Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Sağcılara Bayram Şekeri

Sağcılara Bayram Şekeri

Bayram günlerinin anıları unutulmaz. Hamaset yüklü bayram yazısı yerine "Yüzleşmek ve helalleşmek" adına "Eşarilik" diğer anlamı ile "Nakilcilik" kolaylamasının cehaletini hatırlatmak da fayda görüyorum.

Özeleştiri kültürü olmadığı gibi, sosyolojik sorgulamadan uzak duran sağcılar, işin kolayına kaçıp birtakım kişi ve kuruluşların ardına sığınıp "Beka" meselesi deyip kestirip atarlar. Dahası sağcılar biraz da "Araf"ta kalmıştır. Aralarında Türk Milliyetçisi olduğunu iddia eden sağcılarda bir de "Osmanlıcılık" hastalığı vardır. Saltanat hayranlığına vardırırlar sonunu. "Cennet mekan Abdülhamit Han" cümlesini kurarken öylesine vurgu yaparlar ki duyan gören 33 yıllık padişahlık döneminde Osmanlı''yı alıp sanayi devrimine taşıyarak dünya lideri yaptığı sanılır. Tarihe saygıyı, tarihten ibret almayı anlarız da "Tarihin televolesi"ne tahammül etmek sadece eşyanın tabiatına aykırılık değil, bilimi inkar anlamına varır ki affı mümkün olamaz.

Üzülerek yazmak zorundayım. Günümüz akademisyenleri bile gençlik yıllarında daha yeni mürekkep yalarken okudukları yalan-yanlış konuların etkisinden kurtulabilmiş değiller. Türkçülük konusunda hassasiyetleri olanlar da merhum Nihal Atsız''ın Dr. Rıza Nur''a hayranlığını tartışmaktan uzak durmaya devam ediyorlar.

Madem "Bayram paylaşmak" anlamı taşıyor. Gelin Dr. Rıza Nur konusunu tartışmaya açalım. Lozan Antlaşması''ndaki müzakerelerde İsmet Paşa''nın Başkanlığındaki heyette yer alan Dr. Rıza Nur, Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından genç Cumhuriyetin Sağlık Bakanlığına bile getirilmiştir. Siyasi hırsı aklının önüne geçen Rıza Nur, zamanla kendisinin vazgeçilmez olduğu kanısına kapılmış, saltanatın kaldırılmasına da karşı çıkanların safında yer almıştır. Yüzyılı bulmakta olan "Lozan''ın gizli maddeleri" yalanının kaynaklarının başında Rıza Nur''un olduğunu ifade ediyorum. Başta fesli Kadir olmak üzere Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının kaynakları, Londra merkezli ve Rıza Nur''un sözde yayınlanmamış hatıratlarından oluşur. Hekim meslektaşları tarafından önce "Antiksiyete" yani "Kişilik bozukluğu" teşhisi konan Rıza Nur''un hastalığın ileriki safhası "Şizofreni"ye geçtiği tıbbi gerçektir. Hastalığını bilen Cumhuriyetin yöneticileri O''nu yargılayıp, cezalandırmak yerine kendi haline bırakmıştır.

CİMER''e yazılı başvuruda bulunan vatandaşımıza verilen Cumhurbaşkanlığı cevabını sosyal medyadan okumuşsunuzdur. "Lozan''da gizli maddelerin olmadığı gibi, madenlerimizin çıkarılmasına mani olan bir konu bulunmamaktadır" ibaresi sağcılar için ibretlik vesikadır. Bu cevabı yazmak zorunda kalan yetkilinin başına önümüzdeki günler ne gelir bilemeyiz ama Türk Milliyetçilerine "Tarih bilinci" adına Dr. Rıza Nur ve Kadir Mısıroğlu gibi Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının eserlerini tavsiye edenler de en azından vicdanlarda yargılanmalıdır.

Şimdi yukarıdaki satırlardan sonra "Sağcılar" ile "Mankurtlar" ayağa kalkıp; "Lider-Teşkilat-Doktrin tartışılmaz" savına sarılacaktır. Dahası "Başbuğ Türkeş''i mi kastediyorsun. Hareketin liderine dil uzatıyorsun" ucuzluğu ile cehaletlerine kılıf arayacaklardır. Hiç merak etmesinler, Merhum Türkeş ile bu konuları enine boyuna tartıştık. Dr. Rıza Nur''dan, İngiliz ajanı Kadir Mısıroğlu''na kadar kendilerini tarihçi zannedenleri konuştuk. "Hepimiz etten kemikten yaratıldık. Geçmişte hatır niyetine referans olmuşuzdur. Ancak her şeylerini asla doğrulamadık" demiştir. Hüseyin Nihal Atsız da Dr. Rıza Nur''a zor dönemlerindeki vefa adına yanlışlarını açıkça ifade edemeyişinin onlarca tanığı vardır.

Mevzu derin... 636 yıllık Osmanlı ailesinin saltanatı çökerken "Osmanlıcılık ve İslamcılık" ipine sarılanlara karşı çıkan özgürlük sembolümüz Namık Kemal ne güzel söylemiş: "Vatan sevgisinden maksat toprağa değil, O''nun üstünde yaşayan insanlara duyulan sevgidir" demiş. "Vatan-Millet-Sakarya" sığınmacılığı "Vatan Yahut Silistre"den gelmektedir. Sorsanız Namık Kemal''i dizi oyuncusu ya da futbolcu zanneden "kafa" O''nun "Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş" tespitinden de habersizdir.

Alın size "Bayram şekeri"... Ey sağcılığa evrilenler; İstibdada başkaldıran Namık Kemal; "Bazen fikirlerini de değiştirmelisin. Çünkü sen fikirlerinin kölesi değil, sahibisin" der.

Bayram duygularımın son sözü de Sözde gazetecilere... "Hokka mı dilenci çanağı, kalemimi iktidar değneği yapmayacağım" diyen Namık Kemal''in izindekilere selam olsun...

Yazarın Diğer Yazıları