Ukrayna'daki savaşın üçüncü yılına girilirken, uluslararası ilişkilerde köklü bir değişim yaşanıyor. Bir dönem "uykuda" olduğu düşünülen Batı dünyası, güvenlik politikaları uzmanlarına göre uyanmış durumda. Öte yandan, Rusya'nın ise Çin'in "boğucu kollarında" giderek daha fazla sıkıştığı gözlemleniyor. Bu durum, yalnızca askeri ve diplomatik alanlarda değil, ekonomik ve jeopolitik açılardan da yeni bir dönemin habercisi olarak yorumlanıyor.

TRUMP'IN 50 GÜNLÜK ÜLTİMATOMU: DİPLOMATİK BİR HAMLE Mİ, KIŞKIRTMA MI?

ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya'ya Ukrayna savaşını sona erdirmesi için tanıdığı 50 günlük ültimatom, uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı. Güvenlik politikaları uzmanları, bu hamleyi "cömert bir jest" olarak nitelendiriyor ve bunun, halihazırda saldırı pozisyonunda olan Rus ordusuna hareketlerini durdurmak için tanınan sembolik bir süre olduğunu belirtiyor.

Uzmanlara göre, bu süre zarfında Rusya'nın diplomatik yollarla bir çıkış yolu bulması veya askeri operasyonlarını sonlandırması bekleniyor. Ancak bu ültimatomun aynı zamanda Trump'ın kişisel intikam arayışının bir parçası olabileceği de dile getiriliyor. Uzmanlar, "Etrafındaki herkes, Vladimir Putin'in Donald Trump'ı burnundan tuttuğunu biliyordu. Bir yerde ABD Başkanı da biliyordu ama yine de Vladimir Putin'e güvenmişti. Kendisi, Rus devlet başkanına gerçekten güvendiğini ifade etti" sözleriyle durumu özetliyor. Bu 50 günlük sürenin, Rusya'nın mayıs ayında başlattığı operasyonları tamamlamasına da olanak sağlayabileceği yorumları yapılıyor.

RUSYA NASIL SIKIŞTIRILACAK?

Trump'ın ültimatomunun ardından, savaşın devam etmesi durumunda Rusya'ya karşı %100'lük ekonomik yaptırımların devreye gireceği belirtiliyor. Bu yaptırımlar, Rusya ile ticaret yapan ülkelerin, özellikle petrol ve gaz alışverişinde bulunanların, ağır gümrük vergilerine tabi tutulmasını öngörüyor. Güvenlik politikaları uzmanları, bu stratejinin Rusya'yı ekonomik olarak çökertme potansiyeli taşıdığını ve başarılı olabileceğini ifade ediyor. Ayrıca, daha da ağır bir B seçeneği olarak, yaptırımların %500'e kadar çıkarılmasının da gündemde olduğu konuşuluyor.

SAVAŞ RUS ŞEHİRLERİNE TAŞINACAK MI?

ABD'nin Ukrayna'ya yapmayı planladığı silah yardımları da dikkat çekici. Özellikle Patriot hava savunma sistemleri ve Tomahawk seyir füzelerinin Ukrayna'ya teslim edilmesi, savaşın seyrini değiştirebilecek kritik gelişmeler olarak görülüyor. Uzmanlar, bu füzelerin Ukrayna'ya, Rus ordusunun müdahale etmekte zorlandığı lojistik merkezlere ciddi saldırılar düzenleme imkanı sunacağını belirtiyor.

Donald Trump'ın Volodimir Zelenski'ye "Ukrayna, Moskova veya St. Petersburg'u bombalayabilir mi?" diye sorduğu iddiaları, kasıtlı bir sızıntı olarak yorumlanıyor. Bu sızıntının, üçüncü taraflara "belli bir sınıra geldik, beni burnumdan tuttunuz, şimdi açık konuşuyorum, bu artık geçmeyecek ve gerekirse en ağır adımları da atacağım" mesajı vermek amacı taşıdığı düşünülüyor.

PUTİN'İN DARALAN HAREKET ALANI VE ÇİN FAKTÖRÜ

Güvenlik politikaları uzmanlarına göre, Rusya ekonomisi iyi durumda değil ve bu durum, Vladimir Putin'in hareket alanını kısıtlıyor. Putin'in bu aşamada masaya oturmasının büyük bir "kendi kalesine gol" olacağını ve güçlü lider imajını zedeleyeceğini belirtiyorlar. Ancak uzmanlar, Putin'in müzakereler başlatma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyor. Bununla birlikte, Putin'in Batı toplumlarına "Bakın, ben sürekli deniyorum ama Başkan Trump artık izin vermiyor" şeklinde bir anlatı sunarak Batı kamuoyunu etkilemeye çalışabileceği de ifade ediliyor.

Uzmanların vurguladığı bir diğer önemli nokta ise Çin faktörü. Kısa vadede Çin'in Rusya'ya dostça yaklaştığı görülse de, orta vadede bu durumun "yıkıcı bir boğaza" dönüşebileceği yorumu yapılıyor. Çin'in, Sovyetler Birliği döneminden beri kendisinden çekinilen büyük ağabey Rusya'nın zayıfladığını hissettiği ve Rus şirketlerinde azınlık hisselerine sahip olarak kilit pozisyonlara gelmeyi hedeflediği belirtiliyor. Bu durum, Rusya'nın uzun vadede Çin'e bağımlı hale gelmesine yol açabilir.

RUSYA KAZANABİLİR Mİ? ÇIKIŞ STRATEJİLERİ VE YENİ SOĞUK SAVAŞ

Güvenlik politikaları uzmanları, Rusya'nın savaşı sürdürme kapasitesine sahip olduğunu ve Ukrayna cephesini çökertmek için her şeyi yapacağını belirtiyor. Ancak Ukrayna'nın da bu büyük cephe kırılmasını önlemek için destek aldığını ekliyorlar. Uzmanlar, 2025 yılının sonu veya 2026 yılının başında Rusya'nın "kazandık" diyerek müzakerelere başlama ihtimalinin yüksek olduğunu ifade ediyorlar. Onlara göre, bu bir barıştan ziyade, yıllarca sürdürülebilecek bir ateşkes olacak ve ardından bir yeniden yapılanma süreci başlayabilir.

Batı'nın savunma harcamalarını %5'e çıkarmasıyla yeni bir silahlanma yarışı başladığını ve Soğuk Savaş düşüncesine geri dönüldüğünü vurgulayan uzmanlar, "Batı uyandı" diyerek sözlerini tamamlıyorlar. Bu yeni dönemde, Çin'in Rusya'nın Avrupa güçlerini meşgul etmesini kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışacağı da dile getiriliyor.

dron-harckocsi-haboru-orosz-ukran-679029.jpg