Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Rahmi Koç yazımıza cevap veren Başbakan’a can alıcı sorular

Başbakan Erdoğan, dün Rahmi Koç’un kendisi ile alakalı olarak sarf ettiği “1 milyar doları var” ifadesini gündeme getirip, bunu ABD sefiri Edelman’ın iddiaları ile örtüştürmeme, tabir yerinde ise kıyameti kopardı ve kendince cevaplar verdi.
Rahmi Koç’un iddiasını medyada hatırlatan sadece ben olduğum  için Tayyip Bey’e cevap vermek de herhalde bana düşüyor!
Erdoğan önce şu soruyu ikna edici bir şekilde cevaplamak zorundadır!
Bizim bir satırımız için bile yargıya koşan Başbakan Rahmi Koç’un bu müthiş iddiası için neden aynı şeyi yapmamış yani ona tazminat davasını açmamıştır.
Tayyip Bey dün, o işadamı bunun için özür diledi gibi bir ifade kullandı!
Peki Rahmi Koç’a bu ayrıcalığı tanıyan Başbakan iş bizim gibi gazetecilere gelince niçin soluğu hemen mahkemelerde alıyor?
Yoksa dün de yazdığımız gibi Rahmi Koç’un iddiaları mahkemeye düşerse başka sonuçlar çıkar, mesela mahkeme olayın üstüne gider diye mi korkmuştur?
Bir gazeteci olarak kamu adına bunları sormak bizim görevimiz! Bu ayrıcalığın Rahmi Koç’a niçin tanındığını hâlâ merak ediyoruz... Bu arada Başbakan, ’bu iddiayı ortaya atan şimdi Ergenekon sanığı olarak Silivri’de’diyerek bize gözdağı mı verdi bilmiyorum ancak iddia sahibi Rahmi Koç’un hiç Ergenekon sanığı olmadığını ve kastının Koç’un o ifadesini gündeme getirenler olduğunun altını çizmek istiyorum. Buradan hareketle Başbakan Erdoğan yoksa bana, “Bu gibi şeyleri yazma, yoksa senin de akıbetin Silivri Cezaevi olur” mu demek istedi acaba?
Gelelim Başbakan’ın son iddia sahipleri hakkında söylediklerine:
Erdoğan, ABD sefiri Edelman’ı hedefe oturtarak ateş püskürüyor.
İyi de aynı Başbakan değil miydi Ergenekon iddiaları için,  “Nasıl ortaya çıktığına değil, içeriğine bakın” diyen!
İnsaf  ve iz’an ile cevap verin bu nasıl bir çifte standarttır!
Ergenekon olunca sadece içerik önemli oluyor ama iş kendi hakkındaki iddialara gelince tam tersi davranıyor!
Neymiş efendim, iddia sahipleri iddialarını ispatlamak zorundaymış!
Doğru...
Ama bunu neden Ergenekon olayında akla hiç getirmedin de şimdi  senin hakkında iddia olunca feveran ediyorsun?
Sen değil misin, Başbakan olarak kendini Ergenekon’un savcısı ilan eden! Neyi ispat ettin veya edildi de bu insanları yine dün yaptığın gibi peşin peşin mahkûm ediyorsun?
Sen değil misin Erzincan ve Taksim’deki PKK bombaları için farklı imalarda bulunan? İddia sahipleri iddialarını ispatla mükellef ise üstelik Başbakan olarak nasıl ispatsız o imaları yapar ve TSK gibi bir kurumu şaibe altına sokarsın?
Keza sen değil misin malum kasetten hareketle Deniz Baykal için “Biz Meclis’de çalışırken o başka yerlerdeydi” benzeri imaları yapan?.. Madem ispatı gerekli sayıyor ve görüyorsun o başka yerleri ispatlasana!
Örnekleri uzatmak mümkün ama her şeyi açık ve net olarak görüyorsunuz; çarpıtmada ve farklı sunumda dünyada bunların üstüne yok!
Bir başka şey; hiç sıkılmadan bu işten bile mağduriyet yaratmanın hesabı içinde olmalarıdır! Kazara böyle bir iddia Kılıçdaroğlu ve Bahçeli için yapılsa yeri göğü inletmezler miydi? İşte Deniz Baykal ve Kılıçdaroğlu için yapılan kaset ve soy-sop ima örnekleri ortada değil mi?

ÖNEMLİ NOT: Atatürkçü Düşünce Derneği Zürih (İsviçre) ve Kocaeli şubeleri konferans vermek için bize davet yaptı ancak kitap çalışmam sebebi ile bu tür davetlere katılamıyorum. ADD’ye
teşekkürler...

 

PANİK...
Alçak medya öyle mi?
Başbakan dün, WikiLeaks iddialarını duyuran gazetelere alçak tanımlamasını yaptı. Evet, bütün dünyayı sarsan o iddiaların Tayyip Erdoğan’la ilgili bölümlerini yayınlamak alçaklıkmış! Peki niye mi alçaklık? İddialar ispatlı değilmiş de onun için!.. İyi de Başbakan, mesela Ergenekon bağlamında ispatsız olarak aylar boyunca atılan o manşetlere niye alçaklık demedi de şimdi öyle söylüyor? Görüyorsunuz AKP ve Tayyip Erdoğan budur... Burada altını çizmek istediğim şey AKP’de paniğin zuhur etmesi hadisesidir. Önceki gün iddialar için  “Eteklerindekileri döksünler bekleyelim” noktasında olan Başbakan dün birden celallendi ve hücuma geçti.. Sadece o da değil, Cemil Çiçek’den Hüseyin Çelik’e kadar AKP’nin önemli isimleri bir bir kamera karşısına geçtiler.. Yoksa yoksa bunların burunlarına bazı kokular mı geldi, yoksa sırada başka bombalar var da korku salarak bunların halka ulaşmasına engel mi olmak istiyorlar?


HEDEF...
Osman Kaçmaz’ı rahat bırakmıyorlar
Osman Kaçmaz’ı biliyorsunuz, Sincan Ağır Ceza Reisi’dir ve AKP  zirvelerinin boy hedefidir. Dürüstlük abidesi ve katıksız bir Türk Milliyetçisi olan Osman Kaçmaz Bey, önceki gün bir grup arkadaşı ile Hatay’a gider ve bir otele yerleşir. Kural gereği giderken de Adalet Bakanlığı’na nerede kalacağına kadar ayrıntılı olarak bilgi verir. Otele gece yarısı intikal edebilen Osman Bey odasına girer girmez ellerinde kameralar olan onlarca polisin baskınına uğrar.. Neymiş efendim; eroin, kokain ve kadın araması yapılacakmış!.. Hayır hiç kimse bu olanları tesadüf diye açıklayamaz, zira her şey ortada! Belli ki hiçbir açığı bulunamayan Osman Kaçmaz’a en azından bir itibarsızlaştırma operasyonu düşünülmüş ama başarılamamış! Söyleyin bana, AKP yandaşı olmayan Ağır Ceza reislerinin bile bu durumda olduğu bir ülkede demokrasi ya da güvenlikten söz edilebilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları