Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

PKK'nın bile söyleyemediğini Haşim Kılıç söyledi!

Yok buna dil sürçmesi ya da gaf diyemezsiniz!    Edilen söz taammüd eseri yani önceden tasarlanmış!
Birkaç gazeteci seçildi ve onlara önceden belirlenen ifadeler aktarıldı!
Beyan net:
Anayasamızda değişmez ve değiştirilmesinin teklif dahi edilmesi mümkün olmayan maddeler için açıktan “Dokunulabilir” diyor ve devam ediyor: “İlk üç madde donarsa, Anayasayı da dondurursunuz! İlk üç madde dondurulmamalı!”
Görüyorsunuz açıktan ilk 3 maddenin değiştirilmesine sadece yeşil ışık yakmıyor aynı zamanda böyle bir teşebbüse davetiye çıkarıyor ki bu ülkede böyle bir şeyi söylemesi gereken son kişi, konumu gereği
Haşim Kılıç’dır.
Öyle, çünkü yarın kazara bu tür bir değişikliğe gidilse son kararı verecek olan Anayasa Mahkemesi’dir ki onun başkanı Haşim Kılıç bugünden ihsas-ı reyde bulunuyor!
Hatırlayamayanlar için Anayasamızın ilk
3 maddesini hatırlatalım:
1) Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2) TC, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
3) Dili Türkçe, milli marşı İstiklal marşı, Başkenti de Ankara’dır.
Evet Haşim Kılıç’ın dondurulmamalı ya da dokunulabilir dediği şeyler bunlardır.
Sakın bana ertesi gün bu beyanı yalanladı falan demeyin, Kılıç’ın yaptığı şey aldığı tepkiler üzerine patinaj yapma hadisesidir ve beyanını düzeltirken bile, “Kastettiğim ilk 3 maddenin zenginleştirilmesidir” diyerek aslında itirafda bulunmuştur!
Öyle ya ne demektir ilk 3 maddenin zenginleştirilmesi?
Resmi dilin Türkçe olmasının yanına ikinci bir dilin yani Kürtçe’nin konması mıdır?
Her şey açık ve net, Haşim Kılıç adeta bir görev ya da misyonu eda ediyor gibidir!
Öyle olmasa, durduk yerde sadece PKK, CIA ve AB’nın talebi olan ilk 3 maddenin değiştirilmesi talebini niye gündeme getirsin?
Abdullah Öcalan ile müzakere masasında olunduğu bir günde Anayasa Mahkemesi Başkanının böyle bir şeyi dillendirmesi nasıl tesadüf olabilir?
Haşim Kılıç’ın referandumun hemen sonrasında ve PKK ile masada bulunulduğu bir süreçte bu sözü etmesinin sebebini ikna edecek bir şekilde açıklama zorunluluğu vardır!
Tekrar ediyorum, edilen o söz ayaküstü sorulan soru üzerine değil, kendisinin daveti yani organizasyonu ile bilinçle edilmiştir!
Lafı uzatmadan yaşananların özünü
aktarayım:
ABD’nin Irak’dan çekiliyor olması ve Kuzey Irak Kürtlerine muhafız ya da hami araması, Baykal’a yapılan kaset komplosu ve PKK’ya af dileyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına getirilmesi, Başbakan’ın dini guruplarla beraber referandumu hayat-memat gibi görüp asılması ve Öcalan’la başlatılan müzakere süreci ile MİT Müsteşarının Washington ile Erbil arasında mekik dokuması ve son olarak da Haşim Kılıç’ın bu dehşet beyanı, Türkiye’nin bahtı kara maderi sürecine girdiğinin en büyük
delilidir!
Evet sevgili okurlar, artık her şey berrak, üç vakte kadar Türkiye’nin kimyası bozulacak ve bölünmesine kapı aralanacak!
Peki, Anayasamızın ilk üç maddesinde revizyon isteyen Haşim Kılıç tarihe nasıl mi geçecek?
Onu siz tahmin edin efendim!

 

***

 

MHP iyi başladı
Anı harabelerinde Cuma namazının kılınması sembolik bir ataktı ama tahminlerin ötesinde akis uyandırdı.
Sumela ve Akdamar’daki densizliklere cevap niteliğinde olan bu atak, bir süredir renksiz ve kimliksiz görüntüde olan MHP’yi kendine getirmiştir.
Öyle olduğu için de MHP’yi tasfiye için görevlendirilenler, bu teşebbüsten fevkalade rahatsız oldular!
MHP eğer köklerine dönmezse sadece tepkilerin adresi olarak kalacak yani PKK’ya kızanların partisi olacaktır.
Oysa MHP bilinen Türk-İslâm kimliğine tekrar oturursa sadece geleneksel oy merkezlerindeki tabanlarını geri almayacak, aynı zamanda yeni tabanlar da yaratabilecektir.
Endişem, MHP’nin attığı bu güzel adımın devamının gelip gelmemesinedir!
MHP yönetimi pek çok hadisede iyi şeyler söyleyip iyi başlıyor lakin  devamını getiremiyor!
Hatırlayın, bir ara bölgesel merkezlerde birlik -bütünlük mitingleri yapılacak dendi ama iki mitingin ötesine geçilemedi.
Dileriz bu sefer öyle olmasın!

Yazarın Diğer Yazıları