Sahte belgeden korkulur mu

 İç siyasal ortamda yaşanan gerginliği giderek büyütüyorlar...

       Bu yolla kendilerine ve partilerine ekmek çıkarmaya kalkanlar var; bunlar siyasal edebin dışında kalmanın getireceği sonuca katlanmaya şimdiden hazır olmalılar...

       Argo ve hakaret dolu söylemlerle ülkenin getirildiği noktayı görüyoruz; toplumda huzur kalmadı, herkes birbirinden ürker ve kuşku duyar oldu. Yurttaşlar siyasetçilere güven beslemez duruma geldi...

       Bu ortama neden olanların toplumsal barışın yerleşmesine olumlu katkıları olduğu söylenemez. Onlar için oyları artırmak önemli, kafalarına bakarsanız bu da ancak kabadayılıkla ve hasımları yerden yere vurmakla sağlanır...

       * * *

       Bu düşünce ve ona dayalı olarak takındıkları gerilim içerikli tavırlar külliyen yanlış...

       Sonucu sandıkta görecekler, kafasızlıklarının cezasını sandığa gömülerek çekecekler...

       * * *

       Man Adası ve kara para aklaması olarak betimlenen dolar sirkülasyonunu ortaya çıkaran ve belgelerle halkın önüne seren muhalefete mankafa yakıştırması, siyasal edebin kimler tarafından ve nasıl ayaklar altına alındığını gösteriyor... Milliyetçiliği de ayaklar altına alanlar aynı siyasetçiler değil mi...

       * * *

       Belgeler sahteyse neden ürküyorlar...

       Sahte belgelerden ürken dünyadaki tek siyasal iktidar herhalde AKP iktidarı olmalı...

       Ne kadar uygunsuz iş varsa yap, sonra da yaptıklarını suratına vuranlara ağzına geleni söyleyerek baskın çıkmaya kalk...

       AKP bu süreci yaşıyor...

       Yavuz hırsız ev sahibini bastırır sürecini...

       * * *

       Bütçe görüşmeleri sırasında gördük, hiçbir eleştiriyi kabullenmediler, hiçbir yanlışı "Düzeltiriz" diyerek sahiplenmediler.

       AKP sanki sütten çıkmış ak kaşık topluluğu...

       Öyle olmadıklarını cemaat, kumpas, rüşvet, Zarrabgibi iç, Esad, Barzani, Trump gibi dış ve hem iç, hem dış terör konularında yaptıkları yanlışlar gösteriyor...      

       Çıkar sıralamasına gelince, onu da şöyle yapıyorlar; önce kişi, sonra parti, sonra ülke...

       * * *

       Bunlara daha ne diyeyim...,

Cüret ve cesareti AKP'den alıyorlar

       Yol ortasında ve herkesin gözü önünde iki çocuklu, üçüncüsüne hamile kadını eliyle tâciz eden, tepki görünce de silah çeken ve dövmeye kalkan saldırganın cüretine bakın...

       Bu tipler kimden cesaret alarak kadın yurttaşlarımıza saldırıyor, taciz ediyor, dövüyor, darp ediyor, silahla yaralıyor ve hayattan koparıyorsorusunun cevabını aramaya kalkmayın...

       Başımızda sadece kendini korumayı bellemiş bir siyasal otorite var...

       Neden olduğu siyasal hengâme yüzünden genel asayişi sağlama görevini unutmuş durumda...

       Her konuda suç işleyenler, cüret ve cesareti, asayişi sağlayamayan, yasaları uygulayamayan bu siyasal iradeden alıyor.

       * * *

       Öncelikle ateşli ve kesici silah sorununu çözmeleri lazım...

       Sonra da ceza yasasını gözden geçirip cezaları ağırlaştırmaya gitmeliler...

       Ayrıca bu tür suçların infazını da gözden geçirmek gerekiyor; hükümlülerin cezasının son saniyesine kadar içeride kalması sağlanmalı, değişik nedenlerle tahliyeleri yapılmamalı.

       Aynı suçtan bir daha yargıç önüne çıktığında ise cezası ikiye katlanmalı...

       Akıllanmaları için alınacak başka önlemler varsa, onlar da devreye sokulmalı...

FETO iblisi üzerine

      Feto'nun, yargıçlara yolladığı talimat içerikli mektup, Fevzi Yazıcı adındaki müridin bilgisayarından çıktı...

       Özeti şu; iblis cemaate mensup iki yargıca tutuklu 69 cemaatciyi serbest bırakmaları talimatı veriyor.... Bu talimat adı geçen yargıçlara ulaştıktan hemen sonra 69 fetöcü tahliye ediliyor...

       Hatırlayacaksınız, tahliye edilenler arasında iblisin medya grubunda çalışanlar, bazı emniyet müdürleri filan vardı...

       Tahliye edilenler daha sonra yeniden içeri alındı, hâlâ yatıyorlar...

       * * *

       İnsanları meraklandıran ise o yargıçlara ne yapıldığı...

       Hakimler ve Savcılar Kurulu -HSYK'da ki yüksek sıfatını çıkardılar- bu yargıçları meslekten uzaklaştırdı mı...

       Yoksa yargılanmadılar da görevlerini sürdürüyorlar mı...

       * * *

       Çalıştığı kanaldan kovulan zevzek kalemle eşi carcar kadının feto iblisini öven yazılar yazdıklarına dair duyum aldım...

       Doğru mu acaba...

       Büyük ihtimal, doğru olabilir...

       O ikiliden, şöhret olmak uğruna her şey sadır olabilir diyorlar; aynı anda hem AKP'yi, hem iblisi alkışlayacak kadar seviyesiz, iki yüzlü ve kaypak oldukları söyleniyor...

       * * *

       Bu arada bir başka gerçek daha ortaya çıktı. AKP'li belediyeler cemaatle ortaklık sürecinde sokaklara Gülen, himmet, hizmet, hakan şükür, samanyolu, sızıntı, dumanlı, aksiyon, zaman gibi isimler vermiş... Ankara'dan talimat gelince bütün bu isimler silindi, yerlerine yeni isimler verildi.

       Bazıları, AKP ile cemaat ortak olmadı diyordu; geçtik kumpas filan gibi diğer konuları, şu sokak isimleri bile ortaklığı göstermeye yetmiyor mu!

Yazarın Diğer Yazıları