Sansürlü tosun

Sansürlü tosun

İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi''nin, Çiftlik Bank iddianamesini kabul etmesinin üzerinden, iki yıldan fazla zaman geçti. İddianame 11 Nisan 2019''da kabul edilmişti.

***

 Aralarında o gün firari olan Mehmet Aydın''ın da bulunduğu 18 kişi hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma/yönetme", "bilişim sistemlerini araç olarak kullanma suretiyle nitelikli dolandırıcılık", "ticari şirketlerin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" ve "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçlarından, 22 bin 580 yıldan 75 bin 260''a kadar; 30 kişinin ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme" ve "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçlarından ayrı ayrı 5 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandıkları dava 10 Mayıs 2019''da başladı.

***

Dosyası ayrılan 28 sanık, 16 Eylül 2020''de beraat etti.

Aralarında Mehmet Aydın, Fatih Aydın, Cengiz Samur ve Osman Kaya''nın da bulunduğu 20 sanığın yargılanmasına ise devam edildi.

***

Velhasıl…

Bir soruşturmanın değil; iki yıldan uzun süredir Türk mahkemelerindeki bir yargılamanın konusu Çiftlik Bank…

İki yıldan uzun süredir, Çiftlik Bank üzerinden işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili onlarca sanık, tanık dinlendi, savcılar iddialarını dile getirdi, avukatlar bilgi ve belgeler sundu…

Gelinen noktada, "Tosuncuk" namlı Mehmet Aydın''ın, varsa eğer, "arkasındakiler" dışında konuşulmayan, ifşa olmayan ne kaldı?

***

Çiftlik Bank''ın kurumsal dairesinde işlenen bütün suçlar zaten ortaya saçılmış olduğuna göre, bugün başvurulan "gizlilik" tedbirinin gerçekten de "Çiftlik Bank davası"yla ilgili olduğu söylenebilir mi?

"Mehmet Aydın davasına gizlilik getirildi" demek daha gerçekçi değil mi?

Anlaşılan o ki, bir dava var dava içinde ve ihtimal ki bütün bilgisi, belgesi de, Mehmet Aydın''ın, "arkasındakilere" de pek güven vermediği hissi yaratan ağzının içinde!

***

Yoksa…

Sadece 3 bin 762 müştekisi bulunan ve zaten iki yıl boyunca açık olarak görülmüş bir davanın "gizlenebilmesi" mümkün olabilir mi?

Mevzu davayı gizlemek değil "Tosuncuk"un ifadesinin konuşulmasını engellemek belli ki.

***

Hoş, haftalardır, uyuşturucu ticaretinden, cinayete kadar, havada ne ithamlar uçuşup durduğu halde yaprağın kıpırdamadığı bir ülkede böyle bir kaygı da abesle iştigal aslında…

Ülkenin eski Adalet ve İçişleri Bakanı''nın adı "marinaya çökme"den, "kara para aklamacının uçağını kullanma"ya kadar sayısız hadiseye karıştı da ne oldu?

İçişleri Bakanı''nın adı kara para aklamacıyı makamda ağırlama, iş adamlarının borçlarını sildirme, kuzeni üzerinden haksız servet edinme iddialarına karıştı da ne oldu?

Eski Başbakan''ın adı oğlu üzerinden uyuşturucu ticareti suçlamasıyla anıldı da ne oldu?

İktidar partisinin eski milletvekillerinden birinin, ki aktif siyasetin içinde, Sedat Peker tarafından maaşa bağlandığı öne sürüldü de ne oldu?

Cumhurbaşkanlığı danışmanları muhabbet tellallığıyla, fon başkanları kara para aklamacının tercümanlığıyla ilişkilendirildi de ne oldu?

Bir emniyet müdürünün intiharı…

AK Parti''nin bir il başkan yardımcısının öldürülmesi…

Az şeyler mi?

Bu çok ağır suç ve şaibeler içinde ismi geçenlerden kime ne oldu ki, varsa ağır Mehmet Aydın''ı aştığı aşikar bu dolandırıcılık hikayesinin senaristlerine, yapım ve yönetiminde emeği geçenlere olsun!

***

Gizlilik kararının alınma sebebi "Mehmet Aydın''ın hangi gazeteyi okuduğunu"nun duyulması değildir herhalde (Tuncay Mollaveisoğlu''nun iddiasına göre bu da varmış ya kendisine yöneltilecek sorular arasında!)…

Mehmet Aydın''ın "Yurt dışına çıkmama yardım etti", "Operasyonu haber verdi", "Büyük patron o" deme ihtimali bulunan kişi kim ola ki, bakanların, eski başbakanların isimlerinin her nevi suça karıştırılmasını engelleyemeyen sistem, bu ismin telaffuzu ihtimali doğduğunda alarma geçiverdi bir anda!

Uğur Dündar''ın dediği gibi;

Tosuncuk tamam da "tosun" kim acaba?

 

SORU-YORUM

AK Parti''den görmediği desteği MHP''den gören Süleyman Soylu, üç beş yıl öncesine kadar "Milliyetçi Hareket Partisi, 1960 sonrası vesayet sisteminin oluşturduğu 2 temel sonuçtan ortaya çıktı... Ben darbenin ürünüdür demiyorum ama, doğal bir sonuç olarak böyle bir siyasi talebi karşılamak adına doğdu MHP. Yeni Türkiye bu değil. Yeni Türkiye''de MHP''nin hiçbir kodu yok artık. Gelecekte Milliyetçi Hareket Partisi''nin kendisini Cumhuriyet Halk Partisi''ne eklemlendirmesine çok sıcak bakanlardan biriyim" demiyor muydu?

Yazarın Diğer Yazıları