Olmak ya da olmamak...

Resmen ortaya çıktı ki TÜGVA; millî güvenliği de ilgilendiren devletin MİT dahil, ordu, yargı gibi bir çok kritik kurumuna personel yerleştirerek sızmış; sızıyor...

FETÖ de sızmıştı...

TÜGVA; polise küfür edip, tokat atacak, valileri fişleyecek, milyon dolarlık bağışlar toplayacak, kamu kurumlarının mülklerine çökecek, yargı kararına rağmen de; çöktüğü mülklerden çıkartılamayacak kadar devlet içinde devlet gibi dokunulamaz bir yapıya dönüşmüş...

FETÖ de devlet içinde devlet gibi bir yapıya dönüşmüştü...

TÜGVA başından beri olduğu gibi, bu skandal gelişmelerden sonra da kendisini savunmak için; dini de, camileri de kalkan ve maske olarak kullanıyor...

FETÖ de dini kalkan ve maske olarak kullanıyordu...

Bütün bu gelişmelere rağmen TÜGVA soruşturma dahi açılamadan, Erdoğan''ın korumasında faaliyetlerine devam ediyor...

2004 Millî Güvenlik Kurulu toplantısında alınan, "FETÖ tehlikeli bir örgüttür, yurt içi ve dışında mücadele edilmelidir" kararına rağmen, Erdoğan kararı uygulamayarak, FETÖ''yü de korumuştu...

Anlaşılıyor ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜGVA''ya ne isterse veriyor, verdirtiyor...

FETÖ''ye de ne isterse vermiş, verdirtmişti...

TÜGVA ile ilgili ortaya çıkanlardan sonra, "çatlasanız da patlasanız da destek vermeye devam edeceğiz. Onlar bu milletin evlatlarına en nadide hizmetleri sunan kuruluşlardır" diyerek, TÜGVA''ya arka çıkan Ak Partili belediye başkanı da gördük. Aynı Ak Partili belediye başkanı; FETÖ elebaşının eleştirildiği dönemde de, "Fethullah Gülen''i seviyorum çünkü; yüreğindeki sevgi bu toprakları mayaladı. İnancın zaferini gösterdi" diyerek FETÖ ve elebaşına da arka çıkmıştı...

Ortaya çıktı ki; TÜGVA''ya, kamu kurumları ve Ak Partili belediyelerce şehirlerinde devasa binalar, parsel-parsel araziler verilmiş...

FETÖ''ye de şehirleri parsel parsel vermişlerdi...

TÜGVA''nın yazılım ile E-Devlet''e sızarak casusluk yaptığı, bu sayede milyonlarca vatandaşın bilgilerini ele geçirdiği, yedeklediği ve kullandığı ortaya çıktı...

FETÖ bunu yapmamıştı diye biliyorum, ama fırsatını bulsa o da yapardı...

Yine sızan belge ve haberlere göre; Bitlis Vali Yardımcısı Salih Altun da zamanında, TÜGVA için "paralel terör örgütü" uyarısında bulunmuş...

Ortaya çıkan bilgi ve belgeler, özellikle devlet açısından yenilir yutulur gibi değil...

Normalde TÜGVA''ya casusluk ve devlete sızma başta, bir çok ayrı suçlama ile, birden fazla soruşturma başlatılması.. İl ve ilçe şubelerine baskınlar yapılması.. Bilgisayarları başta, tüm evraklarına el konulması.. İl ve ilçe yöneticilerinin şafak operasyonları ile gözaltına alınması ve ardından yönetici kadrolarının tamamı delil karatma şüphesi başta bir çok sebepten tutuklanarak, yargılamalarının tutuklu yapılması gerekir...

Ama olmayacak.. Çünkü; şu an devlete de hâkim siyasi bir güç onları koruyor...

Aynı güç bir zamanlar, benzer şeyleri yapan FETÖ''yü de koruyordu...

Olmak ya da olmamak...

Devlet ya da paralel devlet; işte bütün mesele bu...

15 temmuzdan önce bir devlet vardı, bir de paralel devlet...

15 temmuzdan sonra biri diğerini tasfiye etti...

Biz zannettik ki; devlet, paralel devleti tasfiye etti...

Ama son TÜGVA olayı dahil, bir çok gelişme de gösteriyor ki; durum pek de öyle değil...

Yazarın Diğer Yazıları