Ölüm makinesi Siyonistlerle ilim makinesi Yahudileri ayıralım

Ölüm makinesi Siyonistlerle ilim makinesi Yahudileri ayıralım

İsrail, yani ABD eğer Filistinlileri sindirirse, kesin bilinsin, hedefe Türkiye konacaktır. Unutmayın ki, katı Siyonist Yahudilerin hedefi, kendi kutsallarındaki sınırlara, Fırat-Nil havzasına uzanmaktır. Fırat’ın kaynağı bizim topraklarımız. Fırat Nehri, uzuuun bir yol (1263 km.) takip edip Dicle Nehri’yle birleşerek Basra Körfezi’ne dökülür. Fırat, Ağrı’da Murat Irmağı’nın kaynağından başlar. Başlangıç Ağrı onca Anadolu’nun yarısı gidiyor, demektir.

Yine Şark Meselesi diyeceğim. Bu vaziyette, Şark Meselesi’nde Türkler Anadolu’da herk edilince sanmayın ki, bu topraklarda önceleri Rumlar vardı, Ermeniler vardı, onlar için Türkler yok edilmek isteniyor. Hayır... ABD, İngiltere, diğer Avrupa ülkeleri, önceliği Siyonistlere vereceklerdir. Bu ülkeler şu anda Siyonist Netanyahu ve çetesine alkış tutuyorlarsa, o ülkelerdeki güç de Fundamentalist Siyonistlerin elinde demektir. (Şunu açıklamalıyım: Yahudi derken, bilin ki, kastettiğimiz öldürerek toprak kazanmak isteyen Siyonistlerdir. Dünyada Yahudilerin ilme hizmetleri ilk sıradadır. Hepimizin onlara teşekkür borcumuz vardır.)

Daha geçen yıl, bir yazımda “PKK’nın bize karşı eylem ortağı ABD. Ne yazık ki, İsrail, ABD’ye müdahale etmiyor. Zaten İsrail yönetimi istemese, ABD, niye bu derece Orta Doğu’ya dâhil olsun.” diyorum.

En müşahhas örnek önümüzde... Netanyahu ve çetesi, HAMAS gibi bir örgüt karşısında, örgüt üzerine yürüyeceğine, halkı toptan yok ederek, kendince örgütü bitireceği hesabını yapıyor ve göz göre göre ABD, bu katliama destek veriyor.

Netanyahu ve çetesi, hazır HAMAS saldırmışken, biz halkı yok edip topraklara konalım, diyor. Bu kadar katliamın başka izahı yoktur.

Gazze’de, Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru acı hatıralarımız vardır. İngilizler, Gazze’yi koruyan Osmanlı ordusuna üç defa saldırdılar. Birincisi 26 Mart 1917’de, ikincisi 17 Nisan 1917’de, üçüncüsü de 31 Ekim 1917’de. İlk ikisinde İngilizler geri püskürtüldüler, ancak üçüncüsünde büyük çatışmalardan sonra 7 Kasım 1917’de Gazze’ye girebildiler.

HAMAS, Gazze’den hareketle, 7 Ekim 2023’te İsrail içlerine daldı. Acaba, İngilizlerin işgaline karşı bir cevap mıydı?

***

Dün hatırlattım... Aklıselimle düşünen üç Yahudi ilim adamından ve yazdıklarından bahsedeceğim: Yeshayahu Leibowitz (1903-1994), İsrael Shahak (1933-2001), Norton Mezvinsky (1932-2022).

20 Ekim 2023 tarihinde çıkan “Yahudiler Ortadoğu’da nasıl tutunacaklar?!” başlıklı yazımın girişinde “Ömür kısa, tarih uzun... Belki 50 yıl, belki 100 yıl sonra İsrail devleti kalmayacak.” diyor ve sonunda şu hükme varıyorum:

“Öyle bir kan girdi ki, bir araya gelmeleri imkânsız. İki devlet olsalar herkes ortalık düzelecek, diye düşünüyor ama, yukarıdaki dizi yazımda daha ayrıntılı verdiğim ‘tünel’ odaklı bir düğüm var. [“Paylaşılamayan Kudüs” dizi yazım. Çeçen Gülü kitabımda...] Çünkü Mescid-i Aksâ bütün Müslümanların ama Ağlama Duvarı, ortaya çıkarılması İsrail’in varlığı için elzem görülen Süleymen Mabedi’nin bir duvarı...

İki devlet, bu alanı nasıl bölüşecek? Kudüs ne Yahudilerin ne Filistinlilerin sahasına girsin, Birleşmiş Milletler kontrolünde olsun, denebilir mi?

Başta da yazdım... İsrail arkasına ABD’yi, Avrupa ülkelerini alarak güç gösterse de ileride şartların değişmeyeceği ne malûm?! 2000 yıl öncesi de en güçlü oldukları zamanda göçmek zorunda kaldılar. Yine göçmek mecburiyetinde kalmayacaklarını kim söyleyebilir?”

Daha önce bir noktaya dikkat çektim:

“İsrailliler biliyor ki, Filistin devleti kurulsa, Filistinliler kendi kontrollerinden çıkacak, gide gide güçlenecek ve karşılarına dikilecek. Ya biri ya diğeri yok olacak.

Asıl neden ne biliyor musunuz: Bir tarafta sarıklılar, bir tarafta kipalılar. Asla ve asla ‘barış’ düşünemezler.”

***

Bu satırları yazmadan önce ne İsrael Shahak’ın “Yahudi Tarihi Yahudi Dini” ve Norton Mezvinsky’yle birlikte yazdıkları “İsrail'de Yahudi Fundamentalizmi”ni okudum. Şimdi bu kitaplar önümde.

Akıl için yol bir. Yeshayahu Leibowitz, İsrael Shahak ve Norton Mezvinsky’yle aynı noktaya geliyoruz. Onlar Yahudi oldukları için, iki ayrı devletin meseleyi çözeceği üzerinde duruyorlar. Filistinliler kendi dünyalarına, Yahudiler kendi dünyalarına çekilsinler, mutlu mesut yaşasınlar, demeye getiriyorlar.

Yukarıda izah ettim. Mümkün mü? Burada ayrılıyoruz.

Üçünün de aklı başında Yahudileri düşündürecek, çok önemli tespitleri var. Sadece onların değil, kitaplara önsöz yazanların da söyledikleri dikkate değer.

İsrael Shahak’ın “Yahudi Tarihi Yahudi Dini”nin birinci baskısına Amerikalı romancı Gore Vidal, ikinci baskısına Türkiye’de yakından tanınan Filistinli Hristiyan romancı Edward Said ön söz yazmış. İki ön söz de düşündürücü.

Yeri geldikçe bu kitaplara gireceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları