Sayın okurlarım, üç gün sonra Söğüt ilçemizde 727’nci Ertuğrul Gazi Şenliklerimiz tertiplenecektir. Senelerdir her yılın eylül ayının ikinci haftası, Türk milliyetçilerinin mutlu günlerinden Söğüt Şenlikleri’ne katılır ve yurdumuzun bütün yörelerinden gelen yörüklerimizle kucaklaşırdık. Onların güzel yüzlerini, yemenilerini, şallarını, kıl çadırlarını doya doya seyrederdik. Gözlemelerini yer, ayranlarını içerdik. Milli oyunlarımızı efelerinden, cirit oyunlarını da atlı yiğitlerimizden seyrederek en güzel günlerimizi yaşardık.
Ertuğrul Gazi’nin, Şeyh Edebali’nin, Dursun Fakih’in türbelerini, Orhan Gazi’nin anıt mezarını ziyaret ederek borcunu ödeyen insanların rahatlığına kavuşurduk. Kayı Boyu’nun çadırlar kurduğu ilk yerleşim alanlarını gezen ve ilk mescidimiz “Kuyulu Mescid” deki dualarımızla şerefli ecdadımıza şükranlarımızı sunardık.
Söğüt Şenlikleri, milli değerlerimize saygılı insanlarımızın kucaklaşıp hasret giderdikleri bir Türk şöleniydi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türk Dünyası’ndan gelen kardeş konuklarımız, şenliklerimize ayrı bir anlam katarlardı. Rahmetli Türkmenbaşı’nın hediye gönderdiği “Türkmen Atı” nın güzelliğini ilk defa Söğüt Şenlikleri’mizde görmüştüm. Fakat 2005 yılı Söğüt Şenliklerimiz iç politika malzemesi yapılarak siyasi şova dönüştürülmüştü. Kardeşlik, sevgi ve dostluğun mekânı, iktidar partisi AKP’nin siyaset meydanı oldu. İlçenin değişik yerlerindeki kuruluşlarda açılış törenleri yapılarak Söğüt Şenlikleri’ne gölge düşürüldü. Yörük gruplarının bir bölümü tören yürüyüşlerine katılmayarak tepkilerini ortaya koydular. Bütün şehir parti amblemli otobüslerle doldu. Şölenimiz, bir siyasi kuruluşun gövde gösterisine dönüştürüldü ve Söğüt de Söğüt olalı böyle bir zulüm görmedi. Ülkücü gençlik ve MHP yöneticileri de, törenleri iç politika malzemesi yapanlara karşı tepkilerini göstermiş, şenlik gösterilerinde ve tören alanında gruptan ayrılarak tenkitlerini ortaya koymuşlardır. İşte ben de bu törenden sonra, mutlu günlerdeki mutsuz Türkçülerden olup, artık Söğüt Şölenleri’mize katılmıyor ve televizyondan seyrederek kendimi avutuyorum. Çünkü bir yıl sonraki 2006 yılı şöleni de, bir Yörük bayramından çok iktidardaki AKP’nin şov alanına dönüşmüştür.
Sayın okurlarım, mutlu günlerdeki mutsuzluğumuz bitmiyor. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Türk Dünyası ve yeni kurulan Türk cumhuriyetlerimiz, bizlere güzel günlerimizin müjdesini veriyorlardı. Türk devlet ve topluluklarının kardeşliğini ve işbirliğini temin edecek kuruluş TÜDEV’de, Türk milliyetçilerini siyasi platformda temsil eden MHP ve Genel Başkanı Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından kurulmuş ve Prof. Abdülhaluk Çay kardeşimizin başkanlığında, 1993 yılından itibaren dokuz yıl “Türk Dünyası Kurultayları” nı tertiplemiştir. Kurultaylara bütün Türk cumhuriyetlerinden ve topluluklarından delegeler katılarak Türk Dünyası’nın siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik konulardaki birleşimini temin ederek gelecekteki “Türk Birliği” nin temel taşlarını hazırlıyorlardı.
Ben de dokuz yıl, tertiplenen bütün kurultaylara delege olarak katıldım ve Türk Dünyası’ndaki milliyetçi dostlarımla kucaklaştım. Türk Dünyası’nın bir büyük kültür olayı olan Türk Dünyası Kurultayları da 2001 yılından sonra beş yıl süreli yapılamadı ve 2006’da Antalya’da, 2007’de de Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de tertiplendi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın himayelerinde yapılması gereken Antalya’daki kurultayımız davetli olduğum halde, Türkiyeli Tayyip Erdoğan’a bırakılmasını hazmedemediğimden katılmadım ve geçen yıl Bakü’de tertiplenen kurultayımızda hasret giderdim.
Bu yılın dokuzuncu ayı içindeyiz ve bugüne kadar 12. Türk Dünyası Kurultayı’mızdan hiçbir haber alamadık. AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın Aydın Doğan’la uğraştığını görüyor ve Ermenistan’dan dönüp Azerbaycan’a gidecek olan Abdullah Gül ile TÜDEV Başkanımız Prof. Abdülhaluk Çay kardeşimizden haber bekliyoruz ve pazar günü Söğüt’ümüzdeki 727’nci Ertuğrul Gazi Şenlikleri’miz de, kutlu olsun diyoruz.
Tanrı Türk’ü Korusun.