Mide ve bağırsak kanserleri, dünya genelinde en sık görülen ve ölümcül kanser türleri arasında yer alıyor. Ancak uzmanlar, erken teşhisin bu hastalıklarla mücadelede hayati bir rol oynadığını vurguladı.

Endoskopi, kromoendoskopi, genetik testler ve görüntüleme teknolojilerindeki yenilikler, mide ve bağırsak kanserlerinin erken evrede tespit edilmesini sağlayarak tedavi başarısını artırıyor.

Türkiye’den ve dünyadan uzmanların görüşleri, erken teşhisin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

ERKEN TEŞHİSİN GÜCÜ: HAYATTA KALMA ORANLARINI ARTIRIYOR

Mide ve bağırsak kanserleri, genellikle belirti vermeden ilerlediği için “sinsi hastalıklar” olarak biliniyor.

Uzmanlar, “Bu kanser türleri, son aşamaya gelene kadar belirti vermeyebilir. Erken teşhis için düzenli tarama yaptırmak, en akıllı yol” dedi.

Uzmanlar, 45-50 yaşından itibaren herkesin, şikayeti olmasa bile endoskopi ve kolonoskopi yaptırmasını önerdi.

Özellikle ailede mide veya kolon kanseri öyküsü olan bireylerin taramalara daha erken yaşlarda başlaması gerektiğini belirtti.

Japonya, mide kanseri taramalarında dünya lideri konumunda. Japonya’da 1960’lardan beri kullanılan baryumlu grafi taramaları, hükümet desteğiyle yaygın bir şekilde uygulanıyor ve erken teşhis oranını %95-98’e kadar çıkardı. Türkiye’de ise bu oran ne yazık ki %1-2 seviyesinde.

Uzmanlar, “Japonya’daki başarı, düzenli tarama programlarının önemini gösteriyor. Türkiye’de de risk gruplarına yönelik tarama programları yaygınlaşmalı” dedi.

KROMOENDOSKOPİ: KANSERİ GÖRÜNÜR KILIYOR

Erken teşhis yöntemlerinde öne çıkan yeniliklerden biri, kromoendoskopi (boyama tekniği).

Uzmanlar, bu yöntemin kanserli hücrelerin tespit edilme oranını önemli ölçüde artırdığını belirtti.

Kromoendoskopi, endoskopi sırasında mide ve bağırsak mukozasının özel boyalarla boyanmasını içerdi.

Normal mukoza ile kanserli hücreler arasındaki farkı netleştiren bu teknik, şüpheli bölgelerden biyopsi alınmasını kolaylaştırıyor.

Uzmanlar, “Kanserli hücreler boyayı farklı şekilde tutuyor. Bu sayede, mercimek tanesi büyüklüğündeki lezyonları bile tespit edebiliyoruz” dedi.

Avrupa Medikal Onkoloji Derneği (ESMO) Sindirim Sistemi Kanserleri Araştırma Başkanı Prof. Dr. Sara De Dosso da kromoendoskopinin önemine dikkat çekerek, “Bu yöntem, erken evre kanserlerin tespitinde çığır açtı. Ancak doğru hastayı seçmek ve işlemi deneyimli hekimlerin yapması kritik” dedi.

Uzmanlar, kromoendoskopinin özellikle yüksek riskli bireylerde etkili olduğunu vurguladı.

GENETİK TESTLER VE RİSK GRUPLARI

Mide ve bağırsak kanserlerinde genetik yatkınlık, erken teşhisin bir diğer önemli unsuru. Ailede mide veya kolon kanseri öyküsü olan bireylerde genetik testler, riski erkenden belirleyebildi.

Genel cerrahi uzmanları, “40 yaşından önce mide kanseri tanısı alan bir yakını olan bireylerin, anne, baba, kardeş ve çocuklarının genetik taramadan geçmesi şart” dedi.

CDH1 ve BRCA2 gibi gen mutasyonlarının tespiti, düzenli tarama ve önleyici stratejilerle kanser riskini azalttı.

Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden onkoloji uzmanı Prof. Dr. Daniel C. Chung, genetik testlerin mide kanseriyle mücadelede dönüştürücü bir rol oynadığını belirtti. Chung, “Herediter Diffüz Mide Kanseri (HDGC) gibi genetik sendromlar, erken teşhisle yönetilebilir. Genetik testler, riskli bireyleri belirleyerek önleyici adımlar atılmasını sağlıyor” dedi.

Chung’un The Lancet Oncology’de yayımlanan çalışması, genetik taramaların yüksek riskli toplumlarda erken teşhis oranlarını %30 artırdığını gösterdi.

GÖRÜNTÜLEME TEKNOLOJİLERİNDEKİ YENİLİKLER

Endoskopi ve kolonoskopinin yanı sıra, bilgisayarlı tomografi (BT), endoskopik ultrasonografi (EUS) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) gibi görüntüleme yöntemleri, mide ve bağırsak kanserlerinin evrelendirilmesinde kritik rol oynadı.

Onkoloji uzmanları, “EUS, mide duvarındaki tümörlerin derinliğini ve yayılımını detaylı bir şekilde gösteriyor. PET-CT ise metastazları tespit etmede oldukça etkili” dedi.

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) verilerine göre, endoskopik yöntemler erken evre mide kanserlerinin %90’ından fazlasını tespit edebildi. Ancak Türken, yöntemin başarısının endoskopiyi yapan hekimin deneyimine ve kullanılan cihazların kalitesine bağlı olduğunu vurguladı.

ABD’deki Mayo Clinic’ten gastroenteroloji uzmanı Dr. Elizabeth Rajan, “Yapay zeka destekli endoskopi sistemleri, kanserli lezyonların tespitinde hata payını azaltıyor. Bu teknoloji, gelecekte tarama programlarının standardı olabilir” dedi.

RİSK FAKTÖRLERİ VE ÖNLEME

Uzmanlar, mide ve bağırsak kanserlerinin önlenmesinde yaşam tarzı değişikliklerinin önemine dikkat çekti.

Sigara, aşırı alkol tüketimi, işlenmiş gıdalar ve obezite, bu kanser türlerinin başlıca risk faktörleri arasında.

Uzmanlar, “Sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve stres yönetimi, kanser riskini azaltabilir. Ancak genetik faktörler nedeniyle risk her zaman sıfırlanamaz” dedi.

Harvard Tıp Fakültesi’nden epidemiyolog Dr. Meir Stampfer, Journal of Clinical Oncology’de yayımlanan tarihli bir makalesinde, lifli gıdalarla beslenmenin kolon kanseri riskini %25 azalttığını belirtti.

Stampfer, “Meyve, sebze ve tam tahıllı gıdalar, bağırsak sağlığını destekleyerek kanser oluşumunu engelleyebilir” dedi.

TÜRKİYE’DE ERKEN TEŞHİS ÇAĞRISI

Türkiye’de mide ve bağırsak kanserleri, kansere bağlı ölümlerde üst sıralarda yer aldı. Uzmanlar, “Ülkemizde tarama programlarının eksikliği, kanserlerin genellikle ileri evrede tespit edilmesine neden oluyor. Japonya’daki gibi ulusal tarama programları geliştirilmeli” dedi.

Uzmanlar ise pandemi döneminde endoskopi ve kolonoskopi işlemlerinin aksatıldığını, bunun kanser vakalarının geç teşhisine yol açtığını belirterek, “Hastalar, ağrı veya acı korkusuyla bu işlemlerden çekiniyor. Ancak modern teknolojilerle bu işlemler anestezi altında, düşük riskle yapılıyor” dedi.

ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR

Mide ve bağırsak kanserlerinde erken teşhis, tedavi başarısını dramatik bir şekilde artırdı.

Kromoendoskopi, genetik testler ve yapay zeka destekli görüntüleme teknolojileri, bu hastalıklarla mücadelede yeni bir dönem başlattı.

Uzmanlar, özellikle 50 yaş üstü bireylerin ve risk grubundakilerin düzenli tarama yaptırmasını önerdi.

Prof. Dr. Sara De Dosso, “Doğru hastayı seçip erken müdahale ettiğimizde, kanseri yenmek mümkün. Bilimsel çalışmalar bu umudu her geçen gün güçlendiriyor” dedi.