Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Resepsiyonu boykot, askerin onur isyanıdır!

Komutanların Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyonu boykot etmeleri   şeref ve haysiyet isyanıdır.
Tavır konulan ise ne Cumhurbaşkanlığı makamı ne de o makamda oturan şahsın eşidir!
Tavır konulan bizatihi Abdullah Gül’ün kendisidir!
Peki bu isyan niçin midir?
Birden çok sebep söz konusudur!
Birincisi, Anayasaya göre Başkomutan olan birinin Komuta Karargahı’nda fuhuş operasyonu yapılması gibi bir rezilliğe susmasıdır!
Başka bir ifade ile Genelkurmay Karargahı gibi Türk milletinin onur  merkezinde fahişe aranması ya da o imajın verilmesine Abdullah Gül’ün Başkomutan olarak suskun kalmasıdır!
Ama ortada bir yargı tasarrufu var demeyin sakın!
Artık körler ve sağırlar da biliyor ki TSK, muhtelif ambalajlarla adım adım çökertilip tasfiye ediliyor!
Hal bu iken şekil olarak olsa da Başkomutan olan Gül’ün tepki vermemesi ve hatta suskun kalıp yapılanları onaylıyor görünmesi  TSK’yı can evinden vurmuştur!
Hele hele yapılan rezil ithamlara rağmen yapılan aramalarla isnat bağlamında zerre bir emarenin bulunamamasına rağmen Başkomutan Gül’ün suskunluğunu sürdürmesi, askeri kahreden bir başka davranış olmuştur.
İkinci gerekçe, Abdullah Gül’ün fırsatçılığı ile gizli hedefi ya da özlemini açığa vurmasıdır!
Üç yıl türbanlı eşini bu tür protokollere çıkarmayan Gül, ne olmuştur da bu sene tam tersi bir tutuma girmiştir?
TSK, Abdullah Gül’deki bu tavır değişikliğini kendi caydırıcılığının yara alması olarak değerlendirmiş ve vaziyet almıştır. Başka bir ifade ile TSK, laiklikten asla taviz vermeyeceğini ve Türkiye’nin dönüştürülmesine rıza göstermeyeceğini Başkomutanını (!) protesto ederek ortaya koymuştur.
Üçüncü sebep ise PKK, pardon PKK’nın siyasi kanadı olan BDP ile aynı ortamda bulunmama arzusudur!
Asker, PKK ile aynı mekanda verilecek ortak fotoğrafın, iktidarın PKK ile yaptığı müzakerelere TSK’nın da olur verdiği ya da o karara  boyun eğdiği mesajlarına sebep olacağını düşünmüş olabilir!
Bunlara ilaveten Gül’ün HSYK atamalarında görüldüğü gibi hâlâ AKP militanıymışcasına bir tavır sürdürmesi de bir başka gerekçe olabilir.
Gelelim askerin yaptığının doğru olup olmadığına?
Geçtiğimiz hafta bu sütunda fuhuş operasyonuna suskunluk  bağlamında kıyasıya eleştirilen Genelkurmay Başkanı ile diğer komutanları, resepsiyonu boykot etmelerinden ötürü kutluyor ve alkışlıyorum.
Sayın Koşaner ve silah arkadaşları nihayet Mustafa Kemal’in askerleri gibi davranmaya başlamışlardır!
Dilerim bu dik duruş sürdürülür ve tasfiye sürecine sokulan TSK’da uç veren kanama durdurulur!
Genelkurmay resepsiyona takındığı protesto yani isyanlı sükut tavrını artık ötelere taşımalı ve karşı psikolojik operasyonlar  yapmalıdır.

NOT: AHMET HAKAN SUSUYOR: Ahmet Hakan’a, “TRT’yi savunman yoksa kardeşin için mi?” sorusunu sormuş ve yapımcı-yönetmen olan kardeşinin TRT ile iş yapıp yapmadığını öğrenmek istemiştim... Ahmet’ten tık yok... Cevap ver Ahmet Hakan, TRT’yi kardeşin nemalansın diye mi Tufan Türenç’e yaptığı densizliği,  “hakkıdır” diye alkışlarsın?.. Susmak kabullenmektir, cevap ver!

