Soğan ekmek ve nükleer santral!

Soğan fiyatları kendisini gösterince, çeşitli tartışmalar yaşandı. En ilginci AKP'li Yasin Aktay'ın Kur'an'dan alıntılar yaparak, Firavun'un köleleştirdiği İsrailoğullarının, Musa tarafından kurtarıldıktan sonra gökten bıldırcın ve kudret helvası indirildiği halde soğan sarımsak ve mercimek istemelerini hatırlatması oldu.

Bununla kalsa iyi... Bakın bu konudan yola çıkarak ne diyor:

"Ne yazık ki siyasette popülizm çoğu kez insanlara daha iyi olanı daha kötü gibi, daha kötü olanı da daha iyi gibi gösterebilme illüzyonlarına çok geniş bir alan açıyor.

Kendilerine özgürlük bahşedilmiş insanlar o özgürlük ortamının içinden köle oldukları günlerin bütün kötü, yıkıcı, aşağılayıcı taraflarını unutup bir şekilde bazı anları özleyebiliyorlar.

Bunun ayrı bir psikolojisi, ayrı bir halet-i ruhiyesi var tabii.

Özgürlüğü herkes taşıyamıyor, nimetler her zaman ve herkeste şükrana yol açmıyor."

***

Tabii kimilerine Allah verdikçe veriyor; bıldırcın ve kudret helvasını da nimetten saymıyor, parayı bol bulunca uyuşturucu kullanmaya başlıyor! Yakalanınca da "pudra şekeriydi" diyor. Kimileri de ejder meyvesi yiyor.

Sonra da teorisyenleri, geride kalanlara dönüp sanki Musa'nın yaptıklarını yapmış gibi "sizi kölelikten kurtardık ama hâlâ soğan istiyorsunuz?" anlamına gelen sözler sarf edebiliyor...

Sanki bütün millete bıldırcın eti ve kudret helvası yedirmişler gibi...

***

Türkiye'de genel seçim var ve tabii ki muhalefet hayat pahalılığını gündeme getirecek...

Almanya'da ise genel seçime daha var ama orada ülkenin gündeminde soğan sarımsak yok... Çünkü orada asgari geçim standardı var ve çalıştığı halde o standart kadar kazanamayana devlet yardım ediyor. Kimseyi soğana sarımsağa bile muhtaç etmiyorlar.

Almanya'da devrim gibi bir karar alındı ve "nükleer enerji" dönemi sona erdi. Ülkedeki son üç nükleer santralde tüm reaktörler, geçtiğimiz cumartesi gecesi devre dışı bırakıldı

Ülkede nükleer enerjiden vazgeçilmesinden kaynaklanan enerji açığının, yenilenebilir enerjiyle kapatılması bekleniyor.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre Alman hükümetinin önünde devre dışı bırakılmış 30'a yakın nükleer santrali sökmek gibi zorlu bir görev de bulunuyor. Bir nükleer santralin sökülme süreci yaklaşık 15 yıl sürüyor. Öte yandan, Alman yetkililer, çok uzun yıllar ölümcül olabilen radyoaktif atıkların depolanması için de henüz kesin bir çözüm bulabilmiş değil.

Eski Başbakan Angela Merkel döneminde, nükleer enerji kaynaklı risklerin güvenli şekilde kontrol edilemeyeceği gerekçesiyle nükleer enerjiyi terk etme kararı alındı. Hükümet, nükleer santralleri devre dışı bırakma kararı sonrası Rusya ile enerji anlaşmaları yaptı.

***

Buna karşılık, Türkiye'de, Rusya, nükleer santral sahibi oluyor... Dönemin Mersin CHP milletvekili Vahap Seçer, Meclis'teki görüşmeler sırasında, "Bu anlaşma onaylanırsa Rusya, Türkiye'de nükleer güç santrali sahibi olacak. Dünyada bunun örneği yok. Finans ona ait, inşaatın yapımı ona ait, teknoloji, işletme, yakıt, her şey Rusya'nın..." demişti. Anlaşma, Meclis'te onaylanmıştı.

Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise "Türkiye'nin şu anda Akkuyu Nükleer Santrali'ndeki payı yüzde sıfır... Türkiye sınırları içinde nükleer güç santrali yapımı işi, bu santrale sahip olma oranı yüzde 100 olarak şu anda Rusya'ya ait ve alım garantisini de Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak biz, on beş yıl boyunca 12,35 sent/kilovatsaat olarak vermiş durumdayız." demişti.

Tabii sahip olduğu iktidar nimetlerini bıldırcın ve kudret helvası yemeyle özdeşleştirenlerin, soğan ekmek fiyatları veya millet egemenliğine aykırı anlaşmalar gibi konulara kafa yorması beklenemez.

Yazarın Diğer Yazıları