Bir de “demokrat” bu hukukçular
Bu ülkede genelkurmay başkanlığı yapmış bir askeri, sırf internette yazılan bazı yazılar yüzünden terör örgütü üyesi hatta lideri gibi gösterip içeri tıktılar. Tutuklu yargılıyorlar.
Ama bir katil için de hemen tahliye kararı verdiler.Hatırlayın: İzmir’de 27 Ağustos 2012 tarihinde Karabağlar ilçesinde Umut Ceylan isimli çocuk parkta oynarken maganda kurşunuyla hayatını kaybetmişti. Onu vuran ve ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan sanık Can Kaylı hakkında mahkeme, tahliye kararı almış.
Prof. Fatih Hilmioğlu, ağır hasta olmasına karşın yıllardır tutuklu yargılanıyor... Yine Prof. Mehmet Haberal da aynı durumda... Gazeteci arkadaşlarımı saymıyorum bile...
Yani bu ülkenin mahkemeleri; katiller için yaptıkları olumlu hukuk yorumunu, onlardan esirgiyor.
Bak sen demokrata
Hukuktaki bu çarpıklığın bir örneğini de geçen gece bir televizyon tartışmasında gördüm. Hani şu Taksim’de pala ile adam kovalayan saldırgan var ya... İşte onun tahliye edilmesi tartışılıyordu. Kendisinin “Demokrat Hukukçular” denilen gruptan olduğu anlaşılan birisi, “ataerkil toplum” dan söz edip başladı bu saldırganı savunmaya... Yok, olaydan önce göstericilerin saldırısına uğramışmış da... Yok hukukta tahrik indirimi varmış da...
Yani; bir adım sonra cinayet işleyebilecek birisini haklı çıkarmaya
çalıştı.
Sivas’ta insan yakanları da aynı mantıkla savunmamışlar mıydı?
Kim bunlar?
Demokrat hukukçular...
İşte Türkiye’de kutsalın sömürüsünün geldiği en son boyut budur.
Rıza Zelyut/Güneş
+++
Artı 1 eksi 1
Artı 1 büyük umutlarla kurulmuştu... İktidarın baskısı sonucu dağıldı...
İki hafta önce Doğuş grubu, Gezi Eki yapıyorlar diye NTV Tarih’i kapattı... Yarım düzine gazeteci işi bıraktı... Doğuş ballı devlet ihalelerini kaçırmamak için bünyesindeki gazetecileri kaçırıyor.
Bu arada Gezi olaylarını en yakından izleyen Halk TV ve Ulusal Kanal’da reklam izliyor musunuz?
Mümkün değil... Çünkü işverenler korkudan bu kanallara reklam vermiyor.
İşverenler Gezi olaylarının başında yandaş ve yarı yandaş kanallara reklamı azaltmışlardı. Başbakan Fas gezisine çıkarken onları tehdit etti... Reklam verecekleri yoksa veriyorlar şimdi... Korkudan...
Başbakan önceki akşam bir iftar davetinde konuşma yapıyordu. Tam16 kanal canlı yayınladı. Sıkıysa yayınlamasınlar...
Devlet korkusuyla biçimlenen bir basın - televizyon yayıncılığı izliyoruz günümüzde...
Melih Aşık/Milliyet
+++
Zaman’da bir ayrılık bir isyan
Zaman Ekonomi Müdürü Kadir Dikbaş, 26 yıldır bünyesinde bulunduğu kurumdan ayrıldığını duyurdu. Twitter hesabından yaptığı açıklamada “26 yılımı verdiğim gazetem Zaman’dan gördüğüm luzüm üzerine emekliliğimi isteyerek yarın ayrılıyorum. Dün hangi inanç ve ideallerle başladımsa, bugün yine o inanç ve ideallere saygımdan ötürü veda ediyorum... Veda yazısı talebim olmadı, olmayacak da. Çünkü bazı vedaların yazısı olmaz!” dedi.
Ayrılığı “emekliye ayrıldı” biçiminde duyurulsa da Dikbaş yine twitterdan, bundan sonra yazılarını kişisel blogunda yayınlayacağını ilan etti.
Bu arada bir başka Zaman yazarı Bülent Keneş de AKP’nin medyayı dizayn faaliyetini eleştiren şu tweeti ile dikkat çekti:
“Yok mu bunun bir makul ve orta yolu?!!! Geçmişte hükümet üyelerini fiilen medya atardı, bugün medya yöneticilerini resmen hükümet atıyor...”
+++
Ali’yi arkadaşları öldürmüş...
Polisi zora sokmak için!
Ali İsmail Korkmaz, 19 yaşındaydı.
Valiye göre arkadaşları öldürdü; tek amaçları, polisi zora sokmaktı!
Ethem Sarısülük, 26 yaşındaydı; hâkime göre polisin havaya sıktığı kurşunun önüne vücudunu koydu.
Taksim Meydanı’ndaki kız, palalı adama gidip kendini dövdürttü... Bir başka adam aynı palalı adamdan, kulağını kesmesini rica etti... Başlarından yaralanıp komaya giren, gözlerini kaybeden onlarca kişi gaz fişeğine kafa attı!
Hepsinin tek amacı vardı: Polisi zora sokmak!
Okmeydanı’nda vurulan 16 yaşındaki Berkin Elvan da sırf polisi zora sokmak için haftalardır komadan çıkmamakta inat etmiyor mu zaten?
Mustafa Mutlu/Vatan
+++
Başbakan haklı Allah affetmez
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan (...) bakın geçen gün iftarda ne dedi:
“53 Mısırlı kardeşimizi katledenler, bunun hesabını Allah’a nasıl verecekler? (...) Eline bir kere kan bulaşmış bir rejim iflah olmaz.”
(...)
Gezi Parkı protestoları sırasında Türkiye’de silahsız insanlara karşı uygulanan polis şiddeti beş kişinin ölümüne neden oldu.
12 kişi gözünü kaybetti.
Kafatası çatlakları, beyin kanamalarıyla hastanede yatan çocuklar var, kafalarına hedef gözetilerek gaz bombası fişeği atıldığı için!
Bu emri verenlerin, “Onlarla anladıkları dilden konuşacağım” diye efelenenlerin eline bulaşan bu kanı Allah affedecek mi sanıyorsunuz?
Mısır’daki, Suriye’deki zalimleri cezalandıracak da, başka yerlerdekini affedecek diye mi hayal ediyorsunuz?
Mehmet Y. Yılmaz/Hürriyet
+++
Bu defa muhalefete çaktı
Tencereyi biz çalacaksak, siz niye varsınız?
Sanırım anlatamadık:
İktidar sorunu yok...
Muhalefet sorunu var...
Çünkü Türkiye kimi göndereceğine karar verdi, kimi getireceğini bulamıyor...
Bu gençler siz muhalefet yapamadığınız için meydanlara döküldüler...
O çığlıklar, siz atmadığınız içindir...
O tencereler, tavalar sizin adınıza...
Yürüyorlar çocuklar, siz durduğunuz için...
Sonunda tencereyi biz çalacaksak, siz niye varsınız?..
Bekir Coşkun/Cumhuriyet