 

HATA...
Hallac-ı Mansur ve Oktay Ekşi!
Hallac-ı Mansur  “Enel Hak”  dediği için 11 yıl zindanda tutulup  sonra işkence ile öldürülen bir İslam mütefekkiridir. Abbasi Hanedanlığı Hallac-ı Mansur’un  “Enel Hak”  ifadesini  “Ben hakkım”  diye tercüme etmiş ve kellesini vurmuştur. Oysa İslam uleması daha sonra koro halinde Hallac-ı Mansur’un  “Enel Hak”  diyerek  aslında “Hak’tan başka tapılacak kimsenin olmadığını”  söylemek istediğini ilan etmiştir. Evet Hallac-ı Mansur bir peşin hüküm ya da taassupla öldürülmüştür... Kıyas doğru olur mu bilmem ama bugün, Oktay Ekşi için benzer şeyler yapılıyor... Birinci husus, Oktay Bey gibi yaşı 80’e gelmiş bir insanın sözkonusuifadesinin çirkin bir amacı taşıyabileceğine asla ve kat’a inanamıyorum. Belli ki Oktay Bey aceleden başka bir mesajı vermek adına o hatayı yapmıştır... Tamam yapılan elbette yanlış ama kastedilen başka şeydir. Dahası, Oktay Bey, alel acele yani hemen ertesi gün kastının küfür ya da hakaret olmadığını açıklamış ve özür dilemiştir.. Sorarım size İslam’da tövbe eden kafirler bile affedilirken AKP güruhunun Oktay Bey’in ısrarlı özrüne rağmen takındığı imha edici tavır Hallac-ı Mansur’u idam eden Abbasi ceberutluğundan ne farkı var?..


SUÇÜSTÜ...
İsrail elçisinin daveti ve Arınç’ın gözyaşları!

 Bir dönem Star gazetesinde beraber çalıştığım ve gazeteciliğine  şapka çıkardığım Sevgili Yılmaz Özdil, yine gazeteciliğini gösterdi ve müthiş bir suçüstü yaptı... PKK, pardon siyasi kolu BDP, Taraf gazetesi ve Akit gazetesi gibilerin de davetli olduğu Çankaya’daki resepsiyonda İsrail Büyükelçisi de davetliler arasındaydı... İyi de bu İsrail hani alçak ve hayduttu.. Başbakanımız öyle söylemiyor muydu? Bülent Arınç yapılan o haydutluğa binaen hüngür hüngür ağlamamış mıydı? Büyükelçi AKP’nin iftar davetinde bu sebeple dışlanmadı mı? Dahası, Abdullah Gül, Şimon Perez’le ABD’de bu haydutluktan ötürü görüşmekten kaçınmamış mıydı? Bizatihi Abdullah Bey;  “İsrail ile ilişkilerimiz eskisi gibi olmayacak. İsrail çok pişman olacak, onları affetmeyeceğiz”  dememiş miydi?.. Dediğine göre sormak lazım bu davet niye o zaman?.. Ey zerre ahlakı ve vicdanı olan insanlar, bu Abdullah Gül’ün yaptığı nedir söyler misiniz?.. Ey Bülent Arınç gözyaşların nerede?

 

MERAK...
Hayrünnisa Gül’ün mimarlık diploması nereden?

Gazete ve televizyonlar, günlerdir Çankaya Köşkü’ndeki tadilatı yayınlıyor. Neymiş efendim merdiveninden, boyası ve avizelerine kadar her şey değişmişmiş!.. Cumhurbaşkanı Gül, resepsiyon esnasında önce tadilat nasıl oldu sorusunu sormuş, akabinde de  “Hayrünnisa Hanım büyük katkılar yaptı” buyurmuş... Hatırlayacaksınız aynı Hayrünnisa Hanım’ın Dışişleri Bakanlığı Konutunun dekorasyonunu yaptığını yine Abdullah Bey açıklamıştı. Fatih Altaylı, o günlerde ziyarete gittiği Gül’e dekorasyonun iyi olmadığını söyleyince Abdullah Gül bozularak  “Aman Hayrünnisa duymasın”  demişti... Tamam bir hanımefendinin dekorasyona ilgisi saygıdeğerdir ama Çankaya Köşkü gibi bir mekan Hayrünnisa Hanımın ilgi konularını tatmin merkezi değildir, ayrıca o işin bir maliyeti var ve o maliyeti karşılayan da bu fakir millettir... Hayrünnisa Hanım hangi yetki, ehliyet ya da diploma ile o dekorasyonları yapıyor?

Yazarın Diğer Yazıları