalabildiği kadar alçaldı..

Aklı başka yerde olduğu için, belki de "Kişi kendinden bilir işi" özdeyişi gereği, köpürdü de köpürdü..

E ne yapalım kardeşim?

Bizim insanların özel yaşamıyla bir işimiz yok..

Ama kendilerinin bir sorunu var da, algıları şaşırıyorsa, onu da biz dert edecek değiliz..

Eni konu, otel odasına gelirler, uçak kapısına dikilirler, gider ifademizi verir, yarın için notumuzu düşeriz..

Gerisi bizim değil;

Fetö''nün güvenlik bürokrasisindeki uşaklarından beslendiği halde, fetönün içeri attığı adamla, fetönün yoldaşlarının kirli işbirliğinin sorunu..

Bu kadar basit..

Yazarın Diğer Yazıları