Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Nihayet mahkeme bulundu

Nihayet mahkeme bulundu

Türkiye''nin en önemli meselesi ekmek. Temel gıda maddesi olan ekmeği bulamıyor insanımız. Birileri ısrarla üzerini örtüp "Ucuz iş gücü" adına yandaşlarının servetlerini artırmak için "Sığınmacı" meselesini gözden uzak tutarak "Dinbazlık" taktiği ile "Ensar"a sığınsa da cümle alem iktidar mensuplarının vatandaşlarını değil paralı dostlarını düşündüğünü biliyor. Eninde sonunda yüzleşeceğiz bu gerçek ile... Ekmek ve istiladan sonraki hayati konularımızdan biri de "Adalet"... Tuzu kurular hariç toplumumuzun yüzde 75''i "Adalet"e güven duymuyor. Adaletin, hukukun olmadığı ülkelerde refah seviyesinin yükselmesinden bahsetmek mümkün mü?

Gazetecilikte "polis-adliye haberleri" olarak nitelendirdiğimiz "üçüncü sayfa haberleri" öylesine arttı ki. Yetişebilene aşk olsun. Canım memleketim her geçen gün "Basın özgürlüğünde" sınıf atlayarak Afrika ülkelerinin altına düştü bile. 180 ülke arasından 149''uncuyuz. Bu utanç hepimize yeter. Başta yerel gazeteler olmak üzere iktidara temenna çakmayanlar birer birer kapanıyor. Reklam-ilan verilmediği gibi ağır cezalar uygulanıyor. Gazeteciler saldırıya uğruyor, zanlıları "kahraman edaları" ile geziyor. Üzerine "madalya" takılıyor katil adaylarına. Vesayet altındaki hukuk mensupları "saldırganlara ceza vermiyor"... Veremediği gibi sürekli öteliyor dosyaları...

***

Şahsım ile ilgili konuları yazmaktan hep imtina ettim. Evimin önünde saldırıya uğrayalı tam 3 yıl geçti. Bugün yıldönümü... Türkiyem Televizyonu''ndaki canlı yayından çıkıp Yenimahalle Polis Merkezi''ne 50 mt. uzaklıktaki evimin önünde 7 kişi tarafından öldürülmek üzere infaza uğradım. Normal koşullarda 2 kişiyi geçince "Çete" ya da "Organize suç örgütü" olarak TCK''ya göre yapılanması gereken "Siyasi çete" alenen kollanarak "Basit yaralama"ya sokulmak için hukuksuzluk yapıldı. Dahası polisin eli-kolu bağlandı. Olay gecesi emniyet doğal olarak bu saldırıyla "Terörle Mücadele Şubesi"ni görevlendirdi. Hastaneye kaldırıldığımda kovuşturmayı TEM yapıyordu. İlk ifademi onlar aldı. Ailem, yakınlarım ve avukatlarım ısrarla başta Yenimahalle Polis Merkezinin yol güzergahındaki güvenlik kameralarının incelenmesini. Zira televizyonumuzun bulunduğu Kırkonaklar''dan ikametgahım Yenimahalle''ye kadar takip edilişimin kamera görüntülerinin incelenmesini istedi. Ancak bırakınız görüntüleri, birkaç saat sonra görev, TEM şubeden alınıp "Cinayet Bürosu" görevlendirildi. Maksadın "Basit adli yaralama" olduğu algısında. Zira bazı siyasiler devreye girmiş, Ankara Emniyetine "İşin üzerini örtün" talimatı ulaşmıştı bile. Sabah 07''de bu defa Ankara Polisine "Asayiş Şube" görevlendirildi. Bu esnada zanlıların güvenlik kameralarındaki bıçaklı-sopalı-silahlı görüntüleri komşularımızın güvenlik kameralarındaki görüntüleri ailem tarafından polise teslim edilmişti. Ertesi gün kimlikleri belirlenen zanlılar 23.01''de polislere "Ciğerci dükkanı"nda teslim oldular. 7 kişi hastane muayeneleri, GBT soruşturmaları, üst aramaları, ifadeleri sonrası 01.01''de yani tam 2 saatte serbest bırakıldılar. O gecenin savcısı "Hayati tehlikesi yokmuş serbest bırakın ve sonra dosyayı bana yollayın" demişti. Tesadüfün iğne deliği olsa gerek "Katil adaylarım"ın hepsinin avukatları organize halde emniyette sorgudaydı. 2 saat sonra müvekkillerini alıp çorbacıya götürdüler. Her biri en az 6-8 arası GBT''si olan dahası silahlı saldırı, gasp, darp, uyuşturucu gibi suçlardan yargılanıp ceza almış kişiler evlerine gönderildiklerinde bu satırların yazarı "Beyin travması" teşhisi ile halen hastanede tedavi altındaydı.

Olayın üzerinden 2 yıl geçti uluslararası basın kuruluşlarının girişimleri üzerine Ankara Cumhuriyet Savcılığı "İddianamenin hazırlığını ve zanlıların 20 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmasının istendiğini" A.A aracılığı ile duyurdu. Umutlandık. Savcılık Ankara 54''üncü Asliye Ceza Mahkemesi''ni görevlendirdi. Mahkemede siyasi organizasyon ile 25 avukat duruşmaya çıkarma yaptı. Sözde asgari ücret ile çalışan zanlıların masumiyetini kanıtlamak için duruşmaya vekaleti olmadığı halde baskı altına alma amacı ile gelen avukatlarla göz göze geldim Sevgili arkadaşım, dostum Av. Erhan Tokatlı, duruşma başkanına delilleri sunup, "Bu dava Ağır Ceza''da yargılanmalı" talebinde bulundu. Hukukun gereğince hâkim de dosyayı Ağır Ceza''ya yolladı. Zanlıların avukatları da itiraz etti. Doğal olarak dosya "İstinaf Mahkemesi''ne" gitti. Adli Tıp raporları, görgü tanıkları, güvenlik kameralarını inceleyen istinaf sonunda 36''ncı Ağır Ceza Mahkemesi''ni görevlendirdi. 22 Eylül 2022 günü saat 11.15''te duruşma tarihi verilmiş. Tecrübeli hukukçular bu vaziyetin 2023 seçimlerinden önce hiçbir mahkemenin karar vermeyeceği yönünde... Ne diyelim!   

Yazarın Diğer Yazıları