Öğretmenlerimizin ve çocuklarımızın mutlu günleri kutlu olsun

Sayın okurlarım, bu hafta iki anma günümüzü birlikte kutluyoruz. Bugün 20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları Günü. Dört gün sonraki pazartesi günü de, saygı ve sevgiyle elleri öpülen Öğretmenler Günümüz. Kutlu ve mutlu olsun. Birleşmiş Milletler, 20 Kasım 1959 günü “Çocuk Hakları Bildirgesi” ni 30 yıl sonra da 20 Kasım 1989’da “Çocuk Hakları Sözleşmesi” ni kabul etmiştir. Türkiye Cumhuriyetimiz de bu sözleşmeyi 1990 yılında imzaladı ve beş yıl sonra da, 54 maddeden oluşan son şekline dönüştürdü.
Dünyada 218 milyon çocuk, bir işte çalışıyor ve bu çocukların 958 bini de bizim vatandaşımız olarak Türkiye’mizde çalışan yavrular. Çocukların işçi olarak çalıştırılmasının ana sebebi yoksulluktur ve sözleşmeye göre 18 yaşın altındaki herkes çocuk sayılır. Fazla nüfus artışı ailelerin yaşadığı ekonomik güçlükler, çocukların okuldan alınarak çalıştırılmasına neden oluyor. Yapılan araştırmalar, çocuk işçiliğini önlemenin en etkili yollarından birinin eğitim olduğunu gösteriyor. Nitekim sekiz yıllık zorunlu eğitime geçildikten sonra, çalışan çocuk sayısında düşüş görülmüştür. Çocuklar, ailelerin geçimine katkı sağlamak amacıyla çalıştırılıyorlar. Bölgesel faktörler de çocuk işçiliğinin türlerini etkiliyor ve hasat zamanlarında da çocuk sayısında artış görünüyor.
Bizleri sevindiren bir haber, Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre çalışan çocukların sayısında son yıllarda azalma olmasıdır. Aynı neticeleri Türkiye İstatistik Kurumu’muzun (TÜİK) verilerinde de görüyoruz. 1994’te 2 milyon 269 bin, beş yıl sonra 1999 da 1 milyon 630 bin olan miktar 2006’da 958 bine düşmüştür. Çocuklarımız tarım-sanayi-ticaret ve hizmet sektörlerinde çalışıyor. Toplumumuzun arzusu çocuklarımızı işten çekerek eğitime yönlendirmektir. Çocuk işçiliğinin önüne geçebilmek için yapılan birçok proje üzerinde çalışma yapılmaktadır. Uzmanlarımız çocuk işçiliğinin olumsuz yönleri konusunda, yerel halkın çalışan ve çalışma riski altında bulunan çocukların ve ailelerinin duyarlılıklarının geliştirilmesi, çocuk haklarını koruyucu ve çocuk çalıştırılmasını önleyici yasaların çoğaltılmasının gerektiğini tavsiye ediyorlar. Bu konuda, sivil toplum kuruluşlarımıza, üniversitelerimize, medya ve tüm kamu kurumlarımıza ve hepimize görev düşmektedir. İşte bizim kutladığımız Dünya Çocuk Hakları Günü bizi tekrar uyandırmış ve göreve çağırmıştır. Kutlu olsun...
Önümüzdeki pazartesi günü de, toplumumuzun temellerinin dökümünü yapan, nasırlı ellerin öpüldüğü Öğretmenler Günümüzü kutlayacağız. Bizleri bugünlere ulaştıran ve yavrularımızın eğitimini üstlenen eğitim ordumuzun kumandanları öğretmenlerimiz, Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarındaki imkânsızlıkları göğüsleyerek ve o günlerdeki eğitimsiz yapımızı tesirsiz kılarak toplumumuzun bugünkü duruma gelmesini sağlamışlardır.
Onlar, her gün derslerimize başlarken bizlerle beraber “-Türk’üm, doğruyum, çalışkanım, yasam büyüklerimi saymak, küçüklerimi korumak, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diyerek, bugünkü yöneticilerimizin aklına bile gelmeyecek, Türkçü-milliyetçi ve Büyük Bozkurt Mustafa Kemal’in söylemlerinin özleştiği marşımızı söylerlerdi.
Her şeye rağmen umudumuzu kaybetmeyelim ve Türk Milleti sıkışınca Ulu Tanrı’nın yeni bir Mustafa Kemal ulaştıracağına inanalım. Ve başta eğitim ordumuzun sadık bekçileri öğretmenlerimizin tecrübeli eğitimci görevlilerimizin ve fedakâr aile reislerimizin el ele vererek güçlükleri yenmesini bilelim.
Tanrı Türk’ü Korusun.   

Yazarın Diğer Yazıları